Her yıl mayıs ayının ilk pazartesi Metropolitan Sanat Müzesi’nde gerçekleşen, moda takviminin en görkemli etkinliği Met Gala, bu yıl Karl Lagerfeld’in onuruna “Karl Lagerfeld: A Line of Beauty” temasıyla yapılacak. Dünyanın en ünlü isimlerinin kıyafet yaratıcılıklarını görmek için sabırsızlanıyoruz. Tema, moda dünyasının en yaratıcı isimlerinden Karl Lagerfeld üzerine olunca, hayal gücünün sınırlarını zorlayacak bir kırmızı halı geçidi beklememiz kaçınılmaz hale geliyor.
Sıra dışı tasarımları, hayal gücü ve üretim tutkusuyla tanınan Lagerfeld, 65 yılı aşan kariyeri boyunca Chloé, Fendi ve Chanel gibi moda evlerinin ve kendi adıyla kurduğu markanın kreatif direktörlüğünü yaptı. Bir çok unutulmaz tasarıma ve moda anına imzasını attı. Lagerfeld’in moda sektörüne ve popüler kültüre katkıları uzun yıllara dayanan başarılı kariyer çizgisiyle birleşince, “Kaiser” yani imparator ünvanını alacak kadar büyük bir itibar kazanması da kaçınılmaz hale geldi.
Karl Lagerfeld, sektördeki yerine baktığımızda Met Gala gibi önemli bir gecede kutlanmak için en doğru isim olarak görünüyor. Ancak Metropolitan Sanat Müzesi’nin aldığı bu karar eleştiriyle karşılandı. Çünkü Lagerfeld, cinsel saldırı ve ırklara yönelik problemli söylemlere sahipti. Hiçbir zaman dile getirmekten çekinmediği şişmanfobik görüşleri de, duyarlılık sahibi kitlenin gözündeki imajını zedeledi.
Oyuncu Jameela Jamil, 2019 yılında hayatını kaybeden Karl Lagerfeld’in, Met Gala’nın kırmızı halı görünümlerini belirleyecek tema olmasına şiddetli bir tepki göstererek bir fitil ateşledi. Karl Lagerfeld’in bir fotoğrafını, üzerine “Hayır” yazarak Instagram hesabında paylaşan Jamil, Lagerfeld’e karşı neden öfkeli olduğunu şu sözlerle anlattı:
“Son derece yetenekli olan bu adam, sahip olduğu platformu kadın karşıtlığında kullandı. Hayatının son yıllarına kadar tekrar tekrar nefret söylemlerini ve eylemlerini sürdürdü. Özür dilemedi, bedel ödemedi, başta kadınlar olmak üzere saldırdığı gruplara yardım etmedi. Bu gruplar, cinsel saldırıya uğrayan kadınlar, eşit haklar isteyen LGBTİ+ bireyler, mülteciler ve şişman insanlardı (özellikle de şişman kadınlar). Bir çok “Müthiş” tasarımcı varken neden bu yobaz beyaz adam? Herkesin ilkelerine ne oldu? Bu alanlarda adaletten yana olup, tüm bunları hor gören birinin onur gecesine katılamazsınız. Üzgünüm ama hayır! 90’larda değiliz. Değerlerimizi, beyaz bir adam güzel kıyafetler yaptı diye çöpe atamayız.”
Jameela Jamil, protestosunu Lagerfeld’in yıllara yayılan toksik söylemlerine ve sorunlu hareketlerine dayandırıyor. Lagerfeld podyum modellerinin boyutlarının tektip olmasını savunur, şişmanlığın tehlikeli olduğunu söyler, modanın zayıf kadın takıntısını besleyen seçimler yapardı. Süper model Heidi Klum için “Çok kilolu” ve şarkıcı Adele için “Biraz fazla şişman” demiş, obezite hakkında kendisine yöneltilen bir soruyu “sıkıcı ve gülünç” olarak yorumlamıştı.
Karl Lagerfeld, çeşitli yerel ve uluslararası isimlerle ortaya çıkan cinsel taciz ve cinsel saldırıya karşı bir hareket olan #MeToo ‘yu onaylamadığını “Pantolonunu çıkartmak istemiyorsan model olma! Bir manastıra katıl, orada senin gibilere her zaman yer var.” sözleriyle ve cinsel tacizle suçlanan eski IMF başkanı Dominique Strauss-Kahn’a çiçek göndermesiyle açıkça belli etti.
Kendisi de bir eşcinsel olan Karl Lagerfeld, LGBTİ+ topluluğu hakkında çelişkili ve boğucu düşüncelere sahipti. Bunların arasında LGBTİ+ bireylerin evlat edinmesine karşıtlık da vardı.
Karl Lagerfeld’in tüm bu yaralayıcı ifadelerine rağmen Met Gala’da tema değiştirmeden gerçekleşecek. Metropolitan Sanat Müzesi’nin ve moda sektörünün tepkilere sessizliği ise hak savunuculuğuna karşı duyarsız bir tutum olarak yorumlanıyor.
