Cilt Bakım Rutininizde Doğru Ürünler Kullanmak için Bilmeniz Gereken İçerikler

Sadece çevreye değil sağlımıza da zararları bulunan kimyasallara her gün farkında olmadan maruz kalıyoruz. Yüz, cilt ve vücudun güzel görünmesi ve daha hijyenik olması için kullandığımız ürünlerin içerikleri düşündüğümüz kadar masum değil. Peki, günlük hayatta sık sık kullandığımız kozmetik ürünlerinin neler içerdiğine ne kadar hakimiz? Kozmetik alışverişi yaparken etiketler bize neler söylüyor? Öncelikle marka seçerken daha bilinçli hareket ederek hem kendinizi hem de çevreyi koruyabilirsiniz. Bazı markaların pazarlama stratejilerinde de kullandığı temiz içerikli ürünlerin sayısı her geçen gün artıyor. Sağlığı tehlikeye atan kimyasalların tamamını bir anda hayatımızdan çıkarmak belki imkansız ama azaltmak mümkün.

ETİKETLERİ İNCELEYİN
Her marka, piyasaya yeni bir ürün sürerken ürünün içeriğinde yer alan maddelerin yazılı olduğu içerik listesini, bu ürünün üzerinde belirtmekle yükümlü. Kimyaya karşı özel bir ilginiz yoksa içindekiler bölümünde yer alan maddelerin isimlerini anlamlandırmakta zorluk çekebilirsiniz. Bu yüzden kozmetik ürünlerinde kullanılan bazı içerikleri daha yakından tanıyıp zararlarını öğrenerek ilk adımı atmanız mümkün.

Üzerinde organik sertifikası etiketi bulunan ürünler yüzde 99’a kadar kimyasal maddelerden arındırılmış  olmak zorunda. Üstelik bu sertifikayı alabilmek için ürünün içerdiği maddelerin kimyasallardan arınmış olması yeterli olmuyor. Ek olarak bu hammaddelerin organik tarım aracılığıyla elde edilmesi gerekiyor. Ürünlerin organik sertifikası alabilmesi için ciddi kontrollerden geçtiğini düşünürsek bu ibarenin bulunduğu ürünleri güvenle kullanabilirsiniz.

KORUYUCU ÖZELLİKLİ PARABEN
Kozmetik ürünleri içerisinde raf ömrünü uzattığı ve bakteri, küf gibi oluşumların önüne geçtiği için en çok tercih edilen ve kullanılan kimyasalların başında paraben geliyor. Çoğumuzun aşina olduğu parabenin meme kanseri ve deri hasarlarına yol açtığı biliniyor. Bu kimyasalın farklı formları da kozmetik ürünleri içerisinde yer alabiliyor.

KÖPÜREN MADDE SLS
Hepimizin sıkça duyduğu bir diğer madde de SLS yani bir ürünün köpürmesini sağlayan sodyum lauryl sülfat. O çok sevdiğimiz temizlik hissini veren köpürme eyleminin aslında yarardan çok zararı olabiliyor. Özellikle şampuan, sabun, tıraş köpüğü, deterjan, cilt temizleyici ve diş macunu gibi su ile temas ettiğinde bol bol köpüren ürünlerin içerisinde yer alan bu zararlı kimyasal ağız ülseri, cilt kuruluğu ve tahrişi gibi sorunlara yol açabiliyor. Ayrıca, mikro plastik formundaki bu madde atık suların içine karışıp suda yaşayan canlıları da zehirliyor ve maalesef arıtma özellikli filtrelerle bile sudan ayrıştırılamıyor.

SENTETİK BOYALAR
Hepimizin dikkatini üzerine toplayan reyonlardaki rengarenk, cıvıl cıvıl kozmetik ürünlerinde kullanılan boyalar, kanserojen madde kategorisine giren yapay renklendirici içeriyor ve sağlığımız için doğrudan tehdit oluşturuyor. Bir ürünün içindekiler kısmında FD&C ve D&C ibarelerini görürseniz bilin ki o ürün sentetik boyalar sayesinde dikkatinizi çeken rengi almış. Özellikle ruj gibi rengarenk tonlara sahip ürünlerin içerisinde bulunan bu boyaların bulaşmasını önlemek için yoğun miktarda kurşun, baryum ve alüminyum sabitleyici madde olarak kullanılıyor. Kırmızı pigmenti veren D&C, hafif pembelik veren bazı allıkların içeriğinde bulunuyor ve sağlıklı bir görünüm için elmacık kemiklerinin üzerine uygulandığında gözeneklerin hava almasını engelliyor, yanaklarda akne oluşumuna neden olabiliyor.

