VALENTINO
Kreatif direktör Pierpaolo Piccioli, Valentino İlkbahar-Yaz 2021 kadın ve erkek koleksiyonlarını bu yıl ilk kez Paris yerine Milano’da sunmayı tercih etti. Piccioli’nin Valentino kodlarının güncel bir yorumu olarak özetlediği koleksiyon, moda evinin couture mirasını günlük parçalarla buluşturuyor. Gece elbiselerine yaraşır makrame, işleme detaylı şifon ve tüller jean ve kumaş pantolonlarla kombinleniyor, ikonik Rockstud çanta ve ayakkabılarla tamamlanıyor. Valentino’nun sürpriz Levi’s iş birliğinin ürünü 517 model boru paça jean de dikkat çeken parçalar arasında yer alıyor.
PRADA
Miuccia Prada ve Raf Simons’ın ortak kreatif direktörler olarak güçlerini birleştirdikleri haberinin ardından, ikilinin birlikte hazırlayacağı ilk koleksiyon heyecanla bekleniyordu. Bir diyalog, Prada’nın değer ve ideolojilerinin yeniden tanımlanması olarak vurgulanan ve dijital üzerinden sunulan koleksiyon, Simons’ın geçmiş senelerinden aşina olduğumuz silüetlerini Prada’nın vazgeçilmez desen ve kesimleriyle bir araya getiriyor. Üniforma benzeri görünümler arasında bir Miuccia Prada klasiği olan naylon takımlar özellikle göze çarpıyor.
VERSACE
Donatella Versace, İlkbahar- Yaz 2021 defilesinde ekrandaki izleyicileri sular altında kalmış ütopik Versacepolis kentinde görkemli bir yolculuğa çıkardı. Gianni Versace’nin tasarladığı İlkbahar-Yaz 1992 koleksiyonu Trésor de la Mer’den esinlenen, deniz canlıları odaklı desenlerin süslediği rengarenk midi ve mini elbiseler, şort ve pantolon takımları modellerin ıslak saçları ve çarpıcı makyajlarıyla bütünleşirken, bu yıl podyumunda ilk kez büyük beden modellere de yer veren Donatella Versace markası adına önemli bir adım atmış oldu.
ETRO
Veronica Etro, seyahate olan tutkusuyla Etro müdavimlerini sezonlar boyunca dünyanın farklı yerlerine taşıdı. Pandeminin merkez üslerinden olan İtalya’da tüm kısıtlamalara rağmen yaratıcılığını kaybetmeyen Etro kadın koleksiyonu tasarımcısı, yeni sezonda bir İtalyan yazı fikrinden yola çıkarak klasik Riviera stilini daha renkli, dinamik
bir stille yorumluyor. Marella Agnelli, Jackie Kennedy Onassis gibi ikonlardan esinlenen koleksiyon; kaftan- pantolon ikilileri, şık trikolarla tamamlanan bermuda pantolonlar, arşive ait şal desenleriyle bezeli ipek elbiseler, bikinilerle tamamlanan düğmeli etek ve şortlarla ideal yaz gardırobunun ipuçlarını veriyor.
SALVATORE FERRAGAMO
Karantina döneminde Alfred Hitchcock’un filmlerini, özellikle de The Birds, Vertigo ve Marni’yi tekrar izleyen kreatif direktör Paul Andrew, onlardan çok etkilenerek İtalyan yönetmen Luca Guadagnino ile birlikte defile öncesinde sunduğu bir kısa filme imza attı. Minimal kesimlere sahip monokrom pantolon-etek takımları ve cool elbiseler, yumuşak sarı, lila ve turuncuyla hareketlenerek toplamda 32 görünümden meydana gelen koleksiyonun ruhunu yansıtırken, Ferragamo da kadın ve erkek kreasyonlarını ortak sunan markalardan oldu.
DOLCE & GABBANA
Domenico Dolce ve Stefano Gabbana, Sicilya şehrine adadıkları yeni koleksiyonlarında adeta
fabrika ve arşivlerindeki bütün kumaşları görücüye çıkardı. Dolce & Gabbana İlkbahar 1993 koleksiyonundan referanslar taşıyan 98 parçalık koleksiyon, el zanaatını ve yama işini vurgulayan rengarenk parçalardan oluşuyor. Puantiye, çiçek, brokar, denim ve diğer tüm desenler bir araya gelerek yüksek enerjili bir sezona göz kırpıyor.
