Pazar akşamlarında hissedilen ağırlık: “Sunday Blues” nedir?

12 Haziran 2025

Hafta sonunun son saatleri yaklaşırken gelen tarifsiz huzursuzlukla birlikte her şey yolundaymış gibi görünse de içinizi bir sıkıntı kaplıyor olabilir. “Sunday blues” ya da “Pazar sendromu” denen bu durum, özellikle haftaya yeniden başlama fikrinin beraberinde getirdiği baskılarla bağlantılı. Ama bazen bu his, yalnızca bir iş kaygısından çok daha fazlasını taşıyabilir.

Konu sadece işe dönüş değil, ritim değişikliği 

Hafta sonu daha yavaş, daha özgür, belki de daha “kendinize yakın” geçiyor. Pazartesi ise erken uyanmak, sorumluluklar ve düzen demek. Bu geçiş, zihni doğal olarak strese sokabiliyor. Vücudunuzun ve zihninizin bu geçişe tepki vermesi oldukça normal. Özellikle hafta boyunca kendinize yeterince zaman ayıramadıysanız, Pazar akşamları bu eksikliğin farkına varmak daha da zorlayıcı olabilir.

Sosyal medyanın da payı olabilir mi?

Pazar akşamları, başkalarının “mükemmel” hafta sonu paylaşımları arasında kaybolmak da bu hissi derinleştirebilir. Bir şey kaçırıyormuşsunuz ya da yetersizmişsiniz gibi hissettiren içerikler, halihazırda var olan o sıkıntıyı büyütebilir. Oysa herkesin ekranın dışında başka bir hikayesi var.

Bu duyguyla kalmak mümkün mü?

Sunday blues’dan tamamen kaçmak zor olabilir. Ama bu duyguyu bastırmak yerine tanımak, hatta belki de ona alan açmak işe yarayabilir. Bu his geldiğinde, kendinize küçük ama şefkatli bir alan yaratmak; bir yürüyüş yapmak, günlük tutmak ya da telefonlardan uzak durmak geçişi daha yumuşak kılabilir.

Kendinize döndüğünüz bir akşam olabilir

Pazar akşamlarını bir son gibi değil, kendinize döndüğünüz bir hazırlık zamanı olarak düşünmek fark yaratabilir. Yatmadan önce birkaç sayfa kitap, plan yapmadan yapılan küçük bir rutin, sizi o sıkışıklıktan çıkarabilir. Sunday blues herkesin yaşadığı ama az konuşulan bir his. Belki de onu yönetmenin ilk adımı, yalnız olmadığınızı bilmekle başlayacak.

Kapak: Pexels

Ayşenur Kurtuluş

Üç yıl Fizik eğitimi aldıktan sonra modaya ve yazmaya olan ilgisini keşfeden Ayşenur, İstanbul Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı bölümüne geçiş yaptı. Eğitiminin ilk yılından itibaren ELLE ve InStyle dergilerinde staj yaparak sektöre adım attı; aynı dönemde içerik üreticiliğine başladı. 2024 yazında daha önce stajyer editörlük ve styling asistanlığı yaptığı InStyle Türkiye ekibine dijital editör olarak katıldı. Ardından Marie Claire Türkiye’de dijital editörlük rolünü üstlendi. Şu anda yeniden InStyle Türkiye’de dijital içerik editörü olarak görev yapıyor.

Daha Fazla İçerik

lee yaz koleksiyonu

Lee yaz mevsiminde de zamansız rahatlık sunuyor

Lee, kalite ve rahatlığı vurgulayan ürünleriyle zamansız şıklığın ve iyi

Sabahları uygulayabileceğiniz “10 dakikalık sessizlik” rutini ne işe yarar?

Günün ilk anları, zihnin henüz dağılmadığı, bedenin ise hâlâ geceyle