Tasarımcı Dosyası: Hip+Happen

  • Sürdürülebilir moda kavramı esasında nedir, bir markanın sürdürülebilir olmasının kriterleri nelerdir?

Enfal Akbaş: Sürdürülebilir modayı en basit şekilde açıklamamız gerekirse doğaya saygılı üretim yapmak diyebiliriz. Öncelikle kullanılan kumaşların ve materyallerin doğal, geri dönüştürülebilir ya da geri dönüşümlü olmasına dikkat etmeliyiz. Diğer dikkat edilmesi gerekenler ise üretim aşamasında kullanılan su tüketimini azaltmak, zararlı kimyasallar kullanmamak, atık olarak tanımlanan kumaşları değerlendirmek ve etik üretim bilincini benimseyen yerlerde üretim yaptırmak olarak sıralanabilir. Bir markaya sürdürülebilir diyebilmemiz için birçok farklı özelliğe sahip olmalı. Sadece kumaş türünde sürdürülebilir olan bir markanın sürdürülebilir olduğunu söylemek doğru olmayacaktır; üretim aşamasından ürün son tüketiciye ulaşana dek bu bilinçle hareket edilmesi gerekir.
 

  • Sürdürülebilirlik üzerine artan farkındalığı neye bağlıyorsunuz?

Esra Yazıcılar: Dünyada sınırlı olan kaynaklarımızın ciddi şekilde azaldığının artık daha fazla bilincindeyiz, bu sebeple dünyada da ülkemizde de farkındalık ciddi şekilde arttı. WWF’in Yaşayan Gezegen Raporu’nda kırmızı alarm verildi ve ekolojik ayak izimizin iki katına çıktığı açıklandı. Şu an mevcut olan doğal kaynakları bu tüketim şekliyle kullanmaya devam edersek, 2030’da iki tane, 2050’de 2,8 dünyaya ihtiyacımız olacak. Bu gerçekten korkutucu bir veri. Bizim Hip+Happen olarak marka hikayemizin çıkış noktası da bu ihtiyacı ve farkındalık zorunluluğunu fark etmemizle oluştu. Sürdürülebilirlik bir trend değil, kaynaklarımıza ve doğaya saygılı bir şekilde yaşamaktan başka şansımız yok.
 

  • Sonbahar koleksiyonunuzda ağırlıklı olarak hangi kumaşları kullandınız? Favori parçalarınız neler?

E.A: Koleksiyonumuzda ağırlıkla doğal elyaflar ve geri dönüşümlü polyester kullandık. Kullandığımız geri dönüşümlü polyesterler okyanuslardan ve çöplerden toplanan plastik şişelerin mekanik olarak kırılmasıyla yapılan elyaflardan oluşuyor. Koleksiyonumuzdaki favori parçalarımız elbiseler. Hem gündüz hem de gece için rahatlıkla kombinleyeceğiniz ürünler olduklarını düşünüyoruz.
 

  • Bir marka kurmak ve onu büyütmek zorlu bir iş. Bu süreçte nasıl deneyimlerden geçtiniz, nasıl bir iş bölümünüz var?

E.A: Yeni bir marka kurmak, söylediğiniz gibi gerçekten zorlu bir süreç oldu. Özellikle sürdürülebilir bir marka kurmak daha fazla detayı olan bir konu. Biz tekstil sektöründeki 14 yıllık deneyimimizle bu farkındalığı yaratmak üzere yola çıktık, doğru ham madde ve materyalleri bulmak ince eleyip sık dokuduğumuz bir süreçti. Türkiye, sürdürülebilir veya geri dönüşümlü kumaş anlamında gelişmiş bir ülke. Öncelikle tekstil konusundaki deneyimimiz yadsınamaz. Sürdürülebilir moda farkındalığı da arttıkça daha da iyiye gideceğine inancımız tam. Ancak geri dönüşümlü iplik, düğme ve fermuar gibi detaylar ve özellikle paketlemeler bizi en çok zorlayan konu oldu. Aramızda keskin hatları olan bir iş bölümü olduğunu söyleyemeyiz, beraber karar almaya ve her detayla ortak bir şekilde ilgilenmeye çalıştık.
 