SON KULLANMA TARİHİNİ UZATAN FORMOL
Kozmetik ürünlerinin içeriğinde bulunan proteini sertleştirip çürümesini engelleyen formol, sulu çözelti formunda bulunuyor. Sağlıklı ve güzel görünen el ve ayaklar için vazgeçilmez adımlardan bir olan manikür ve pedikür uygulaması sonrası kullanılan tırnak cilalarının da içeriğinde yer alan formol kanserojen bir madde. Saç düzleştirme uygulaması olarak bilinen Brezilya fönünde kullanılan ürünlerin ve bazı maskaraların da içeriğinde rastlanılan bu kimyasal, cilt üzerinden veya tırnak kenarlarından deri ile temas ettiğinde tırnak bozukluklarına, göz ve göz çevresi sorunlarına ve alerjik cilt reaksiyonlarına  yol açabiliyor.

ULTRAVİYOLE IŞIĞI EMEN OXYBENZONE
Kan dolaşımına karışabilen ve özellikle güneş koruyucu kremlerin veya SPF’li nemlendiricilerin içeriğinde bulunan oxybenzone vücuda girdiğinde östrojen hormonu gibi davranıp hormon düzenini bozuyor, kansere neden oluyor. Güneşin zararlı etkilerinden korunmaya çalışırken başka sağlık problemleriyle karşılaşmamak için seçtiğiniz güneş koruyucuların etiketini dikkatlice incelediğinizden emin olun.

ANTİBAKTERİYEL TRİKLOSAN
Ellerimizi sıklıkla yıkadığımız bu günlerde bakteri ve virüslerden korunma amaçlı kullandığımız sabunların içeriğinde yer alan triklosan cilt için faydalı bakterilerin de ölmesine neden olarak cilt florasını bozuyor. Diş macunlarının da formülünde bulunabilen bu kimyasal sudaki klor ile karışıp etkileşime girerek kanserojen bir forma dönüşüyor. Bir tür cilt problemi olan egzama sorununa yol açan bu madde, tiroit hormonları üzerinde de olumsuz bir etkiye sahip.

HAYVANSAL TÜREVLİ LANOLİN
Koyun veya keçi yününden elde edilen bu madde, hayvansal türevli olduğu için alerjik tepkimeye yol açabileceği gibi ne kadar saflaştırılırsa saflaştırılsın pestisit yani böcek ilacı barındırma olasılığı yüzünden kanserojen etki yaratıyor. Yoğun dokusu yüzünden cilt tarafından kolaylıkla emilemiyor ve gözenekleri tıkıyor. Dudak koruyucuları ve parlatıcılarında bulunan bu madde bölgesel akne problemine neden olurken tüy dökücü kremlerin formülünde yer aldığında ise cilt tahrişlerine sebep oluyor.

HOŞ KOKU VEREN FTALAT
Hormonal aktivitenin bozulmasına, karaciğer fonksiyonlarının zarar görmesine neden olan ftalat kozmetik ürünlerinin güzel kokması ve plastik dokunun daha esnek bir hale gelmesi için kullanılıyor. Bebeklere özel ürünlerin genellikle kokusuz ve parfümsüz olmasının sebebi de içeriklerinin daha temiz olmasına gösterilen özen. Ne kadar koku, o kadar ftalat diye düşünebileceğiniz bu madde losyonlar, saç spreyleri, parfümler, şampuanlar, oda spreyleri ve pudra, allık, ruj gibi makyaj malzemelerinde bulunabiliyor. Meme kanseri riskini artıran ve ergenlik çağındaki kızların göğüs gelişimine zarar veren bu kimyasal, kokunun ana maddesi olduğu için markaların kanunen hakkı olan gizlilik ilkesine bağlı olarak içindekiler kısmında yazılmayabiliyor.

 

YAZI SELİN ÇATAY ERKMEN

 

İlgili Makaleler