Kadın dayanışmasının gücü: Estée Lauder ve Pi Kadın Kanserleri Derneği el ele

9 Ekim 2025
Estée Lauder ve Pi Kadın Kanserleri Derneği El Ele

Estée Lauder Şirketleri Türkiye, bu yıl Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında Pi Kadın Kanserleri Derneği ile anlamlı bir iş birliğine imza attı. “Sarılarak Saralım” kampanyası, kadınların kanserle mücadele süreçlerinde yalnız olmadıklarını hatırlatmayı ve dayanışmanın iyileştirici gücünü vurgulamayı amaçlıyor. Biz de Estée Lauder Şirketleri Türkiye Genel Müdürü Nazlı Koruyan Altıpat ve Pi Kadın Kanserleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Seral Çelik ile bu özel kampanyanın hikayesini konuştuk.

Estée Lauder Şirketleri Türkiye olarak Pi Kadın Kanserleri Derneği ile yollarınız nasıl kesişti? Bu iş birliğinin arka planındaki hikayeyi bizimle paylaşır mısınız?

Nazlı Koruyan Altıpat: Estée Lauder Şirketleri olarak, 1992 yılında başlatılan Meme Kanseri Kampanyası ile bu alandaki farkındalığı artırmak adına küresel ölçekte güçlü bir hareket başlattık. 33 yıl önce, Evelyn H. Lauder’in eş tasarımcısı olduğu ikonik Pembe Kurdele’nin lansmanı ile kurulan ve şirketimizin en büyük küresel kurumsal sosyal etki programı olan bu kampanya kapsamında Türkiye’de de anlamlı bir projeye başlamak istiyorduk. Pembe İzler (Pİ) Kadın Kanserleri Derneği ile yolumuz aslında Derneğin kurucusu ve eski başkanı Arzu Karataş’ın çok kişisel bir deneyimine dayanıyor. 2022 yılından bu yana devam eden iş birliğimiz, Arzu Hanım’ın kanser tedavisi sürecinde yaşadığı zorlukları ve Estée Lauder Şirketleri ürünlerinin onun yaşamındaki rolünü paylaşmasıyla başladı. Arzu Hanım, kanser tedavisi sırasında kaş ve saç kaybının kadınların beden algısını ne kadar derinden etkilediğini ve o dönemde kaş, kirpik kaybı yaşandığında kadınların eski görünümlerine yakınlaşmalarını sağlayacak ürünlerin psikolojik iyileşmelerine nasıl katkı sağladığını vurguluyor. Bu, bizim de Estée Lauder Şirketleri olarak kadınların kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlamak adına yürüttüğümüz projelerle örtüşen bir bakış açısı. 

Pi Kadın Kanserleri Derneği iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz bu projede, kanser hastası kadınlar için çevrim içi destek hizmetleri sunuyoruz. PinkLine, sadece bir güzellik desteği değil, aynı zamanda psikolojik destek ve beslenme danışmanlığı da sağlıyor.

Proje kapsamında, kanser tedavisi gören kadınlar, eğitimli güzellik danışmanlarımızla bire bir 30 dakikalık çevrim içi seanslar gerçekleştiriyor. Bu seanslarda, kemoterapi sürecinde yaşanan kaş, kirpik ve saç kaybının yarattığı psikolojik etkileri hafifletmek için kaş kaleminin doğru ve etkin kullanımı, göz kalemi ile kirpik etkisi verme, cildi daha aydınlık gösterme gibi çeşitli yöntemler, danışanlara Estée Lauder Şirketleri markalarının ilgili ürünleri hediye edilerek uygulamalı olarak anlatılıyor.

Bu proje, sadece fiziksel güzelliği değil, kadınların içsel gücünü ve dayanışmasını da ortaya çıkaran bir platform. Şimdiye kadar 3000’den fazla kadına ulaşıldı ve 7800’ün üzerinde seans gerçekleştirildi. Her bir seans, danışanların kendilerini daha güçlü ve desteklenmiş hissetmelerine olanak tanıyor.

