Röportaj: İrem Doğay ile Turizm ve Aqua Fantasy Resort Hotel’e Dair

Pandemi sonrasında turizm sektöründen bizi nasıl yeni rutinler bekliyor sizce?

Öncelikle bu alanda denetimlerin artması, sağlığa öncelik veren misafirlerin daha doğru bilgilenerek tesis seçmelerini kolaylaştırdı. ‘Güvenli Turizm Sertifikası’, bir kez alınıp korunabilen bir sertifika değil. Her ay düzenli tekrar denetimden geçiyor tesisler. Dolayısıyla bizim gibi, bu sertifikayı alan ve koruyabilen tesisler daha öncelikli oluyor misafir gözünde.

Hijyenin bu kadar ön plana çıkmasıyla birlikte; self-servis kavramı da iyi tesislerde ortadan kalktı. Yüksek işçilik maliyetleri olmasına rağmen; kaliteli tesisler tamamen masaya hizmet vermeye başladılar. Bu iki konunun; sektördeki tesislerin kalitesini arttırdığını ve kalıcı değişiklikler olacağını düşünüyorum.

Geçen bir senenin ardından otel seçimi yaparken önceliklerimiz de değişti. Sizce en ideal otel nasıl seçilir?

Bir kere hijyen ön plana alındı. Rezervasyon esnasında; sisleme makinelerinden tutun; UV ışığını, kullandığımız kimyasalları soranlar oluyor. Zaten çok soru geldiği için, bu bilgilerin hepsini web sitemize de koyduk. Ek olarak, önceden kısa mesafeli blok tesisler tercih edilirken; artık misafirler bizim gibi açık havadan girişi olan tatil köylerini tercih etmeye başladı. Bünyemizde hem ana bina odalarımız, hem açık havadan girişi olan odalarımız var. Daha çok yürüme mesafesinde olmasına rağmen çoğu misafirimiz açık havadan girişi olan odalarımızı tercih ediyorlar.

‘İdeal Otel’, biraz şahsi tercihlere göre değişen bir kavram bence. Kimi misafir eğlence ararken, kimi durgunluk arıyor. Kimi misafir her şey dahil olsun, otelden hiç çıkmasın isterken; kimi oteli sadece konaklamak için kullanıyor. Kişilerin seçim yaparken; baktıkları otelden ne beklediklerine iyi karar verip, ona uygun oteli tercih etmeleri çok önemli o yüzden. Konsepte karar verdikten sonra, bahsettiğim gibi; ‘Güvenli Turizm Sertifikası’ sürekli denetlendiği için misafirler tarafından da önemsenmeli. Çünkü sağlık; yalnızca pandemide değil, her zaman önceliğimiz olmalı.

 


 

Bize Aqua Fantasy’den bahseder misiniz?

Biz aslında eğitim sektöründen gelmeyiz. Özel Büyük A.Ş. adı altında, hem eğitim hem de turizm sektörlerinde hizmet veriyoruz. Babamın babasının Türkiye’de ilk dershaneyi kurmasından sonra uzun yıllar Özel Büyük Kolej olarak eğitim sektöründeydik. Hala da aktif olarak devam ediyor. 1999 yılında Aqua Fantasy Aquapark’ımızla turizm sektörüne giriş yaptık. 2000 yılından beridir de otelcilik yapıyoruz. Dünya ve Avrupa’da en iyi aquapark ödüllü, 34 kaydıraklı, yetişkin ve çocuk havuzları, tembel nehir ve dalga havuzu içeren su parkımıza ek olarak iki otel tesisimizde toplamda 2 ana restoran, 2 snack restoran, 6 a la carte restoran, 11 adet bar ve bir adet üçüncü nesil kahve ve smoothie barı bulunuyor. 3 adet çocuk, jakuzi ve aktivite bölümlü havuzumuzun yanı sıra, 1 adet sadece yetişkinlere özel havuz,  2 adet kaydıraklı çocuk havuzu, 1 kumlu bebek havuzu, 1 kapalı havuz, 1 de aquaparklı kapalı havuzumuz bulunmakta. Toplamda aquapark hariç 10 restoran, 12 bar ve 9 havuzumuz bulunuyor.

Ultra her şey dahil bir otel olmamızın yanı sıra; bu hizmeti verirken kalitemizden de ödün vermiyoruz. Öğlen snack restoran’da bile A La Carte sistem ile siparişleri masaya servis yapmamızdan tutun, akşam yemeklerinde ana restoranlar hariç, ücretsiz beş ayrı temalı A La Carte Restaurant’la da hizmet veriyoruz. Aileleriyle tatile gelen misafirlerimizin işlerinden de geri kalmamaları için; çok yüksek yatırımlar yaparak alt yapısını kurduğumuz, ücretsiz sunduğumuz hızlı ve kaliteli internet hizmetimiz var.

Özellikle pandemi döneminde; hepsinden önemlisi, çok yüksek hijyen kriterleriyle hizmet veriyoruz. Güvenli Turizm Sertifikası için ilk gerekliliklerde bile bizim kalite müdürümüz sertifika harici 40 küsur madde daha ekledi ve daha da güvenli olması için bunların da uygulanmasını istediğini belirtti. Hijyen anlamında çok katı bir ekiple çalışıyoruz. Hem uluslararası yüksek kriterlerde çalışmamız, hem ağırlıklı çocuklu ailelere hizmet vermemiz sebebiyle hijyen konusunda çok katı kurallara bağlı hareket ediyoruz.