DSQUARED2
Dean ve Dan Caten kardeşler, lookbook şeklinde bir videoyla tanıttıkları İlkbahar-Yaz
2021 koleksiyonlarında iyi dikim terziliği punk tınılarıyla buluşturmayı hedeflediler. Alıştığımızdan daha sade olan kadın koleksiyonunda form ve proporsiyonlarla oynayan ikili; slip elbiseler, etek takımları, iç giyim esintili detaylarla 90’lar minimalizmine göz kırparken, görünümleri tamamlayan zarif ayakkabılar da büyük ses getireceğe benziyor.
MOSCHINO
Modanın sıra dışı çocuğu Jeremy Scott, Los Angeles’ta sunduğu defilede başrolü kuklalara verdi. Jim Henson’ın meşhur kukla dükkanıyla iş birliği yapan tasarımcı, modellerin yanı sıra, ön sıra konuklarının ve kendisinin kuklalarını da ihmal etmedi. Toplamda 40 görünümden meydana gelen koleksiyon ise tasarımcının maksimalist yaklaşımını kaybetmediğini vurguluyor. 50’li yılların couture stillerinden esinlenen tül elbiseler, zengin dokulu altın tonlarda kalem etek takımları ve kokteyl stili parçalar Moschino’nun geçen sezonki Marie Antoinette koleksiyonundan da izler taşıyor.
MAX MARA
Kreatif direktör Ian Griffiths, Pinacoteca di Brera Müzesi’nin bahçesinde gerçekleşen Max Mara defilesinin hazırlıklarına karantinanın ilk günlerinde başlamış ve o dönemde kütüphanesinde epey zaman geçirmiş. Rönesans üzerine çok fazla kitabı olduğunu fark eden tasarımcı, Max Mara ilkbahar- yaz koleksiyonunda işte bu tutkusundan yola çıkıyor. Esnek belli pantolonlar, şık monokrom takımlar, çarpıcı kol detayları, minimal aksesuarlarla desteklenen bol kesim parçalar ve Rönesans ilhamını yansıtan brokar detayları koleksiyonun öne çıkan parçaları arasında yer alıyor.
DIOR
Pandemi sürecinde giyinmekle olan ilişkimizin değiştiğini düşünen kreatif direktör Maria Grazia Chiuri, bu vesileyle kıyafetlerin nasıl göründüğünden çok nasıl hissettirdiğine odaklandı. Tasarımcının ilham kaynakları arasında ise başta Virginia Woolf ve Susan Sontag olmak üzere kadın şair, yazar ve entelektüeller vardı. Tuileries Bahçesi’nde, katedrali andıran bir çadırda sunulan koleksiyonda Dior ‘Bar’ ceketi, erkek gömlekleri gibi moda evinin imza parçalarının yeni yorumları, culotte pantolon ve şortlarla tamamlanıyor. Chiuri’nin vazgeçilmezi şifon elbiseler ise şal, ikat desenleri, işlemeli boncuklar ve yama işleriyle zenginleşiyor.
CHANEL
Covid-19 pandemisine rağmen defile geleneğini sürdüren moda evleri arasında yer alan Chanel’in sınırlı sayıda izleyiciyi ağırladığı şov için Grand Palais bu defa beyazlara büründü ve ikonik Hollywood logosunun yerini Chanel logosu aldı. Kreatif önder Virginie Viard’ın moda evinin ilham perilerinden esinlenerek hazırladığını belirttiği koleksiyon neon renkler, denim parçalar, bermuda şortlarla 80’lerin genç ve enerjik ruhuna atıfta bulunuyor. Klasik tüvitlerin yanı sıra tül ve saten kumaşların da kendine yer bulduğu koleksiyonun aksesuar seçkisi de dikkat çekiyor.
GIVENCHY
Givenchy artistik direktörlüğü pozisyonunu Clare Waight Keller’dan devralan Matthew Williams, moda evi için hazırladığı ilk koleksiyonda kadın ve erkek tasarımlarına yer verdiği 41 görünüm sundu. Siyah, beyaz, bej ve kırmızı ağırlıklı bir renk paletine sahip minimal silüetlerin hakim olduğu koleksiyondaki keskin hatlı omuzlar, formal pantolon takımları, metal ve fermuar detaylarıyla zenginleşen elbiseler ve zarif tül bluzlar Givenchy mirasını tasarımcının modern dokunuşuyla buluşturuyor.
