Fotoğraf: @lirisaw
Saçın kalıplaşmış rollerden sıyrılıp özgürlüğün simgesine dönüştüğü anlardan biri, pixie saç kesiminin ortaya çıkışıydı. 1950’lerde Audrey Hepburn ile popülerleşmesinden bu yana farklı dönemlerde geri dönüp kendini hatırlattı. Hollywood’da kadınların uzun saçla özdeşleştiği dönemlerde bile pixie saç kesimi özgün duruşuyla kalabalığın arasından sıyrılan bir stil simgesi oldu.
60’larda Mia Farrow’un kısacık saçı ve 90’larda Prenses Diana’nın perçemli pixie modeli bu trendin akılda kalan örneklerinden. Bugün ise Zoe Kravitz’ten Emma Watson’a, Anok Yai’den Rihanna’ya birçok isim, pixie kesimi kişisel imzalarına dönüştürerek bu stili yeniden ön plana çıkarıyor.
Rock’tan kırmızı halıya: Zoe Kravitz

Oyuncu, müzisyen ve stil ikonu… Zoe Kravitz’in pixie saç kesimi, tüm bu kimliklerin kesişim noktası. Bu kesim, yüz hatlarını öne çıkarıp görünümüne keskin bir ifade katıyor. Onun saç stili, rock sahnesinin asi enerjisinden kırmızı halının şıklığına uzanan güçlü bir imza gibi.
Emma Watson’ın her döneme uyan stili
Emma Watson, Harry Potter sonrası saçlarını kısacık kestirdiğinde, pixie saç kesimine modern bir yorum katmıştı. O tercih, kısa saçın da şıklığın ve özgüvenin sembolü olabileceğini gösterdi. Emma’nın pixie saç kesimi, 2022’de Prada Beauty’nin kampanyasında yeniden karşımıza çıktı; bu kez mikro kaküller ve yumuşak katmanlarla güncellenmiş hali, bu kesimin her döneme uyum sağlayan ruhunu ortaya koymuştu.
Kırmızı halıda iki yorum: Anok Yai & Rihanna

Anok Yai’nin Oscar kırmızı halısında sergilediği pixie, couture’ün görkemine meydan okuyan bir sadelikti. Yalın kesimi, yüz hatlarını ön plana çıkarırken, gösterişli elbiselerin arasında minimalizmin ne kadar çarpıcı olabileceğini hatırlattı.
Rihanna ise aynı kesimi bambaşka bir yorumla taşıyor. Risk almayı seven tavrıyla bu tarzı kimi zaman dramatik makyajlarla, kimi zaman maskülen çizgilerle tamamlayarak her seferinde kendine adeta yeni bir persona yaratıyor.
Taylor Hill’in romantik yorumu

Victoria’s Secret modeli Taylor Hill, kısa saçın en yumuşak ve romantik yorumunu sergiliyor. Dalgalı ve hacimli pixie’si, kısa kesimin sert algısını kırarak bohem bir hava yaratıyor. Bu görünüm, yalnızca bir saç tercihi değil; markanın kendi imajındaki dönüşümün de yansıması.
Victoria’s Secret, uzun yıllar boyunca “mükemmel” ölçülere ve dar bir güzellik anlayışına sıkı sıkıya bağlı kalmıştı. Ancak son dönemde şovun yeniden yapılanmasıyla birlikte, trans bireylerden farklı vücut tiplerine kadar daha kapsayıcı bir kadroya yer vermeye başladı. Hill’in pixie’si de bu değişimin sembolik bir parçası gibi. Geleneksel “glamazon” imajına alternatif, daha özgür ve bireysel bir güzellik anlayışını temsil ediyor.
Iris Law’ın platin dokunuşu

İngiliz model ve oyuncu Iris Law, uzun süredir tercih ettiği platin tonlarda kısacık pixie’siyle klasik İngiliz zarafetini altüst eden bir görünüm sergiliyor. Fütüristik havasıyla genç kuşağın asi enerjisini temsil eden bu kesim, pixie’nin en dikkat çekici yorumlarından biri olarak öne çıkıyor. Onun yorumu, kısa saçın ne kadar sınır tanımayan ve dönüştürücü bir ifade aracı olabileceğini gözler önüne seriyor.
İlginizi çekebilir>>>>> Yaz sonrası saç bakımı nasıl olmalı?