Moda Sohbeti: Mirela Cerica

  • Kurumsal hayattan hayalinizdeki mesleğe geçiş süreciniz nasıl oldu?

Uzun yıllar boyunca perakende sektörünün lider firmalarında üst düzey yöneticilik yaptım. Farklı şehirlerde kurduğum profesyonel ekiplerle birçok firmaya kreatif danışmanlığın yani sıra koleksiyon oluşturma, marka konumlandırma, satın alma ve perakende stratejileri gibi alanlarda hizmet sundum. Fakat hayal ettiğim şeyin bir meslek olabileceğini dahi bilmiyordum. O denli küçük yaşlarda başladığım bir şeydi kıyafet tasarlamak, kumaş ile bir hikaye yaratmak ve görünümle bir karakter oluşturmak. Bunun ileride işim olacağını hep biliyordum ama inşaat mühendisi bir anne ve babanın en büyük çocuğu olarak analitik düşünmenin öneminin altının çizildiği bir ortamda büyütüldüm. Dolayısıyla, “Önce iyi bir üniversitede bilgisayar ve işletme eğitimi al, sonra hayallerine koş,” diye yönlendirildim. Bu yaklaşım ve bakış açısının 11 yıllık tekstil kariyerim boyunca tasarıma olan tutkumu daha ileriye taşıdığını düşünüyorum ve aldığım eğitimi büyük bir şans olarak görüyorum. 
 

  • Markanız #designedbymirelacerica ve #selectedbymirelacerica olmak üzere iki farklı seçkiden oluşuyor. İlkinden bahseder misiniz? 

#DesignedbyMirelaCerica koleksiyonunu ben tasarlıyorum. Zamansız ve nitelikli basic parçalar, olmazsa olmazımız olan triko kaban ve triko setlerimiz, çarpıcı aksesuarlar, kalıpları çok sevilen jean’lerin yanı sıra elbise ve tulumlardan oluşan Date Night koleksiyonumuz da bu ürün gamının içinde yer alıyor. Koleksiyonun temeli ise doğru ve kaliteli kumaşın yanında her zaman önem verdiğim yüksek dikiş işçiliği. Tasarladığım, ürettiğim tekstil ve aksesuarlar benim için de kişisel olarak bir anı ve yaşanmışlık barındıran bir geçmişten geliyor.
 

  • #selectedbymirelacerica seçkisi ise farklı şehirlerden seçtiğiniz kıyafet ve aksesuarlardan meydana geliyor. Nasıl tasarımlar sizi kendine çekiyor?

Her daim yeni ve farklı cevherler peşindeyim. Seyahatlerimde keşfettiğim yeni markalar, saklı kalmış lokal tasarımcılar, farklı kültürlerin geleneksel parça ve üniformaları… Her sezon böyle tasarımcı ve markalardan toplayarak koleksiyona eklediğim kıyafet ve aksesuarlar oluyor. Bunların yanına bir de vintage parçalar ekleniyor. Vintage parçalarda bilinen bir marka olması gibi bir önceliğim yok, zamanında çok değerli olan o minik marka ve butiklerde, kendi dönemini en zamansız şekilde anlatan iyi durumda tasarımlar buldukça çocuk gibi seviniyorum. Bazen bu parçaları aylarca bekletiyor, doğru zamanın geldiğini düşündüğümde satışa çıkarıyorum. Sahibinin artık ona hazır olduğunu hissediyorum adeta. Aksesuarlarda ise en zoru vedalaşmak oluyor çünkü vintage takı benim için saplantı derecesinde bir tutku ve hepsi benim olsun istiyorum!
 

  • Bir süredir vintage tasarımlara rağbet var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Vintage kıyafetler, takılar, dekorasyon objeleri ve mobilyalar sanırım benim için en değerli parçalar. Tasarımcılara, yeniliklere saygım ve ilgim ne kadar büyük olsa da vintage parçaların yaşanmışlıkları, üstlerine yapışan anılar, benden önceki sahiplerinin seçme sebepleri onları asil, zamansız ve anlamlı hale getiriyor. Diğer taraftan tüm bu tüketim çılgınlığı içinde var olanı yeniden kullanmaya artan eğilim ise bana umut veriyor ve nefes aldırıyor.
 

  • Kumaşlara büyük önem veriyorsunuz. Araştırma sürecinde nelere dikkat ediyorsunuz?

Kumaş serüvenim koleksiyon yolculuğumun en başı, en çetrefilli ama en keyifli adımı oluyor. Bazen istediğim kumaşı tasarlamak için aylarca mesai harcıyor, bazen Vietnam’da bulduğum nadir bir kumaşın peşinden kendimi kaptırıp birçok kumaşı köşeye atıyorum. Mümkün olduğunca geri dönüştürülmüş kumaşlar ve doğal iplikler kullanıyorum. Her ürünün içeriğine baktığınızda karışımlarının farklı değerli iplikler barındırdığını görebilirsiniz. Vegan deriler, yüzde yüz pamuk ya da ipek karışımlı gömlekler, vegan kupralar, geri dönüştürülmüş jean’ler, kaşmir ve yün karışımlı trikolar, yumuşak tuşeli dolayısıyla konforlu ama bir o kadar da gösterişli payetler… Kıyafetlerin kumaşları gibi aksesuar koleksiyonumuz da özenle üretiliyor. Altı testten geçirdiğimiz ‘Totem’ küpe ve ‘Yayla’ kolye koleksiyonlarımız da yine çok uzun mesailerden sonra satışa çıkardığımız parçalar.
 

  • Peki 2021 yılı için hayalleriniz neler?

Şu an tek hayalim sevdiklerimin sağlıklı olması, onlara maskesiz dilediğim gibi sarılabilmek. Markam adına
ise attığımız her yeni adımda dünyanın bize biraz daha yardımcı olabilmesini tüm kalbimle diliyorum.
 

  • Mirela Cerica için yakın gelecekteki hedefleriniz neler? 

Daha genç, daha ulaşılabilir ve daha çılgın olan bebek markamız doğmak üzere. Mirela Cerica’yı yarattığım günden itibaren alt markamızın da hayalini kuruyordum fakat zamana, markamı net olarak ifade edebildiğimi hissetmeye ihtiyacım vardı. Artık vakti geldi. Uzun zamandır üstünde çalıştığım yeni bebeğim Mirela by Mirela Cerica ile daha fazla hemcinsime aynı kalitede fakat daha ulaşılabilir fiyatlarla dokunabilmek istiyorum. İlkbahar- Yaz 2021 koleksiyonu ile hayatımıza girecek olan Mirela by Mirela Cerica midemdeki tüm kelebekleri çılgınca uçuşturuyor. Sadece seçili online platformlarda satılacak olan koleksiyonun bağımlısı olacağınıza eminim. Her şeye rağmen biraz eğlenelim! 
 

  • TEBDİL-İ MEKAN

Mirela Cerica, Yeniköy’deki showroom’uyla ilgili, “Müthiş feminen bir ambiyanstaki showroom’umuz klasik ve modern bir ruha sahip, yine seyahatlerim sırasında topladığım objeler ve antika parçalarla tamamlanıyor. Sadece ürünlerin teşhir edildiği bir mekan değil, sıcak, ilham veren ve paylaşım odaklı kreatif bir yaşam alanı yarattığımı düşünüyorum ve gelen misafirlerden de bunu duyunca mutlu oluyorum,” diyor.

 

RÖPORTAJ EYLÜL SOLAKOĞLU

İlgili Makaleler