Seral Çelik: Kanser tanısı almak, yeni bir yolculuğa başlamak gibidir. Hayatınızda yeni bir sayfa açılır. Üstelik hayatınızın merkezine sağlık yerleşir ve sağlığınızı kazanmak için çabalarsanız. Ama bu bazen, bir ahtapotun kolları gibi sizi sarar. Bir yandan medikal, cerrahi tedavinizi sürdürürsünüz. Doktorlar, hastaneler, kemoterapiler, ilaçlar girer hayatınıza. Tam da anlayamadığınız birçok tıbbi tanımla karşılaşırsınız.  Bir yandan sağlıklı olacak mıyım sorusu aklınızdan hiç çıkmaz.  Çocuğunuz varsa, ona yeterince destek olamamanın kaygısı büyür. Ailenizle yeterince ilgilenememenin sıkıntısını yaşarsınız… Yani hayatınız, bir hastalıkla değişir. Bu değişime uyum sağlamak için bazen deneyimleriyle size yol gösterecek arkadaşlara ihtiyaç duyarsınız. Bu ihtiyacı bilen, hisseden yaşamış gönüllülerimizin olduğu bir dernek olarak tam da bu nedenle kanserle mücadele eden kadınlara ‘yol arkadaşıyız’ diye sesleniyoruz. Onlara elimizi uzatıyor, dinliyor, bildiklerimizi aktarıyor ve bu yolculuktan güçlenerek çıkmaları için çabalıyoruz. Bunun için çeşitli projeler gerçekleştiriyoruz.

PinkLine projemizi de kanserle mücadele eden kadınların ihtiyaçlarını karşılamak üzere hayata geçirdik. Bir gönüllü psikolog ile başladığımız proje, farklı gönüllülerin katılmasıyla büyüdü ve hala da büyümeye devam ediyor. Estée Lauder Şirketleri Türkiye’nin desteğiyle daha çok kadına ulaşma şansımız arttı. Artık PinkLine çatısı altında 3 ayrı destek verebiliyoruz; psikoterapi, beslenme ve diyet desteğinin yanı sıra güzellik uygulamaları seanslarımız da oluyor. Bu desteklerden yararlanan kadınlardan öyle anlamlı geri bildirim alıyoruz ki…  O yüzden çok mutlu ve gururluyuz. Daha çok sayıda kadının hayatına dokunmamızı sağlayan Estée Lauder Şirketleri Türkiye’ye de gönülden teşekkür ediyoruz. 

Bu tür iş birliklerinin sadece kurumsal sorumluluk değil, aynı zamanda toplumsal dönüşüm açısından da önemli olduğunu düşünüyor musunuz? Estée Lauder Şirketleri bu dönüşümde nasıl bir rol üstleniyor?

Nazlı Koruyan Altıpat: Kesinlikle evet. Estée Lauder Şirketleri olarak, toplumsal sorumluluğu sadece iş dünyasında değil, kadınların toplumdaki yerini ve hayatlarını dönüştüren projelerde de aktif bir rol alarak sürdürmeyi hedefliyoruz.  Estée Lauder Şirketleri Türkiye olarak, etki stratejimiz şirketimizin küresel değer sistemi olan “Güzellikten İlham, Değerlerinden Güç Alan” ilkesine dayanıyor. Bu ilke, kadınların gelişimini ve ilerlemesini desteklemeyi, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın sağlığı gibi temel alanlarda kalıcı bir etki yaratmayı hedefliyor. Çevresel ve toplumsal sorumluluklarımız, sadece iş kararlarımızı şekillendirmekle kalmıyor, aynı zamanda uzun vadeli hedeflerimizi de biçimlendiriyor.

Bayan Estée Lauder, bundan 80 yıl önce kozmetik sektöründe devrim niteliğinde başarılar elde eden, aynı zamanda kadınların potansiyelini ve gücünü keşfeden bir liderdi. Bu vizyon, bizim projelerimizde ve yaklaşımımızda kendisini açıkça gösteriyor. Bayan Estée Lauder’ın mirasını günümüze taşırken, kadınların potansiyelini ortaya çıkarmak için yürüttüğümüz projeler, yalnızca iş dünyasında değil, toplumun her alanında eşitlik ve fırsat yaratan bir dönüşümün parçası olmayı amaçlıyor. Şirketimizin Türkiye’deki başarısının bir yansıması olarak, iş gücümüzün %75’i kadınlardan oluşuyor ve saha ile ofis operasyonlarımızdaki liderlik rollerinin %70’ini kadınlar üstleniyor. Bu oran, kadınların gücünden ilham alarak bir araya getirdiğimiz iş gücümüzün güçlü bir yansımasıdır.

