Nil Keser ile Yansımalar

InStyle Türkiye olarak Nil Keser ile geçmişteki moda çekimlerimizi hatırlamak için hafızamızı fazla zorlamamız gerekmiyor. Egzotik bir ada seyahatinden kırlar içinde bohem bir randevuya, her daim güzel anılar biriktirmişiz kendisiyle. Mayıs ayına geri sayım yaparken bu kez rotayı iç dünyamıza çeviriyor, yaratıcı set tasarımı, kurgusu ve ambiyansıyla, “Hayal kurmaya devam,” dediğimiz farklı bir çekim gerçekleştiriyoruz hep birlikte.

Röportaj Eylül Solakoğlu Fotoğraf Emrey Özcan Styling Nazlı Kayran 

  • Sizi en son 2019’un Haziran ayında dergimize konuk ettik. O zamandan bu yana hayat nasıl gidiyor?

Bir süredir hepimizin içinde olduğu pandemi sürecinden geçiyoruz. Her şeye alıştığımız gibi buna da alıştık sanırım. Bir sene önce sorsaydınız daha farklı bir cevap verebilirdim. Bu süreçten bir an önce sağlıkla çıkmamızı diliyorum.
 

  • Yakın gelecekte sizi nasıl bir projede izleyeceğiz? İpucu var mı?

Yakında keyifli bir rolle ekrana döneceğim, sürpriz olsun!

  • Beyazperde ya da televizyonda özellikle canlandırmak istediğiniz bir karakter var mı?

Güçlü, savaşçı bir kadını oynamayı çok isterim.
 

  • Kırgın Çiçekler dizisi oyunculuk hayatınızda önemli bir dönüm noktasıydı. Orada kurduğunuz arkadaşlıklar hala devam ediyor. Ne sıklıkla görüşüyor, birlikte neler yapıyorsunuz?

Kırgın Çiçekler’de kurduğumuz dostluk hala devam ediyor. Sürekli görüşüyoruz. Geçmişe dönüp baktığımızda arkadaşlığımız yedi seneyi devirmiş. Genellikle evde vakit geçirmeyi sevdiğimiz için favori aktivitemiz köpeklerimizi de alıp birimizin evinde film gecesi yapmak. Pandemi bu anlamda bizi çok değiştirmedi. Bazen birlikte oynadığımız sahneleri açıp izliyoruz ve çok gülüyoruz. Böyle arkadaşlıklar kurabildiğim için çok şanslıyım. Yıllar geçse de böyle devam edecek sanırım. Ne mutlu bize!

  • Bu dönemi nasıl geçiriyor, ruh sağlığınızı nasıl koruyorsunuz?

Bu dönem tüm dünyanın aynı anda yaşadığı salgın nedeniyle evlere kapandık. İlk zamanlar alışmaya çalışmakla, maalesef hiçbir şeye konsantre olamamakla ve panikle geçti ama sonrasında iç dünyama daha çok döndüm ve evcimen bir insan olmaya başladım. Kendimi birçok farklı alanda geliştirerek akıl sağlığımı korumaya çalıştım. Özellikle spor ve film izlemek bana iyi geldi. Okuyamadığım kitapları okumak için de bolca zamanım oldu.

  • Bale geçmişiniz var. Devam ediyor musunuz yoksa yerini başka egzersizler mi aldı?

Bale tutkum hala devam ediyor. Pandemi bittiği an yeniden barın önüne geçeceğim ama şu günlerde evde olduğumuz için daha çok yogayla ilgileniyor ve vücudumu esnek tutmaya çalışıyorum.
 

  • Yazmayı sevdiğinizi biliyoruz. Yakın zamanda neler üzerinde çalıştınız?

Evet, yazmayı seviyorum ama profesyonel anlamda değil. Günlük tutmayı çok seviyorum. Anıları somutlaştırıp yıllar sonra kendime dönüp bakacak olmak beni heyecanlandırıyor. Absürt komedi türünde küçük bir dizi projesi karalamıştım en son. Belki bir gün oyuncu arkadaşlarımla çekerim.
 

