Karantina Günlükleri: Seda Akman

En çok hangi sanatçı ya da şarkıları dinlediniz?
Sabahları genellikle klasik, öğleden sonra daha çok caz müzik dinliyorum. Gün içindeki moduma göre değişiyor. Beirut’un müzikleri bana hep yola çıkma arzusu verir. Onları çok dinledim ve seyahat etmeyi ne kadar özlediğimi hatırladım. Bazen bildiklerimi dinliyorum, bazen yeni şarkılar keşfediyorum.

Bu dönemde okuduğunuz kitaplar arasında sizi en çok etkileyen hangisi oldu?
Bu süreçte kitaplara çok konsantre olamadım. Daha çok araştırma, kişisel gelişim konularına yönelip bu dönemde yaşadıklarımızla bağdaşabilecek şeyler okumak istedim internetten. Salgınla ilgili araştırmalar, filmler, biraz da astrolojik şeylere takıldı kafam. Yuval Norah Harari’nin 21. Yüzyıl için 21 Ders, Homo Sapiens, Homo Deus kitaplarını sipariş ettim ama henüz gelmedi. Bekliyorum.

Zamanınızı ağırlıklı olarak neler yaparak geçirdiniz?
Düzenli olarak erken kalkıyorum. Hava güzelse camın önünde oturup biraz yüzümü güneşe dönüp içimdeki negatif düşünceleri temizlemeye çalışıyorum. Bugüne kadar belki çok fazla durup düşünebileceğimiz vakit yoktu, bu durumdan alacağımız dersleri düşünüyorum. Herkes gibi ben de tabii ki yemek yapıyorum ki çok da severim mutfakta olmayı. Evde zaten spor yapardım ama bu dönemde ruh halim çok değişken, yine de haftada üç gün spor yapmaya çalışıyorum. Daha önce bir arkadaşım için tığla örmeye başladığım battaniyeyi bitirdim. Sonra YouTube’da örgü videolarına daldım. Dekoratif bir puf almak istiyordum eve. İnternetten çok güzel penye ipler buldum. Üç tane puf ördüm. Şimdi arkadaşlarım da istiyor, onlara da öreceğim. Beni çok güzel oyaladı örgü örmek. Bir şeyleri yapmanın ve bitirmenin motivasyonu iyi geldi.

Hangi dizi/filmleri izlediniz?
Vikings’i bitirdim. La Casa de Papel’in yeni sezonunu izledim. Parasite, Unorthodox… Liste uzun.

Sosyal medyada en fazla hangi uygulamayı kullandınız?
Twitter. İlk zamanlar televizyonda haberlere çok bakıyordum. Bir süre sonra bunun iyi gelmediğini hissettiğim için haberleri Twitter’dan takip etmeye başladım. Zoom, YouTube ve WhatsApp, Twitter’ı takip eden uygulamalar. Instagram en az kullandığım uygulama olmaya başladı.

Bu süreçte kendinizle ilgili neler keşfettiniz?
Tuhaf bir süreç. Zaten yalnız yaşayan, birçok işini kendi halleden biriydim. Evden çıkmamak bana kapana kısılmış gibi hissettirmedi. Yalnızlığımızla yüzleşiyoruz. Bu süreçten çıktığımda tahminimce daha kontrollü biri olacağım. Yaptığım iş sebebiyle düzenli bir çalışma saatim yok. İşin saati düzenimi oluşturdu bugüne kadar. Bir aydır aynı saatte yatıp aynı saatte kalkıyorum. Bu güzel bir şeymiş. Bu durumun iyi taraflarını da görmeye çalışıyorum kendimce.

En çok nereye gitmeyi ve ne yapmayı özlediniz?
Özgürlüğümü, sevdiklerime sarılmayı özledim. Annemler bana çok yakın oturuyor, sadece kapıdan birbirimize bir şeyler verdik. Uzaktan el salladık. Ama şımarıklık yapmak istemem. Sağlık çalışanı değiliz, hasta değiliz. Sınıf ayırt etmeden hasta eden bir virüs var hayatımızda. Tüm dünya için maddi ve manevi çok zor bir süreçten geçiyoruz. Dünyanın en güzel evinde, yerinde de yaşasan zor bir süreç.

Dünya sizce bu süreçten neler öğrendi, nasıl dersler çıkaracak?
Astrolojiye biraz ilgim var. Takip ettiğim astrologlar var. 2020 yılının çok farklı olacağını hep söylediler ama bu kadarını beklemiyorduk elbette. Nasıl dersler çıkacak hep birlikte göreceğiz. Ben internet kullanımının çok daha fazla artacağını, insanların şu andaki düzene alışacağını düşünüyorum. Bunun dışında umarım daha dikkatli, daha temkinli özellikle doğaya ve çevremize daha az zararlı insanlar oluruz. Sanırım daha minimal yaşamayı öğreneceğiz, hijyen konusunda da daha temkinli olacağız.

Bu dönemi bir kelimeyle anlatsanız ne olurdu?
Üzgünüm ama bir kelimeyle anlatamam. Hepimizin ortak olarak söylediği şey, “Doğa bize dur dedi,” cümlesi olabilir belki.

Röportaj: Eylül Solakoğlu

İlgili Makaleler