Estée Lauder Şirketleri Türkiye olarak, sadece kendi organizasyonunda kadınları desteklemekle kalmıyor, topluma da yayılan uzun soluklu iş birlikleri inşa ediyoruz. Kadın sağlığı, eğitimi ve kariyer gelişimini destekleyen projelerimiz, toplumsal cinsiyet eşitliğini ve kadınların eşit fırsatlarla daha güçlü bir toplumda yer almasını sağlamak için etkili bir platform yaratmayı hedefliyor. 

Kadın Dayanışmasının Gücü: Estée Lauder ve Pi Kadın Kanserleri Derneği El Ele

Ekim ayı, meme kanseri başta olmak üzere kadın kanserlerine dikkat çekmek adına oldukça özel bir dönem. Bu ay sizin için ne ifade ediyor?

Nazlı Koruyan Altıpat: Ekim ayı, sağlık ve umut dolu bir hatırlatmadır. Bu dönemde, sadece kanserin tedavisine değil, erken tanı ve korunma yöntemlerine de odaklanmak, toplumsal farkındalık yaratmak, empatiyi, şefkati ve dayanışmayı artırmak bizim için çok önemli.. Kanserle mücadele edenlere yalnız olmadıklarını ve toplum olarak onların yanında olduğumuzu hissettirmenin öneminin farkındayız. Bu ay boyunca yürüttüğümüz projeler, farkındalık yaratmanın ötesine geçerek, kadınların sağlıklarını önemseyip gerekli adımları atmaları gerektiği mesajını güçlü bir şekilde vurgulamayı hedefliyor ve bu yıl Ekim ayında “Sarılarak Saralım” diyoruz.

Seral Çelik: Meme kanseri, dünyada en sık görülen kanserlerin başında geliyor. O yüzden, yalnızca bir gün değil, bir hafta değil, kocaman bir ayımız var. Ekim boyunca, gündem meme kanseri oluyor. Bazı bilgilerin etkili bir şekilde verilmesi, farkındalığın artırılmasını sağlıyor. Maalesef, meme kanserini önleyecek tıbbi bir yöntem yok. Öte yandan tarama testleri var ve bu, en büyük avantajımız. Çünkü tarama testleri erken teşhise, erken teşhis ise tedavi başarısının çok yükselmesine yol açıyor. Biz de kadınların ve toplumun dikkatini çekmeye çalışıyoruz. Kendi sağlıklarına nasıl sahip çıkacaklarına dair hatırlatmalar yapıyoruz. Ekim, aynı zamanda kadınların bilgiyle güçlenmesini sağlayan, cesaretle sağlıklarını hatırladıkları bir aya dönüşüyor. 

Meme Kanseri Farkındalık Ayı’nın yalnızca Ekim’le sınırlı kalmaması ve yıl boyu süren bir bilinçlenmeye dönüşmesi için neler yapılmalı? 

Diyoruz ki, yapılacak çok şey var. Ekim ayı bir farkındalık ayı olsa da, tam da bu nedenle dernek olarak ‘365 gün meme kanseri’ konuşuyoruz. Bu hastalığa karşı yapılması gerekenlerden belirtilerine kadar her konuda konuşmaya devam ediyoruz. Sosyal medyamızda paylaşımlar, canlı yayınlar, farklı aylarda düzenlediğimiz etkinlikler, söyleşiler oluyor. Çünkü meme kanserinin gündemden hiç düşmemesi gerekiyor. Kadınlar maalesef ki, ailesinin ya da sevdiklerinin sağlığıyla yakından ilgileniyorlar. Ama iş, kendi sağlıklarına gelince, öteliyor ya da erteliyorlar. Bu bazen yoğunluktan, bazen de bir şey çıkarsa ne yaparım endişesinden oluyor. Kadınların kendi sağlıklarına öncelik vermeleri, erken teşhisin önemini kavramaları yani bilgiden bilince dönüştüren ilk adımlar oluyor. 

