Fotoğraf: Pexels
Bir tartışma ya da anlaşmazlık yaşadığınızda, dikkatiniz önce kendi duygunuza değil de karşı tarafın neden böyle davrandığına mı kayıyor? Kırıldığınızı fark etseniz bile zihninizde hemen “haklı olabilir” cümlesi beliriyorsa, hissettiğiniz şey geri çekilirken anlamaya çalışma halinin öne geçtiğini fark edebilirsiniz.
Toksik empati tam da bu noktada kendini gösterir; empati, karşılıklılık üreten bir beceri olmaktan uzaklaşıp tek taraflı bir geri çekilme pratiğine dönüşür.
Toksik empati rutinlerinizde kendini nasıl belli eder?
Toksik empati, her durumda anlayan, tolere eden ve idare eden rolde kalmayı zamanla normalleştirir. Başta iyi niyet gibi görünen tutum, fark edilmeden otomatikleşir; siz daha ne hissettiğinize bakmadan karşı tarafın gerekçelerini düşünmeye başlarsınız.

İlişkide hissedilen huzursuzluk fark edilir ama üzerinde durulmaz; bastırılır, yumuşatılır ve daha makul bir yere çekilir. Böylece anlamak, tepki vermenin önüne geçer. Sınırlar zorlandığında ise rahatsızlığı takip etmek yerine, düşünce hemen daha güvenli bir alana kayar: “O da zor bir dönemden geçiyor”
Süreç uzadıkça, söylenmesi gereken cümleler hep ertelenir. Kırıldığınızı söylemek ağır gelir, itiraz etmek gereksiz gibi hissettirir, sınır koymak ortamı bozacak bir hamleymiş gibi algılanır. Zamanla kendi duygularınızla aranıza ince ama kalıcı bir mesafe girer; ne hissettiğinizi bilirsiniz ama onu merkeze almazsınız. İçeride biriken şey öfke olmaz, daha çok yorgunluk olur.

Empati karşılıklı bir bağ olmaktan çıkar, tek taraflı bir taşıma alanına dönüşür. Siz daha çok anladıkça, daha çok tolere ettikçe yük sessizce büyür; konuşma isteğinin azalması, geri çekilme hali ve “zaten anlatsam da değişmez” duygusu ise bu yükün doğal sonucuna dönüşür.
Sınırlar neden silikleşir?
Biraz durup baktığınızda, bu empati biçiminin çoğu zaman iyi niyetle başladığı daha net görünür. Kimseyi incitmemek, ortamı germemek ve uyumu korumak isteği ağır bastıkça, anlamamak neredeyse bir kusur gibi algılanır. Bu algı yerleştikçe ise sınırlar netleşmek yerine esnemeye başlar; kendi ihtiyaçlarınız ertelenir, rahatsızlıklar içe çekilir, tepkiler bilinçsizce yumuşatılır.

Günün sonunda toksik empati, fazla empati kurmak değil; empati uğruna kendinizi arka planda bırakmakla ilgili. Çünkü her şeyi anlamaya çalışmak, her şeye katlanmak anlamına gelmiyor.
Sağlıklı empati, karşı tarafı anlamaya çalışırken kendi duygularınızı geri plana atmadan var olabilmenizi sağlar. Bu yüzden bazen durmak, bazen mesafe koymak, bazen de “buna razı değilim” diyebilmek empati eksikliği değil; duygusal dengeye alan açan bilinçli bir tercih olabilir.
İlginizi çekebilir >>>>> Uzun ilişkilerde heyecanın zamanla kaybolmasının 3 nedeni
