Karantina Günlükleri: Elif Doğan

En çok hangi sanatçı ya da şarkıları dinlediniz?
Sıklıkla klasik müzik dinliyorum. Samuel Barber, Handel ve Vivaldi ile dolu günler geçiriyorum.

Bu dönemde okuduğunuz kitaplar arasında sizi en çok etkileyen hangisi oldu?
Stefan Zweig’ın yaşadığı dönemde yaşanan pek çok sosyal ve siyasi meseleden dolayı hissettiği çaresizliği yansıttığı Mecburiyet kitabını tekrar okudum. Şu anki süreçle birlikte daha da anlam kazandı benim için.

Zamanınızı ağırlıklı olarak neler yaparak geçirdiniz?
Bol bol meditasyon yapıyorum. Aydınlanmaya belki de en çok ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz. İçimizdeki ışığın büyük imtihanlardan geçtiği, sönmeye çok yaklaştığı şu süreçte mümkün olduğunca o ateşi harlamaya çalışıyorum. Evimde uzun zaman önce aldığım ve koşuşturmadan bir türlü çalmaya fırsat bulamadığım bir klavyem vardı, şimdilerde onunla haşır neşirim. Piyano egzersizleri yapıyorum. Biraz da mutfağa sardım, öncesinde de biraz meraklıydım ama bu aralar birçok farklı tarifi deniyorum.

Hangi dizi/filmleri izlediniz?
Sıkı bir Doctor Who hayranıyım. Tekrar izlemeye başladım, nasıl iyi geldiğini anlatamam. BBC yapımlarından Orphan Black’ı izlemiştim, çok keyifli bir hikaye ve çok iyi oyunculuk. Şu sıralar da Killing Eve’in adı çok geçiyor. Fırsat bu fırsat bu kadar vaktim varken ona başlayıp yeni sezona yetiştim.

Sosyal medyada en fazla hangi uygulamayı kullandınız?
Instagram. Normal şartlarda Screen Time uygulamasını kullanıyorum ancak şu günlerde Instagram ve Twitter büyük destek. O yüzden tekrar güneşi yüzümüzde hissedebileceğimiz günlere dek o uygulamamı durdurdum.

Bu süreçte kendinizle ilgili neler keşfettiniz?
Kendi kendime vakit geçirmeyi ne kadar sevdiğimi hatırladım. Sosyal hayat akışındayken insan gerçekten fark etmiyor. Sürekli bir koşturma, sürekli bir kalabalık yuvarlanıp gidiyoruz. Bu süreçte kendimle yeniden tanıştım. Aslında doğam gereği sosyal izolasyona ne kadar meyilli olduğumu hatırladım. Sevdiklerime dair endişelerim olmasa, şu an benim için oldukça keyifli aslında bakarsanız.

En çok nereye gitmeyi ve ne yapmayı özlediniz?
Deniz havası almayı ve güneşle selamlaşmayı çok özledim. Konum fark etmez.

Dünya sizce bu süreçten neler öğrendi, nasıl dersler çıkaracak?
Maalesef sadece toplum olarak değil dünyadaki tüm insanlar olarak yaşananları unutmaya meyilli varlıklarız. Bu süreç bittiğinde bir süre daha dikkatle, tedbirle, biraz paranoya, biraz stres ve gerginlikle geçecektir ama sonrasında hiçbir şey olmamış gibi akacak hayat bence. Bunca kayba, bunca acıya rağmen. İnsan tabiatı normale dönme çabasına düşkün çünkü. Oldukça acınası ama realite böyle ne yazık ki.

Bu dönemi bir kelimeyle anlatsanız ne olurdu?
İnziva.

Röportaj: Eylül Solakoğlu

İlgili Makaleler