Karantina Günlükleri: Cansu Tosun

  • En çok hangi sanatçı ya da şarkıları dinlediniz?

Bu aralar radyoda Lounge FM açık. Arada Nicole Cruz dinlediğim de oluyor ama sözsüz, iyi hissettiren parçalar son dönemde daha iyi geliyor bana.
 

  • Bu dönemde okuduğunuz kitaplar arasında sizi en çok etkileyen hangisi oldu?

Hamile olduğum için Marie Mongan’ın HypnoBirthing kitabını okudum ve yeni bitirdim. Doğumun nasıl mucizevi bir süreç olduğu, kadının fizyolojk ve biyolojik yapısı ve değişimi beni çok etkiledi.
 

  • Zamanınızı ağırlıklı olarak neler yaparak geçirdiniz?

Sadece durmak ve hiçbir şey yapmamak çok iyi geldi bana. Tabii ki bu hep böyle devam edemiyor; insan üretmeyi bırakırsa enerjisini kaybedebiliyor, gereksiz kaygı ve korku hislerine kapılabiliyor. Yine de dünya daha önce yaşamadığımız bir süreçten geçiyor, o yüzden durmak iyi hissettirdi. Yemek yapmak, kitap okumak, resim yapmak, yazmak bunlar bana özellikle bu dönem iyi gelenler arasında.
 

  • Hangi dizi/filmleri izlediniz?

La Casa de Papel yayınlandığı gün bitti, yine Netflix’teki Unorthodox dizisini de izledim. Parasite filmini yeni izleyebildim. Onun dışında Ayhan Hanım, Dogtooth, Contagion ve daha birçok film sayabilirim. Sırada Meryl Streep’in oynadığı Julie & Julia var.
 

  • Sosyal medyada en fazla hangi uygulamayı kullandınız?

Tabii ki Instagram.
 

  • Bu süreçte kendinizle ilgili neler keşfettiniz?

Dünyaya nasıl bir faydam dokunabileceği üzerine daha fazla düşünmem gerektiğini öğrendim.
 

  • En çok nereye gitmeyi ve ne yapmayı özlediniz?

İkinci evimiz Amsterdam’da, oraya çok sık gidiyorduk. Dolayısıyla en çok orada Vondelpark’da yürümeyi, bisiklete binmeyi özledim. Bir de tabii ki ailem ve dostlarımla bir araya gelmeyi.
 

  • Dünya sizce bu süreçten neler öğrendi, nasıl dersler çıkaracak?

Öncelikle biz dünyalıların değer anlayışının dönüştüğü bir süreç bence; kendimizi sorguladığımız, yaşamla ilgili fena yanılgıya uğradığımız, sıfırlanıp içimizdeki benliğimizi yeniden inşa ettiğimiz… Tüm bunların bizi daha bilinçli insanlar haline dönüştürmesini umuyorum. Hiçbir felakette bu kadar bir olmamıştır belki de insanlık çünkü ilk kez dünyanın her köşesinde aynı tehdit yaşanıyor. Sınırların aslında gereksiz olduğunu anladığımız, öteki kavramının tamamen yok olduğu, doğaya daha titiz davranmaya başlayan insanlara dönüşeceğimiz bir sürece gireceğimizi düşünüyorum.
 

  • Bu dönemi bir kelimeyle anlatsanız ne olurdu?

Dönüşüm.

Röportaj: Eylül Solakoğlu

İlgili Makaleler