Deniz Akkaya’nın Evi

Salonundaki Casa koyu gri keten kanepesine Engin Özmen tasarımı özel yapım siyah parlak lale kitaplık, sehpa, çalışma masası ve dresuar gibi parçalar uyumla eşlik etmiş. Salondaki çoğu obje ve aksesuarı Archive’den tamamlamış. “Keyifle alışveriş ettiğim yegane mağaza. Çünkü orada beğendiğim dünyaca ünlü tasarımcıların birçok ürünlerini bulabiliyorum,” diye belirtiyor. Salonun ve antrenin kırık beyaz duvarlarında onun ve kızının Erdi Doğan ve Jülide Güngör tarafından çekilmiş fotoğrafları asılmış. Salonda modern ve koyu tonlarda tercihler yapmış. Evinin kendisini tam yansıttığını, yalın ve huzurlu bir ev hayal ettiğini ve bunu da gerçekleştirdiklerini söylüyor.
 

Bahçesine konforlu geniş bir sedir yaptırmış Akkaya. Lise eğitiminden sonra İstanbul Üniversitesi Amerikan Dili ve Edebiyatı bölümünü kazanmış. Mankenlik kariyeri 1997’de Best Model of Turkey yarışması birinciliğinden sonra başlamış. Aynı yıl düzenlenen Miss Grace of the World yarışmasında da dördüncü güzel seçilmiş.

Özel durumlar dışında artık podyumlara çıkmadığını kariyerine bundan böyle televizyonda sunuculuk yaparak devam etme kararı aldığını belirtiyor. Televizyona yaptığı moda ve magazin programlarındaki yorumculuk işini sevmiş. “Bu yaz ekip arkadaşlarımla çalışma kararı aldık. Yani bu yazki tatil planlarımı ertelemiş durumdayım,” diye anlatıyor. Çalışmayı ve üretmeyi sevdiğini öyle uzun tatillerin ona göre olmadığını anlatıyor. “Hele şu dönem. Bence kimsenin çalışmama gibi bir lüksü olmadığını düşünüyorum. Ayrıca önüme gelen fırsatları bana uygun olduğu sürece tepen biri hiç olmadım,” diye iş yaşamına bakışını kısaca özetliyor.

Peki bir ev günü nasıl geçiyor şu sıralar? Sabahları kızını erken Pierre Loti’deki okuluna uğurladıktan sonra ilk iş hızlı bir çay veya kahve içip sahile koşmaya iniyor. Ardından eve gelerek kahvaltısını yapıyor ve trainer’ı Yiğit Kuşbeygi’nin yanında soluğu alıyor. Spor yapmadan ter dökmeden ruh ve beden güzelliğine asla kavuşulamayacağına inanıyor o. Bahçede arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi seviyor. “Kendi eğlencemizi kendimiz yaratıyoruz burada. Gelenler şikayetçi değil,” diye keyifle anlatıyor.

Dışarda yemeğe çıkacağı zaman ilk tercihi Rumelihisarı’ndaki İskele veya Etiler’deki Papermoon oluyormuş. Lezzet olarak alıştığı yerleri kolay kolay değiştiremediğini söylüyor. Bir de tabii kızıyla birlikte yaptığı tatil ve sinema gibi aktiviteler var sevdiği. “Ayşe’ye tüm Türkiye’yi tanıtacağım. Önümüzde birkaç günlüğüne kaçacağımız Kapadokya seyahatimiz var. Karnesi iyi geldi hak ediyor bunu,” diyor. O konuşurken cildinin ışıltılı sırrını sormadan edemiyoruz. “Gluten yok hayatımda artık ondandır. Rulo pasta sizlere,” diyor mutfak masasında hazırladığı şık sunumu işaret ederek. Gluteni kestikten sonra enerjisinin iki kat daha arttığını söylüyor. Kullandığı Environ cilt ürünlerinden de çok memnunmuş. Akkaya’nın evinde yeşile bakarak yakaladığı huzura, çalışmaya olan azmine ve sağlıklı yaşam kalitesine bakılırsa bu yaz sezonuna bomba giriş yapacağı kesin gözüküyor. 

İlgili Makaleler