Estée Lauder Şirketleri Türkiye olarak Pi Kadın Kanserleri Derneği ile birlikte yürüttüğünüz kampanyalarda öne çıkan bir projenizden bahsedebilir misiniz? Bu seneki çalışmalarınızda sizi en çok heyecanlandıran detay neydi?

Nazlı Koruyan Altıpat: Estée Lauder Şirketleri Türkiye olarak Pi Kadın Kanserleri Derneği ile birlikte yürüttüğümüz projelerden bahsetmek benim için gerçekten çok anlamlı. Bu yıl öne çıkan projelerimizden biri, “Sarılarak Saralım”. Kampanyamız, Estée Lauder Şirketleri’nin yıllardır öncülük ettiği pembe kurdele sembolünden yola çıkarak, meme sağlığına dair farkındalık yaratmayı ve erken teşhisin önemine dikkat çekmeyi hedefliyor.

Pembe kurdele, sadece bir sembol değil, kadınlar arasında dayanışmayı ve birlikte iyileşmeyi simgeliyor. Bu yılki projede, ünlü isimlerin de desteğiyle bu sembolün gücünü daha geniş kitlelere taşıma fırsatı bulduk. Çağla Şıkel, Tuvana Büyükçınar ve Şebnem Bozoklu gibi güçlü ve başarılı isimlerin desteğiyle farkındalık oluşturmanın ve toplumsal duyarlılığı artırmanın çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. 

Seral Çelik: ‘Pembe kurdele’nin öncüsü ve duyarlı kampanyalarla toplumun dikkatini başarıyla çeken bir şirketle birlikte proje yürütmek gerçekten çok özel. Aynı dili konuşmak, aynı amaçla el ele yürümek ve güç birliği yapmak çok anlamlı. Bu yıl, “Sarılarak Saralım” kampanyasının, farkındalığa önemli bir katkı sağlayacağına inanıyoruz. Motto bizim için ayrıca anlamlı; bu hastalıkla mücadele eden kadınların en çok ihtiyaç duyduğu şefkat duygusuna da gönderme yapıyor. Zira, bu zorlu yolculuğu yapan kadınların en çok rahatsız olduğu cümle, ‘sen güçlüsün’ oluyor. Oysa pek çoğu tanı sonrası kendini güçlü hissetmiyor; duygusal olarak hassas ve kırılgan bir süreç yaşıyor. Anlaşılmak istiyor. İşte onun yanında olmak, sarıp sarmalamak, yol arkadaşlığı yapmak gerektiğini hatırlatması açısından bizim için de çok değerli bir cümle. Çağla Şikel, Tuvana Büyükçınar ve Şebnem Bozoklu gibi kendi alanlarında öne çıkmış, toplumun saygısı kazanmış kadınların bu cümleyi söylemesi, toplumun dikkatini çekmesi açısından çok etkili.

Daha Fazla İçerik

Kim Cattrall’ın 69. yaşında: Samantha Jones’tan alabileceğimiz hayat dersleri Kim Cattrall’ın 69. yaşında: Samantha Jones’tan alabileceğimiz hayat dersleri

Kim Cattrall’ın 69. yaşında: Samantha Jones’tan alabileceğimiz hayat dersleri

Kim Cattrall'ın 69. yaşını kutlarken, Samantha’nın aklımızda dönüp duran sözlerini ve onlardan çıkardığımız dersleri hatırlıyoruz.
Magnum hazzı Bakery dünyasıyla buluştu: Karşınızda yeni Magnum Bakery  Magnum hazzı Bakery dünyasıyla buluştu: Karşınızda yeni Magnum Bakery 

Magnum hazzı Bakery dünyasıyla buluştu: Karşınızda yeni Magnum Bakery 

Magnum'un ikonik çikolatası ve dondurma uzmanlığı, fırınların nefis kokulu, çıtır çıtır ürünleriyle buluşuyor.