İsviçre’den Türkiye’ye: BATAILLE

Markanın kuruluş hikayesinden bahseder misiniz?
Markamızın hikayesi 2015 yılında başlıyor. O yılın ağustos ayında Zürih’teki Helvetiaplatz’da Julian ile karşılaştık ve resmen ilk görüşte aşktı. Şimşek çakmış gibiydi. Ben (Alexander) ESMOD Paris’in Berlin şubesinde Moda Tasarımı ve ETH Zürih’te (İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü) okuyordum; Julian Felsefe, Edebiyat ve Kültürel Çalışmalar okuyordu. Becerilerimiz, bilgimiz, estetik anlayışımız ve modaya olan sevgimiz birbirini mükemmel şekilde tamamlıyordu, tanıştıktan sonra BATAILLE doğal olarak ortaya çıktı.

İlk kapsül koleksiyonunuzu ortaya çıkarmadan önce size ne ilham verdi?
Çok benzer ve aynı estetik tadı paylaşıyoruz. İkimiz de Balzac, Proust, Djuna Barnes, Wilde, sembolizm gibi yıkıcı kültür, Art Nouveau, Art Deco ve femme fatale ve felsefe gibi edebiyatları seviyoruz. Marka ismi Fransız filozof Georges BATAILLE‘den esinlendi. Moda tasarımlarımıza ilham vermesi açısından da dikkat çeken, eksantrik ve geleneksel olmayan özellikleriyle Bohemian yaşam tarzıdır. Mevcut koleksiyon, zarif ve zengin couture parçaları ile dikkat çekiyor.

Moda endüstrisine kapsül bir koleksiyon ile giriş yaptınız. Bunun bir sebebi var mı?
Kapsül koleksiyonumuzun parçaları için tasarım, geliştirme ve üretim açısından çok zaman ve çaba harcıyoruz. Çünkü, ürünlerin her birinin şahsına münhasır ve kendi başına durduğundan emin olmak istiyoruz. BATAILLE için küçük ama anlamlı bir koleksiyona odaklanmak gerekiyordu. Özellikle detayı yüksek ve standardın dışında olan ürünlerimizde markanın felsefesi yansıtılıyor. Bir örnek olarak, pullu elbise tasarımımızı (Ivy) ele alalım. Sarmaşık elbise, zarif ipek ile kaplı. Payetli elbiseler üretmek çok pahalı çünkü ağır pullu kumaştan dolayı dikiş yaparken genellikle makine ve makas kopuyor. Her bir elbisenin ayrı ayrı dikilmesi gerektiği için, üretim süreci akıcı olamıyor ve bu zaman alıyor. Bir başka sebep de; yeni bir marka piyasaya sürüldüğünde, markanın yalnızca birkaç ürünü olduğu zaman markayı tanımanın kolaylaşacağını ve markanın bakış açısının daha iyi algılanacağınızı düşünüyoruz.
 

Koleksiyondan favori parçanız hangisi?
Her parça bizim favorimiz ama en önemlisi, İtalya’da geleneksel bir atölyede imal ettiğimiz bumbag tasarımı olan Artemisia’dır. Artemisia fikrini ortaya çıkaran, Alexander’ın yer altı kulüplerinde ve raver sahnelerinde, rezil Berghain’de ve festivallerde Berlin’de çok fazla yer almasıydı. En pahalı deriden oluşan, kadife ve yüksek kaliteli İtalyan ustalığı nedeniyle piyasada benzersiz olan Artemisia bumbag’ımız; kesinlikle sorunun cevabı. Ayrıca Artemisia, kapsül koleksiyonunun diğer parçalarıyla da mükemmel uyum sağlıyor, pullu elbise ile eşleştiği kadar kazakla da eşleşiyor.

Sosyal medya BATAILLE‘i nasıl etkiliyor?
Bugün hiçbir moda etiketi Instagram’i göz ardı edemez. Moda dünyasında belirli bir değişim var, bu yüzden en vogue olanı tanımlamanın gücü artık yalnızca dergilere, gazetecilere, tasarımcılara ve moda evlerine ait değil, aynı zamanda Instagram kullanıcıları da büyük ölçüde markanın stratejisini etkiliyor. Instagram’ın sevdiğimiz yönü, platformun anıları geri getirmenize yardımcı olan bir fotoğraf albümü gibi sunulması. Bataille’nin Instagram hesabı, herkesin istediği zaman genel bir bakış açısı kazanabileceği, markamızın bir tür arşivi veya portföyü gibi.

Markanız için yakın gelecekteki planlarınızdan bahseder misiniz?
BATAILLE olarak vizyonumuzu global lüks moda markası algısında sürdürmeye devam ediyoruz. Bir sonraki koleksiyon geliştirme aşamasında. Bu koleksiyonda özenle işlemeli ipek bodysuit’ler, yeni bumbag modelleri ve daha birçok yeni parçalar var. İlerleyen zamanlarda moda felsefemizi geliştirmek istiyoruz. Julian, moda teorisi altında bataille.online’da moda ve lüks hakkında denemeler yayınlıyor. Yakın gelecekte vizyonumuzu, birikimlerimizi ve hedeflerimizi anlatan daha fazla deneme yayınlanacak.
 

Hangi tasarımcı ile iş birliği yapmak istersiniz?
Tüm seçeneklere açığız!

Kendi markasını kurmak isteyen genç tasarımcılara tavsiyeleriniz var mı?
En önemli şey, hiçbir markanın üretemediği üretim lojistiğidir. Daha sonra doğru seçim her şeyde önemli bir rol oynuyor. Tedarikçiler, materyaller, tasarımlar, renkler, görüntüler…İyi seçmek çok zaman alıyor  ancak sonuçta başarıya yol açabilir. Buna Türkiye’de “İnce eleyip sık dokumak” deniyor sanırım.

Son olarak, BATAILLE‘in felsefesi ile ilgili neler söylersiniz?
BATAILLE, modayı daha geniş bir kültürel bağlamda anlıyor ve onu sanat, edebiyat ve felsefe ile birlikte harmanlıyor. BATAILLE‘in ardındaki itici güç, modanın bir sosyal-özgürleştirici ve yaşamı güçlendirici, canlandırıcı bir güce sahip olabileceği inancıdır. Başkalarının sizi beklediği gibi giyinmeyin, kendi kişiselliğinize ve tarzınıza göre giyinin. Moda, sanat eseri olarak kendini tedavi etmelidir. Hayatınızı bir sanat eseri olarak düşünün, kendi hayatınızın küratörü olun, güzelliğini ortaya çıkarın!

Röportaj: Berkant OĞUR

 

BATAILLE’den alışveriş yapmak için tıklayın!

İlgili Makaleler