Paris Moda Haftası: Louis Vuitton İlkbahar/Yaz 2026

Fotoğraf: @louisvuitton

Louis Vuitton İlkbahar/Yaz 2026 koleksiyonu, Louvre Müzesi’nin en özel bölümlerinden biri olan Fransa Kraliçesi Avusturyalı Anne’in yazlık dairelerinde tanıtıldı. Freskli tavanlar, mermer zeminler ve Paris güneşini içeri alan kemerli pencereler, koleksiyonun mahremiyet ve özgürlük temasına sahne oldu. Nicolas Ghesquière, bu defilede giyinmeyi yalnızca dış dünyaya dönük bir gösteri değil, kişinin kendi içsel varoluşunu ifade eden bir lüks olarak yorumladı.

Mahremiyetin lüksü

_{Fotoğraflar: @louisvuitton}

Louis Vuitton İlkbahar/Yaz 2026 koleksiyonu, “ev içi” gardırobun işlevlerini dönüştürerek mahremiyetin sınırlarını sanatsal bir anlatıya taşıdı. Tasarımlar, sanki bir dairenin içinde yapılan kişisel bir yolculuk gibi, her parçayla bireysel bir anlatıya dönüştü.

Parçaların hikayesi

_{Fotoğraflar: @louisvuitton}

Defilenin açılışında şeffaf dokular görüldü. Evin samimiyetini modaya taşıyan görünümler, konfor ve şıklığı aynı anda yansıttı. Louis Vuitton İlkbahar/Yaz 2026 koleksiyonunda en dikkat çekici parçalardan biri ise taşlarla işlenmiş uzun yelekti.

_{Fotoğraflar: @louisvuitton}

Empresyonist bir tabloyu anımsatan renk geçişleriyle süslü püsküllü takım ise sanat ve modayı tek bir görünümde buluşturdu. Ahşap disklerle işlenmiş şort ve pantolonlar, interiordan alınan ilhamı doğrudan kıyafetlere taşıyarak ev ile moda arasındaki bağı güçlendirdi.

Sahne ve atmosfer

_{Fotoğraf: @louisvuitton}

Defilenin sahne tasarımı Marie-Anne Derville imzası taşıyordu. Mekan, Robert Wilson’ın eserlerinden Georges Jacob’un 18. yüzyıl mobilyalarına, Michel Dufet’nin Art Deco koltuklarından Pierre-Adrien Dalpayrat’ın seramiklerine uzanan parçalarla dekore edildi. Bu seçki, kıyafetleri tarihsel bir anlatının içine yerleştirirken aynı zamanda Fransız zevkine dair bütünsel bir deneyim sundu.

Tanguy Destable tarafından bestelenen müzik, defilenin atmosferine eşlik etti. Cate Blanchett’in sesiyle yorumlanan Talking Heads klasiği “This Must Be the Place”, koleksiyonun mahremiyet ve ev hissini öne çıkaran temasına duygusal bir derinlik kazandırdı.