LOUIS VUITTON
Nicolas Ghesquière, fütüristik bakış açısı ve vizyonuyla çıtayı her sezon bir adım yukarı taşımayı başarıyor. La Samaritaine mağazasında gerçekleşen Louis Vuitton İlkbahar-Yaz 2021 defilesini 360 derece kameralar aracılığıyla izleyiciler için sanal bir şölen haline getiren tasarımcı, 80’lere olan tutkusunu bu defa maskülen ve feminen kavramlarını sorgulayarak yansıtıyor. Cinsiyet ayrımı gözetmeyen, özgür ruhlu, cool ve renkli görünümler sunan koleksiyonda üzerinde Oy Ver yazan triko güncel politikaya atıfta bulunurken, moda evinin yeni “Total Refinement” çantası ise sezona etkili bir giriş yapıyor.
MIU MIU
Miuccia Prada, Miu Miu’nun genç, feminen ve asi ruhunu her koleksiyonda ustalıkla yansıtmayı başarıyor. Dijital bir defileyle sunduğu ilkbahar-yaz sezonu için bir spor kulübü atmosferi yaratan tasarımcı eşofman takımları, kolej ceketleri, düz terlikler gibi sportif parçaları fırfırlı üstler, yırtmaçlı etekler ve kristallerle bezeli aksesuarlarla bir araya getirerek şık bir kontrast yaratıyor. Defilenin açılışını ve kapanışını yapan Kate Moss’un 18 yaşındaki kızı Lila Moss’u ise yakın gelecekte sık göreceğimize eminiz.
BALENCIAGA
Kreatif direktör Demna Gvasalia, markanın yeni koleksiyonunda pandemi sonrası dönemi hayal etti ve sıra dışı zekasını modanın geleceğini öngörmek için kullandı. 59 üniseks görünüm, Paris sokaklarında, Corey Hart’ın Sunglasses at Night şarkısıyla boy gösteren farklı yaş grubundan modellerin olduğu bir kısa filmle görücüye çıktı. Önümüzdeki on yıl içinde modanın tamamen sürdürülebilir hale geleceğini düşünerek geri dönüştürülebilir kumaşlar, baskılar ve mevsimlik olmayan tasarımlara ağırlık veren Gvasalia, kalın paltolar, bol gömlek ve elbiseler, görünümleri tamamlayan cool gözlük ve terliklerle ayakları yere basan ama bir o kadar da yaratıcı bir koleksiyon takdim ediyor.
BALMAIN
Kreatif direktör Olivier Rousteing, ‘Balmain Ordusu’nu pandemi önlemleri nedeniyle defileye çağıramamış olsa da yaratıcı bir çözüm buldu ve LED ekranlarla her zaman ön sırayı mesken tutan isimleri yine yerlerine taşıdı. Moda evinin mirasına selam duran koleksiyondaki 70’ler esintili çarpıcı vatkalar, neon pembe ve yeşil takımlar, gri bisiklet şortu ve bluzlardan oluşan seçki ve Rousteing’in feminen ruhunu yansıtan işlemeli gece elbiseleri, moda evinin hayranlarının beklentilerini bir kez daha karşılıyor.
LOEWE
Jonathan Anderson, 2013’te kreatif direktörlük pozisyonu üstlendiğinden beri hem zanaatkarlığa verdiği önem hem de sanatsal bakış açısıyla Loewe’ye değer kattı. İçinden geçmekte olduğumuz dönemin bizi körelttiğini düşünerek hayal kurmak isteyen tasarımcı, İlkbahar-Yaz 2021 koleksiyonunu İngiliz sanatçı Anthea Hamilton iş birliğiyle model olmayan insanlar ve fonda sürreel duvar kağıtlarının olduğu bir kampanyayla sundu. Dramatik balon kollara sahip elbise ve pantolonlar, ince işçilik ürünü parçalar ve kabarık tüllerle maksimalist silüetler sunan Anderson, bu parçalarla birlikte daha giyilebilir versiyonlarının da satışa sunulacağını söylemeden geçmiyor.
