Tasarımcı: Alexandre Birman

Brezilyalı tasarımcı, iki şeye sonsuz bir bağlılık duyuyor; köklerine ve ailesinden gelen ayakkabı zanaatine. Yüksek kalite materyaller kullanılarak el işçiliğiyle üretilen koleksiyonlarında eğlenceli partilerden günlük kombinlere kadar her ihtiyaca uyum sağlayabilecek parçalar yer alıyor. Ortak noktaları ise markanın DNA’sındaki feminenliği yansıtmaları. Hem görsel bir illüzyon yaratan çarpıcı yaz koleksiyonu, hem de sürdürülebilirliği merkeze alan gelecek sezon tasarımlarıyla dikkat çeken Birman’la güncel tasarımlarını ve içinde bulunduğumuz dönemi konuştuk.

Babanız Arezzo&Co şirketinin kurucusu, bu yüzden ayakkabılar her zaman hayatınızın önemli bir bölümü olmuş. Ondan ve işinden öğrendiğiniz en büyük ders ne oldu?
Babam şirketi 1972’de kurdu, bu yüzden adeta bir ayakkabı fabrikasında doğmuş ve büyümüş oldum. Aradan geçen 48 senenin ardından, geldiği noktayı görmek harika. Sanırım ondan öğrendiğim en büyük ders, her şeyi tutkuyla ve kendini adayarak yapmak. Ona hayranım, doğduğumdan beri ona bakarak büyüdüm ve kendisi benim mentorum.

Nasıl bir yaratım süreciniz var, genelde nelerden ilham alırsınız?
Seyahatlerimden, Brezilya boyunca gördüğüm renk paletlerinden, sanat dünyasından… Aslında her sezon değişiyor. En son koleksiyonum Sonbahar-Kış 2020’de Art Nouveau akımının dekoratif sanatlar üzerine olan etkisini ele aldım ve elbette bu stilin koleksiyonlarımızdaki zamansız estetiği nasıl etkileyebileceği üzerine çalıştım.

Aynı zamanda triatlon atleti olduğunuuz okudum, o yüzden sneaker’lar yaşam tarzınızın önemli bir parçası olmalı. Birkaç sezondur endüstride kendine sağlam bir yer edinen athleisure trendiyle ilgili neler düşünüyorsunuz?
Evet, spor hayatımın gerçekten çok önemli bir parçası! Rahat giyinmek isteyen kadınlar için ‘Clarita’ sneaker’ları yarattık ama bunu yaparken DNA’mızdaki feminenliği koruduk. Bence çok güzel oldu, özellikle de bu dönemde herkes daha sade ve rahat parçalara yönelirken. Bunu olumlu buluyorum.

Sizce kadınlar ayakkabı alırken hangi özelliklere dikkat etmeli?
Bence dünya olarak şu anda içinde bulunduğumuz durum alışveriş yapma şeklimizi ve alışkanlıklarımızı değiştirecek. İnsanlar daha anlamlı yatırımlar yapmak isteyecek ve aralarında bağ olan tasarımcıları destekleyecek. Ayakkabı alırken de, zanaatkarlık harikası olan ve her sezon giyilebilecek zamansız parçalara yatırım yapmaya başlayacaklar.

Markanızı oluşturduğunuzdan bu yana koleksiyonlarınızdan en sevdiğiniz model hangisi oldu?
Favorim ikonik modelimiz ‘Clarita’. Çok farklı renkler ve topuk boylarıyla karşımıza çıkıyor, herkese göre bir model var!

Alexandre Birman lokal bir marka olarak başladı ve global bir başarı elde etti. Bu başarıyı en çok hangi özelliklere bağlıyorsunuz?
Her zaman köklerimize sadık kaldık ve aile şirketi kültürünü korumayı başardık. Müşterilerimizle güçlü bir bağımız var, yeni koleksiyonlar üretirken onların geri bildirimlerini mutlaka dikkate alıyoruz. Hayatın her alanına uygun stiller var, iş, düğün, ya da arkadaşlarınızla gideceğiniz bir eğlence… Her ana hitap edebiliyorlar.

Sonbahar-Kış 2020 koleksiyonunuzda geri dönüştürülmüş koton ve kartondan yeni stiller tanıttınız. Sürdürülebilirlik üzerine neler düşünüyorsunuz, daha fazlası yapılabilir mi?
Markamızın sürdürülebilirlik çalışmalarını artırması konusuna büyük destek veriyorum. Yeni sezondaki bu tasarımlarımız da bu felsefemizin devamı niteliğindeydi. Şirket olarak 2020’de karbon emisyonumuzu azaltmayı hedefliyoruz, bunu da üretim sırasında oluşan atığın yüzde 100’ünü geri dönüştürmek, tesislerimizde yüzde 100 yenilenebilir enerjilere yer vermek, vintage materyalleri değerlendirmek ve sertifikalı geri dönüştürülebilir ambalajlar kullanmak gibi yenilikçi pratiklerle yapacağız.

Hepimiz evde kalıyoruz ve daha güzel günlerin gelmesini bekliyoruz. Bu dönemde evde zamanınızı nasıl geçiriyorsunuz ve dünya sizce bu dönemden ne öğrendi?
Oldukça hassas bir zamandan geçiyoruz, içimize dönmemiz ve her şeyle kurduğumuz bağı yeniden düşünmemiz gereken bir dönem. Ekibimle çok yakın iletişimdeyim ve onların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorum. Sürekli olarak durum değerlendirmesi yapıyor, çok ciddiye alıyoruz. Böyle bir zamanda babamın sözlerini düşünüyorum, ondan öğrendiğim şey bu krize ve bunu yaşayan insanlara saygı duymak. Şu dönemin kelimesi adaptasyon ve öğrendiğim en önemli şey adapte olmak, tekrar adapte olmak, geçmişe bakmak ve güçlü olmak için kendime izin vermek.

Gelecek Sezon
Sonbahar-Kış 2020 koleksiyonunu Paris Moda Haftası kapsamında Ritz Hotel’de gerçekleştirdiği bir sunumla tanıtan tasarımcı, sürdürülebilirlik felsefesine odaklandığı tasarımlarıyla övgü topladı. Aralarında kristal püsküllü botlar, geri dönüştürülebilir kotondan üretilen stiletto’lar ve lazer kesim çiçek motifli sandaletlerin yer aldığı parçalar, lüksün doğa dostu da olabileceğini vurgular nitelikteydi.

OP ART
Alexandre Birman, İlkbahar-Yaz 2020 koleksiyonunu, “Bu sezon optik sanattan ilham aldık. Benim favori modellerimden biri, renkli metalik dairelerle süslü sandalet. Aynı zamanda imza modellerimizden olan ‘Clarita’nın da kare topuklu bir güncellemesini yaptık. Koleksiyonla gurur duyuyorum, müşterilerimizden de çok güzel geri dönüşler aldık,” diye anlatıyor.
 

RÖPORTAJ EYLÜL SOLAKOĞLU

İlgili Makaleler