Diğer otellerde sık rastlanmayan; içerisinde bowling de olan büyük bir oyun salonumuz var. Katamaran ve deniz sörfü hizmetlerimizin yanı sıra, bu bölgede bu hizmetlerin kullanım sertifikasını verme yetkisi olan tek oteliz. Tabii ki motorlu su sporları ve dalış gibi deniz aktiviteleri de mevcut. Gündüz için; toprak saha tenis kortumuz, 2 adet beach volley sahamız, pinpon, dart, bilardo, minigolf ve daha pek çok aktivitemiz mevcut. Akşamları, eğlenmek isteyen misafirlerimiz için de her gün çok çeşitli aktiviteler, şovlar, DJ performans ve canlı müzik var. Rahatlamak veya bakım yaptırmak isteyen misafirlerimiz için çok sakinleştirici bir SPA’mız, hamamımız ve masaj hizmetlerimiz de var.
 

 

 

Sektörün içinden önemli bir isim olarak, bize favori tatilinizi betimleyebilir  misiniz?

Belki de sürekli eğlence ve her şey dahil sistemin için de bulunduğum için; ben daha sakin tatillere hasretim J Genellikle tatile gittiğim yerlerde; merkeze yakın, kiralık bir apart buluyorum. Otelde vakit geçirmektense, lokal yerleri veya yiyecek mekanlarını gezmeyi tercih ediyorum. Varsa; güzel bir-iki tarihi yer geziyorum. Çoğunlukla tatile yurtdışına gittiğim için yerli marketlerden alışveriş yapıp bazı öğünlerimi apartta yapmayı tercih ediyorum. Kafelerde oturup, çevremde olup biteni izliyorum ve yeni insanlarla tanışıyorum.  Gittiğim lokasyonu, her şeyiyle deneyimlemeye çalışıyorum. Bir de tabii kadınların olmazsa olmazı; alışveriş yapıyorum =) Özetle benim için ideal tatil; aslında yaptığım şeyleri farklı bir lokasyonda yapmaya devam etmek ve yeni insanlar tanımak.
 
Peki ya ailenizle birlikte çalışmak sizin için nasıl bir duygu?

Pek çok arkadaşımda bunu negatif bir deneyim olarak gördüm. Çünkü kurulu bir sisteme girip, doğal olarak sistemde yenilikler yapmaya çalıştığınızda çok rezistansla karşılaşırsınız ve hata yapma riskiniz de yüksek olur. Ama bu deneyim benim için farklı oldu. Çünkü ben, iyi çalışan bir sisteme müdahale etmek yerine, sistemde eksik olduğunu gördüğüm bir pozisyon seçtim kendime. Reklam ve tanıtım konularında net görevli birisi yoktu ve benim alanım da pazarlama zaten. O yüzden resmen benim için o güne kadar korunmuş bir pozisyonda çalışmaya başladım. İş akışının büyük bir kısmı zaten oturmuş. Büyük kararlar ve sorumluluklar da hala babamda. Biz, 2. nesil olarak; ben, kuzenim ve kardeşim birlikte çalışıyoruz. Hepimizin kendi departmanlarımız var. Birbirimizin alanlarına müdahale etmiyoruz, ama kendi alanlarımızda da birbirimizden bilgi ve güç alarak hareket ediyoruz. Bu da hem iş yüklerimizi azaltıyor, hem de yönetimde genç nesilde daha çeşitli ve orijinal fikirler çıkmasını sağlıyor.

2. kuşak olarak en büyük avantajım, işin mutfağında yetişmiş olmak. Kendi tesislerimizde bar, aquapark giriş, animasyon, muhasebe, müşteri hizmetleri ve daha pek çok departmanda görev aldım. İşin içinde yetiştiğiniz zaman; hem misafirlerin hem de çalışanlarınızın beklentilerini daha doğru anlama şansınız oluyor. Bu da belli kararlar alırken çok yönlü düşünüp herkesi memnun edecek bir sonuç üretmenizi kolaylaştırıyor.
Bir de, benim babam çok iyi bir iş adamıdır. Ve 1999’dan beri de turizm sektörünün içinde. Onun bilgi birikimleri, öngörüsü ve deneyimleri çok kıymetli. Ve pek çok sefer “acaba böyle mi yapsak” diye sesli düşündüğümde, pozitif ve negatif potansiyel sonuçlarını babam bana direk açıkladı. Size liderlik eden böyle birisi olduğu zaman hata yapma olasılığınız daha düşük oluyor. Yani biz 1. ve 2. jenerasyon bir arada, güzel harmanlanarak daha da güçlü hale geldik.

 


 

 
Son olarak Türkiye’deki turizm öngörülerinizi bizimle paylaşır mısınız? Sizce bizi neler bekliyor? En çok nelere dikkat edilmesi ve önem verilmesi gerekiyor?

İşin misafir yönünde sahada açıkçası çok bir değişiklik yok ve olacağını da düşünmüyorum. Sonuçta tatile gelen insanlar; eğlenmek ve dinlenmek için geliyorlar. Bu önceliklerin değişmediğini görüyorum ve her gün deneyimliyorum. Bütün bir yılın stresini atmak istiyorlar. Plaj voleybolu oynamak, güneşlenmek, aktivite seyretmek ve dans etmek istiyorlar haklı olarak.

Bu noktada asıl iş hizmet verenlere ve onları denetleyenlere düşüyor. Şu anki süreçte çok sıkı yapılan denetimlerin, aksatılmadan, bu sıkılıkta devam etmesinin öncelikle kendi halkımıza hizmet kalitesini attıracağını ve ülkemizin dış pazarda da güvenilirliğini arttıracağını düşünüyorum. Misafirler, kendi sağlıklarından sorumlulular; ama bizler, herkesin sağlığından sorumluyuz. Bu sebeple mümkün olan en yüksek hijyen standartlarıyla, en kaliteli ve eğlenceli tatili sunmaya çalışıyoruz.

İlgili Makaleler