Ne Okusak? Ağustos Ayı Kitap Önerileri

Galaksinin Batı Sarmal Kolu’nun bir ucunda, haritası bile çıkarılmamış ücra bir köşesinde, gözlerden uzak, küçük ve sarı bir güneş vardır. Bu güneşin yörüngesinde, tamamıyla önemsiz ve mavi-yeşil renkli, küçük bir gezegen döner. 
Gezegenin maymun soyundan gelen canlıları öyle ilkeldir ki dijital kol saatinin hâlâ çok etkileyici bir buluş olduğunu düşünürler.  Bu gezegenin şöyle bir sorunu vardı: Üzerinde yaşayan halkın büyük bölümü çoğu zaman mutsuzdu. Bu sorun için pek çok çözüm önerilmişti, ama bunların çoğu genellikle yeşil renkli küçük kâğıt parçalarının hareketleriyle ilgiliydi.  Bu da tuhaftı, çünkü aslında mutsuz olanlar yeşil renkli küçük kâğıt parçaları değildi. Bu nedenle sorun varlığını sürdürdü; halkın çoğunun durumu kötüydü ve onların büyük bölümüyse sefildi, dijital kol saatleri olanlar bile. Her şeyden önce, ağaçlardan inmekle büyük bir hata ettiklerini düşünenlerin sayısı gün geçtikçe artıyordu. Yaklaşık iki bin yıl sonra, bir perşembe günü korkunç, aptal bir felaket meydana geldi. İşte bu kitap o felaketin doğurduğu bazı sonuçların öyküsüdür. Üstelik unutulmaması gereken şu ki: Dizinin daha ilk kitabındasınız ve yine bir perşembe yaklaşıyor, hafta sonuna az kaldı.

Bedenimin içindeki canı gör, sadece etimi değil.
Gözlerimin içindeki hayatı gör, sadece bakışımı değil.
Hissettiklerimi gör, sadece tepkilerimi değil.
Beni gör.

Derinliğimde boğulmadan,
Sorularımda kaybolmadan, 
Korkularında yok olmadan,
Gör Beni.

Bir fısıltıya koydum kendimi.
Kalbine soruyorum yerimi:
Başarabilir misin beni görmeyi? 
Cesaretin yeter mi?
Topla cesaretini ve Gör Beni.

Birileri bizden fırtına bekliyor, 
onlara gökkuşağı vermeye hazır mısınız?

Bu etkileyici eserde Osho, yaşamın her yönüne değiniyor. Tıp bilimi ve meditasyonun nasıl bir bütünlük oluşturabileceğini ve birlikteliklerinin insanları nasıl iyileştirilebileceğini gösteriyor. Osho, katarsis sürecinden geçmenin neden modern meditasyon yöntemlerinin gerekli bir parçası olduğu ve dönüşüm için neyin gerekli olduğu konusunda ayrıntılı bir açıklama sunuyor.  Katarsis, öfke ve bastırılmış duyguların başkalarına değil, boşluğa salındığı tüm engelleri kıran bir sel, bir fezeyan olarak tanımlanır.
Ve sonra: “Her şey ortadan kalkacak. Zihin baskı ve alışkanlıklardan kurtulunca farkındalık kolaylıkla gelecektir.” Bu kısa ve kapsamlı çalışma Osho’nun düşünceleri ve meditasyonları için bir kılavuz olmakla beraber okuyuculara daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam için bir yol haritası sunmaktadır.

Nihayet günün birinde ikisi de bunun böyle sürüp gidemeyeceğini anladılar. İkisi de birbirlerine açılmaya sonunda karar verdiler. Sabahın seherinde karşı karşıya gelince, dişi söylemek istediği şeyleri gözleriyle anlatmak istedi.  Tam bu esnada, üzerinde oturdukları söğütten sarı bir yaprak düştü, iki tarafa sallanarak aralarından geçti ve dişinin en manalı baktığı zamanda gözlerinin önünü kapattı. Erkek bu bakışı göremedi. Fakat her ikisi de sarı yaprağı gördüler. Erkek ağzını açtı, “Senden hiç ayrılmak istemiyorum…” demişti ki, buvvv diye soğuk bir rüzgar esti… Dişi, erkeğin sözlerini işitemedi.  Fakat her ikisi soğuk rüzgârın sesini duydular. Birbirlerinin gözlerine baktılar; artık yuva kurma zamanının geçtiğini, sonbaharın geldiğini ve ayrılacaklarını anladılar. İkisi de içini çekti.  Tepelerinden birçok kırlangıçlar geçti; sıcak yerlere dönüyorlardı. Ayrıldılar… Ve bir daha birbirlerini görmediler. Fakat ikisi de küçük derenin kenarındaki o söğüdü ve orada geçirdikleri güzel ilkbaharı ve yazı unutamadılar. 
Ve ikisi de, böyle bir yaz geçirmemiş olan diğer kırlangıçlara tepeden baktılar… (Çünkü azlıkta kalanlar çok olanlara nedense tepeden bakarlar.) Öyle adamlar vardır ki; haysiyet, şeref gibi kayıtlara aşina olmadıkları halde, gurur ve kibir, dokunulur, acizlikleri yüzlerine çarpılırsa, kendilerini kaybedecek kadar hiddetlenirler.

İlgili Makaleler