CHLOÉ
Palais de Tokyo’nun avlusunda gerçekleşen defile, Paris sokaklarında dolaşarak günlük hayatlarını sergileyen modellerin dev ekranlarda sergilenen videolarıyla başladı. Natacha Ramsay-Levi bu yolla giyilebilir kıyafetler fikrini sokaktan podyuma taşıdığını vurgulamak istedi ve bunu başardı. Moda evinin geçen sezonlarından aşina olduğumuz kıyafetlerle mevsimsiz tasarımların kapısını aralayan koleksiyonda pastel mavi, yeşil, mor ve somon tonları öne çıkıyor. Çiçek motifleriyle bezeli, büyük kemerlerle tamamlanan ceket ve elbiseler, farklı proporsiyonlarda bol kesim pantolonlar ve kalın topuklu deri sandaletler Chloé kadınının değişmez stilini yansıtıyor.
DRIES VAN NOTEN
Dries Van Noten bu sezon kadın ve erkek tasarımlarını ilk kez bir arada sundu. Genellikle kıyafetleri podyumda nasıl görüneceklerini düşünerek hazırlayan ama bu sezon koleksiyonlarını defile yerine bir fotoğraf çekimiyle tanıtan Noten’ın esin kaynağı Yeni Zelandalı sanatçı ve film yapımcısı Len Lye ve onun film şeritlerinin üzerini çizgilerle boyama tekniği oldu. Benzer bir tekniği izleyen canlı bir renk paletine sahip koleksiyonda sanatsal renk geçişlerine sahip parçalar, metalik ceket ve şortlar öne çıkıyor.
ALTUZARRA
Joseph Altuzarra’nın İlkbahar- Yaz 2021 koleksiyonunu hazırlarken masasında Frank Herbert’in Dune kitabı, kafasında ise “yeni takım” konseptinin ne olduğu sorusu vardı. Cevabını imza görünümü olan trikolarda bulan tasarımcı, daha rahat, aralarında geçen sezonlardan kalma kumaşların da olduğu dokumalara yer verdiği takımlar, sedefli düğme detaylarının süslediği salaş elbiseler, balon etekler, elde taşınan maksi boy hasır çantalarla hem şık hem de çabasız görünümlerden oluşan bir koleksiyona imza attı.
Burberry kreatif direktörü Riccardo Tisci, markanın In Bloom adını verdiği ilkbahar- yaz koleksiyonunu İngiltere kırsalında bir ormanda, sanatçı Anne Imhof iş birliğiyle gerçekleşen dijital bir şovla tanıttı. Koleksiyonda gelişme, yenilenme ve hayat döngüsü kavramlarına odaklandığını söyleyen Tisci; denizler, yer küre ve doğanın güzelliğinden aldığı referansları klasik Burberry tasarımları üzerinde yorumluyor. Özellikle markanın ikonik parçası trençkotların güncellemeleri favorilerimiz arasında yer alıyor.
VICTORIA BECKHAM
Defile planını şova az zaman kala dijital bir sunum fikrine çeviren Beckham, Victoria Miro sanat galerisinde tanıttığı yeni koleksiyonunu “gerçeklikten esinlenen bir rüya,” olarak tanımlıyor. Büzgü elbiseler, yama işi denim gibi trend parçaları danteller ve hayvan desenleriyle buluşturan tasarımcı, bol paça ağırlıklı şık pantolon- ceket takımları ve düz kesim elbiselerini de yaz için yeniden yorumluyor. Kıyafetleri tamamlayan gösterişli altın kolyelerinse hit olacağını öngörüyoruz.
BORA AKSU
Covent Garden’daki St. Paul Kilisesi’nde, az sayıda konukla sosyal mesafe kuralları dahilinde tanıtılan koleksiyon, Aksu’nun 1918’de yaşanan İspanyol gribinden ders çıkararak bu pandeminin üstesinden hep birlikte
gelme isteğini yansıtıyor. Her biri farklı stillerde maskeler ve yüz siperlikleriyle tamamlanan, pastel tonlardaki fırfır ve dantelli romantik parçalar Aksu’nun imza görünümlerini oluştururken, koleksiyonda hemşire üniformalarını andıran görünümler de dikkat çekiyor.
ERDEM
Hikaye anlatıcısı Erdem, İlkbahar-Yaz 2021 koleksiyonunda ilhamını Susan Sontag’ın 18.yüzyılda geçen tarihi romanı The Volcano Lover ve ana karakteri Emma Hamilton’dan alıyor. Etkileyici bir atmosfere sahip
Epping Ormanı’nında sunulan koleksiyonda tasarımcının imzası olan ince detaylarla bezeli tül, müslin ve organza kumaşlar, jakarlı floral elbiseler ve onları tamamlayan saç bandı, fular gibi zarif aksesuarlar bilinmezliğin hakim olduğu zamanlarda güzelliği bulma fikrini merkeze alıyor.
