Her zaman her hastalığın bir tedavisi ve her çıkmazın bir çözümü olmayabiliyor, bunu kabul ediyoruz. Ancak yolda rastladığımız, işleri biraz daha yoluna sokacak minik hatırlatmalar her zaman herkesin işine yarıyor.
Kardeşinizle her akşam bir oyun oynadığınızı düşünün, her akşam uyumadan önce karşılıklı oturup büyük bir keyifle gerçekleştirdiğiniz bu aktivitenin hiç bitmemesini, sonsuza kadar sürmesini diliyorsunuz. Kardeşinizin de böyle hissettiğini düşünüyorsunuz ancak o bir gün oynamak istemediğini söylüyor. İlk tepkiniz elbette kızmak oluyor. Çok sinirleniyorsunuz ardından içinizi tarifi olmayan bir üzüntü kaplıyor. Üzüntünüze rağmen tartışmanız giderek büyüyor ve artık akıl almaz bir hal alıyor, tam da o anda kardeşiniz itiraf ediyor, “Kartları artık tutamıyorum.”
Görünen o ki kardeşinizin eklem rahatsızlığı çok kötü bir hal almış ve artık kartları elinde tutamıyor. Kime kızacaksınız? Elinde olan bir şey değil ki.
- Siz aynı kişi değilsiniz, eskisinden daha iyisiniz.
- O ise artık sadece kartları tutamıyor.