  • Son dönemde neler okudunuz?

En son Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam, Latife Tekin’in Sevgili Arsız Ölüm ve Charlotte Perkins’in Kadınlar Ülkesi kitaplarını okudum.

  • Sosyal medya hesabınızda marka birlikteliklerinizi görüyoruz. Dijital dünyayla aranız nasıl?

Dijital dünya artık hepimizin parçası olduğu bir alan. Buna kayıtsız kalmak mümkün değil. Dünya düzeninin değişeceğine, farklı bir sisteme geçeceğimize inanıyorum. Her şeyin daha yeni başladığını ve buna bir şekilde ayak uydurmamız gerektiğini, hatta ayak uydurmak zorunda kaldığımızı düşünüyorum. Her şey değişirken ben de elimden geldiği kadar yenilikleri yakalamaya çalışıyorum. Umarım tüm bu değişimler pozitif ve eşitlikten yana olur.

  • Hayvanlarla çok güzel bir diyaloğunuz var, bu konuda aktif adımlar atıyorsunuz. Bu vesileyle soralım, onlar için neler yapılabilir?

Hayvanlar en hassas olduğum konu desem yeridir. Onlarla kurduğumuz sevgi bağı hiçbir şeyle değişilmez. Konuşmuyor, kendilerini ifade etmiyor olmaları onlara üstünlük kurmamıza neden olmamalı. Çok küçük meblağlarla mama bağışı yapılabilir, sahiplendirilmeleri için paylaşımlarla destek olunabilir. Bununla birlikte evlerimizin önüne mama kapları koymak veya arabamızda, çantamızda bir paket mama taşımak bile bir sürü hayatı kurtarmamıza yardım eder. Hala hayvana karşı şiddet, işkence haberleri görüyoruz. Akıl alır gibi değil. Sürekli bunları paylaşıp sesimizi duyurmaya çalışıyoruz elimizden geldiğince. Umarım hayvan hakları yasası bir an önce çıkar ve gerekli cezalar verilir.

  • Çekimde çok hareketli, içten ve pozitiftiniz. Hep böyle misinizdir yoksa içinize kapandığınız olur mu?

Sanırım bu benim kendimi savunma mekanizmam. Modumu böyle olarak yüksek tutuyorum. Şükretmeyi seviyorum. Düştüğüm anlar oluyor tabii. Hep bu kadar pozitif kalmak insan doğasına aykırı bence ama kendi içimde yaşamayı seviyorum üzüntülerimi, düşüşlerimi… Bana göre insan kendini en çok düştüğü anlarda geliştiriyor. Sıkıntılar ve mutsuzluklar da güzeldir, hepsini kabul etmek gerekir. Ben genelde savaşmıyorum, savaşıp yorulduğumda da uyuyarak mutlu oluyorum.

  • Yengeç burcusunuz. Bir röportajınızda imkanınız olsa bunu değiştirmek istediğinizi söylemişsiniz. Neden?

Esasında yengeç burcunun özelliklerini seviyorum ve fazlasıyla taşıyorum. Sadece duygusal yönü bana bazen fazla gelebiliyor, çok sulu gözlü olabiliyorum. Hassasiyetimin yüksek oluşu beni zorluyor.

  • Yaza az kaldı. Yelken tutkunuzdan bahsedin biraz!

Ben kesinlikle yaz insanıyım, güneş gördüğüm an enerjim değişir! Deniz en büyük tutkum, elimde olsa sadece denizin üstünde yaşayabilirim. Denizin gücünü ve insanın oradaki mücadelesini çok seviyorum. Bana büyüleyici geliyor.
 

  • Kendinize her daim hatırlattığınız bir motto var mı?

Anda kal, umudunu kaybetme.

İlgili Makaleler