VIVIENNE WESTWOOD
Aykırı tasarımcı ve aktivist, iki dakikalık bir video’yla tanıttığı uniseks İlkbahar- Yaz 2021 koleksiyonunda punk akımını ve günün her saati istediğiniz gibi giyinme özgürlüğünü merkeze alıyor. Çevre dostu kumaşların ağırlıkta olduğu tasarımlar arasındaki renkli ekose pantolon takımları, sloganlı tişörtler, renkli grafik baskılar ve mini çantalar Westwood’un yıllar boyu değişmeyen özgün stilini yansıtıyor.
Değişen düzene uyum sağlayan farklı bir konseptle karşımıza çıkan kreatif önder Stuart Vevers, ilkbahar-yaz sezonunu markanın geçmiş, gelecek ve bugününü sentezleyen Coach Forever isimli bir kampanya ile sunuyor. Juergen Teller’ın objektifte olduğu, Kate Moss, Kaia Gerber ve Megan Thee Stallion gibi yıldız isimlerin taşıdığı koleksiyon; 90’ların grunge akımı etkisindeki yeni parçalarla, Vevers’ın marka arşivinden ikonikleşmiş tasarımları ve vintage Coach kreasyonlarını ustalıkla bir araya getiriyor.
RODARTE
Kate ve Laura Mulleavy kardeşler, markalarını kurdukları 2005 yılından bu yana masalsı ve romantik tasarımların hakimiyetindeki çizgilerini korudu. İkili, lookbook olarak tanıtılan Rodarte İlkbahar-Yaz 2021 koleksiyonlarında bu anlayışı sürdürse de, kırmızı halıya yaraşır gece elbiseleri yerine içinde bulunduğumuz döneme uyum sağlayan, loungewear stili parçalara ağırlık veriyor. Görkemli çiçeklerle bezeli ipek pijama takımlarından logolu sweatshirt’lere ve 40’lı yıllara selam duran fırfırlı floral elbiselere; koleksiyon kendimiz için de giyinebilmenin önemini vurguluyor.
ULLA JOHNSON
Etik moda bilinci yüksek tasarımcının New York’a bir aşk mektubu olarak tanımladığı koleksiyon, Japon kültüründen esinleniyor ve Peru’dan Hindistan’a dünyanın farklı yerlerindeki zanaatkarlar tarafından üretilen özgür ruhlu parçalara ev sahipliği yapıyor. Shibori tekniğinden ilham alan desenlerin süslediği fırfır ve dantel detaylı elbiseler, poplin üstler ve elde dokunmuş kroşe parçalara eskitilmiş jean’lerin eşlik ettiği koleksiyondaki büyük kemerler de dikkat çekiyor.
MICHAEL KORS
Michael Kors, İlkbahar-Yaz 2021 koleksiyonunda kentsel doğa temasını ele alıyor. Tasarımcı, kendisinin de bağışta bulunduğu New York Restorasyon Projesi’nin bahçesinde gerçekleşen ve dijital platformlardan canlı yayınlanan defilenin yanı sıra, yaratım süreci ve ilhamlarını anlatan Up On The Roof isimli belgesel tarzı bir film de sundu. Koleksiyonda toprak ve doğa tonları monokrom görünümler oluştururken, anvelop etekler, çift yırtmaçlı elbiseler ve oversized kazaklar şehirli stilini çabasız bir yorumla yansıtıyor.
CAROLINA HERRERA
Kreatif direktör Wes Gordon, Carolina Herrera İlkbahar- Yaz 2021 koleksiyonunu moda takviminin dışında bir tarihte, New York’taki eski Williamsburgh Savings Bank binasında gerçekleşen bir sunumla tanıttı. Flörtöz elbiseler, kabarık kollar, fırfır ve puantiye detayları ile özel etkinlikler ve davetlere göz kırpan koleksiyon, moda evinin kurucusu Bayan Herrera, Mia Farrow ve Sade’in stilinden esintiler de barındırıyor. İnci küpeler ve şık, düz taban ayakkabılar ise yeni sezonun aksesuar favorileri arasında yer alıyor.