  • Yakın zamanda ürün gamınızı genişletip aksesuarlar tasarlamayı da düşünür müsünüz?

E.Y: İnternet ve sosyal medya çağında olduğumuzu düşünerek markamızın ürünlerini henüz birkaç ay önce hipandhappen.com’da satışa sunduk. Bazı modellerimizin üretim aşamasında artan kumaşları değerlendirmek amacıyla modelin aynı deseninden ürettiğimiz tokalarımız var. Bu da şimdiden tüketicilerimizden çok ilgi görüyor. İlerleyen zamanlarda sürdürülebilir üretime uygun olarak fular, atkı ve eşarp gibi parçalar üretebiliriz. Önümüzdeki sezonlarda da çocuk koleksiyonu ve erkek koleksiyonu tasarlayarak tüketicilerimizle buluşturmak istiyoruz.
 

  • Hızlı modanın tüketimi bu kadar beslediği bir dönemde sizce alışveriş severler nasıl parçalara yatırım yapmalı?

E.Y: Öncelikle bir ürünü sadece moda olduğu için almanın en büyük yanlışlardan biri olduğunu düşünüyoruz. Günümüzde moda o kadar hızlı değişiyor ki, bir kıyafeti moda olduğu için aldığımızda sadece birkaç kere giyme şansı buluyoruz. Bir ürünü fiyatı uygun diye alıyoruz, ancak az giymemize rağmen ürünün yıprandığını ve bir daha giyilemeyecek bir hal aldığını görüp bir kenara atıyoruz. Sadece Türkiye’de oluşan tekstil atığı yılda yaklaşık olarak 1.155.000 ton. Bu rakamı dünya çapında düşünürsek gitgide korkutucu bir hal alıyor. O yüzden sezonsuz, zamansız ve kaliteli ürünler almak, doğru parçalara yatırım yapmak çok önemli.
 

  • Dünyada bu anlamda örnek aldığınız, size ilham veren marka ve tasarımcılar kimler?

E.A: Stella McCartney bu konuda ilham aldığımız bir isim. Markasını çıkardığı ilk günden beri sürdürülebilirlik, etik üretim gibi konulara dikkat çekti. Her zaman doğaya ve hayvanlara zarar vermeden üretim yapması, bu bilinci tüm dünyaya yaymaya çalışmasıyla bize ilham veriyor.

  • Modanın yanı sıra günlük hayatımızda da daha bilinçli hareket etmek için neler dikkat etmeliyiz?

E.A: İlk olarak dikkat edilmesi gereken konu plastik tüketimi. Günlük hayatımızda pet şişeler yerine matara kullanmak, plastik poşetleri kullanmayıp bez torbalara yönelmek, tek kullanımlık plastik pipetleri veya bardakları kullanmamak önemli. Kullandığımız ürünleri, paketlemeleri çöplere değil, geri dönüşüm kutularına atmak başka dikkat edilmesi gereken bir konu. Artık her sokakta geri dönüşüm kutuları mevcut, evimizdeki atıklarımızın bu şekilde ziyan olmasını önleyebiliriz. Bir de su kullanımına dikkat etmek. Su kaynaklarımız bizlere çokmuş gibi gözükse de gerçekten büyük tehlike altında. Gereksiz su tüketiminden kaçınmak ve çocuklarımızı da bu şekilde bilinçlendirmek çok önemli.
 

  • Hip+Happen için yakın gelecek planlarınız neler?

E.Y: Türkiye’de tüm ürün gamında sürdürülebilir olan, etik üretim yapan bir marka kurduk ve bu konuda bir ilke imza attık. Yakın gelecekte yurt dışına açılarak ülkemizi bu anlamda temsil etmek ve bu farkındalığı, bu bilinci hem Türkiye’de hem de global şekilde yaymak en büyük hedefimiz.

Hazırlayan EYLÜL SOLAKOĞLU

İlgili Makaleler