TOM FORD
“Bir kaçışa ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Gülümsemek istiyoruz. Bu nedenle gülümseten, umut veren kıyafetler yaratmak istedim.” Amerika Moda Konseyi’nin (CFDA) de başkanı olan Ford’un bu sözlerle anlattığı koleksiyon, bir arada kullanılan çiçek ve hayvan desenleri, dinamik renkleri ve rahat siluetleriyle tasarımcının çıkış noktasını fazlasıyla yansıtıyor. Moda illüstratörü Antonio Lopez’in yanı sıra Pat Cleveland, Donna Jordan gibi 70’lerin hit modellerinin ilham verdiği tasarımlar arasındaki logolu ipek eşofman takımlarını sıkça göreceğimize eminiz.
Tuvana Büyükçınar Demir, Tuvanam Vanilla İlkbahar-Yaz 2021 koleksiyonunda Avrupalı sömürgeciler tarafından kolonileştirilen ülkelerin etnik kültürlerinden esinleniyor. Renk ve dokularda Kuzey Afrika Tanca, Marakeş, Pasifik Adaları, Tahiti, Polonezya, Güney Amerika, Brezilya, Haiti ve Karaib etkilerinin hissedildiği 25 görünümden oluşan koleksiyonda ipek alaşımlı koton, keten, vual gibi doğal içerikli kumaşlar kiremit kırmızısı, hardal tonları ve ekrularla buluşarak hem elegan hem de güçlü görünümler oluşturuyor.
MELTEM ÖZBEK
“Lunapark herkesin bir masalı, ”cümlesini koleksiyonun ilham kaynağı yapan tasarımcı, lunaparkların parlak ışıklarından beslendiği 18 görünümlük enerjik bir seçki sunuyor. Kimi zaman monokrom halde, kimi zaman da birlikte kullanılan kırmızı, mor, sarı, turuncu, mavilerin en canlı tonlarında midi ve maksi boy gece elbiseleri, peluş montlar ve zarif işleme detayları enerjiyi yükseltiyor.
NEDO BY NEDRET TACİROĞLU
“Hepimiz bir yolculuğa çıktık, pozitif bir bakış açısıyla yeniye yer açmalıyız.” Nedret ve Yasemin Taciroğlu, birlikte hazırladıkları İlkbahar-Yaz 2021 hazır giyim koleksiyonunun çıkış noktasını bu cümleyle özetliyor. Moda evinin imzası couture el işçiliğinin modern çizgilerle buluştuğu 26 görünümden oluşan koleksiyonda danteller, çiçek desenleri ve fırfırlarla zenginleşen ipek organza ve şifon elbiseler, zarif etek bluzlar ve 80’lere göz kırpan volanlı kollar romantik silüetler yaratıyor.
SUDİ ETUZ
Şansım Adalı, markasının İlkbahar/ Yaz 2021 koleksiyon sunumunda bizi Sui-D isimli sanal bir karakterle tanıştırarak teknoloji ve moda ilişkisine kendi yorumunu getiriyor. Tasarımcının doğa temasına ağırlık verdiği koleksiyonda tropikal desenlerle bezeli elbiseler, işleme detaylarıyla hareketlenen hasır ve keten dokular, leopar dokunuşları ve geçen sezonlardan aşina olduğumuz tüllerle kabarık kollar öne çıkıyor. Farklı yaş ve bedenden modeller ise Adalı’nın kapsayıcılık mesajını yansıtıyor.
T.A.G.G
Tasarımcı Gökay Gündoğdu, sezonsuz bir koleksiyon sunarak modanın hızının değişmesi gerektiğine olan inancını ifade ediyor. Gündoğdu’nun optimist bir bakış açısıyla tasarladığı koleksiyonda gold detaylarla zenginleşen pantolon, yelek ve ceketler, militer yağmurlukları hareketlendiren kristal işlemeler ve tek omuzlu üstleri eldivenler ve saç bantlarıyla tamamlanıyor.
ÖZLEM SÜER
Sektördeki 30. yılını Triyanda adını verdiği ilkbahar-yaz koleksiyonuyla kutlayan tasarımcı, yeni dünya düzeninde kadının kendini arayış yolculuğunu şık kontrastlar aracılığıyla işliyor. Deneysel bir yaklaşımın ürünü olan koleksiyonda jakar, brokar, ipek tafta, ipek organza kumaşlar, siyah beyaz, gri, gold ve bakır tonlarıyla buluşup gösterişli elbiselere hayat veriyor. Dijital efektleriyle büyüleyen defileyi de izlemenizi mutlaka öneriyoruz.
MEHTAP ELAIDI
Tasarımcı, pandeminin yarattığı ruh haliyle yeni koleksiyonunu #backtopointzero olarak adlandırıyor. Öze dönüş temasını farklı şekillerde ele alan Elaidi, imzası beyaz gömlekler ve poplinler başta olmak üzere eski koleksiyonlarından bazı ikonikleşmiş parçalara yer veriyor. Yüzde 80’i sürdürülebilir kumaşlardan meydana gelen koleksiyondaki tüm desenler doğanın özüne dönmeye devam edebilmesi adına organik kotonlara, Ecovero kumaşına ve Tencel’e basılıyor. Balon, pli, drape ve volan detaylarının yanı sıra ÇATOM’un iş sağladığı yetenekli kadınların işledikleri mimoza çintemani deseni oyaları da bu güzel temanın incelikli tamamlayıcıları oluyor.
SİMAY BÜLBÜL
Simay Bülbül, geleneksel ve modern kavramlarını harmanlayan Hatun koleksiyonuyla uzun bir aradan sonra moda haftası podyumuna dönüş yaptı. Kadın hikayelerinden esinlenmeye devam eden tasarımcı, koleksiyonda ihtiraslarıyla olduğu kadar mücadeleleri ve fedakarlıklarıyla da iz bırakmış Türk hatunlardan ilham alıyor. Deriyi kumaşla birlikte kullanmayı seven Bülbül, bu sezon ise onu couture detaylarıyla buluşturuyor. İşlemelerden dantellere, boncuklu kemerlerden fiyonklara şık dokunuşlar göze çarpıyor.
NİHAN PEKER
Tasarımlarında modern couture anlayışını benimseyen Peker, pandemi döneminde hazırlanan bu koleksiyonunda daha genç ve dinamik silüetlere hayat veriyor. Koleksiyona özel tasarlanan boya efektli desenlerin yanı sıra şeker pembesi, limon sarısı, turuncu, beyaz ve fuşyanın başrolde olduğu renk paleti, enerjik bir yazı müjdeliyor. Kabarık etek formları, fiyonklar ve üç boyutlu işlemeler dikkat çeken detaylar arasında yer alıyor.
ÖZLEM KAYA
“Ya İstanbul’un eski semtlerinden birinde kahvehanelerin müdavimleri kadınlar olsaydı?” Bu hayalden yola çıkan tasarımcı, hayata karşı tek başına durabilen güçlü kadınları, maskülen ruhu yansıtan ama bunu erkeğe özenen bir stil yerine kadını yücelten siluetlerle koleksiyonuna uyarlıyor. Sert kumaşlar, güçlü omuz detayları ve onlarla hoş bir tezat yakalayan yumuşak, romantik esintili kumaşlar günümüz kadının stilini yansıtırken sokak modasına da göz kırpıyor.
ÖZGÜR MASUR
Hayatın her anının kutlanmaya değer olduğunu vurgulayan Özgür Masur, İlkbahar-Yaz pret-a-couture koleksiyonunda DNA’sındaki couture kültüründen beslenen güçlü hazır giyim parçaları sunuyor. Kabarık etekler, uçuşan silüetler, kesik detayları, drapeli kesimler ve ışıltılı dokuların öne çıktığı tasarımlar, yeşil, mavi, turuncu ve pembe gibi canlı renklerle zenginleşiyor. 24 parçalık koleksiyonun videosu da dikkat çekiyor.
HAKAAN YILDIRIM
Hakan Yıldırım, markasının ilkbahar- Yaz 2021 koleksiyonuyla ilgili, “Bir sanatçı, bir sanat eseri, bir koleksiyon içinde olduğu zamanı, tüm zamanları anlatmalı, çözülemeyeni çözmeli, noktaları birleştirmeli,” diyor. Tasarımcı, kıyafetleri tamamlayan hemşire şapkalarını pandemi anlatımı olarak kullanmıyor, modeller onun için ötekileştirileni betimliyor. Korselerin içinde erkek iç çamaşırları, spor ayakkabılarının içinde topuklular, ceketlerin üzerinde sutyenler gibi alışılmadık yorumlamalarla koleksiyon çarpıcı ve tıpkı insan doğası gibi çok yönlü bir bakış açısını anlatıyor.
