Artık okunmuş ama yanıtlanmamış mesajlar, sessizliğe gömülmüş ortak Spotify çalma listeleri ve iletişimin yavaş yavaş kopmasıyla yaşadığımız deneyimin ghosting’e maruz kalmak olduğunu hemen anlıyoruz. Peki ya WhatsApp Arşivler mezarlığına gömdüğümüz bir sohbetin, ansızın sağ üst köşede beliren o “1” yazısıyla sessizliğini bozduğu anlar?
Tebrikler, artık bir ghosting kurbanı değil, ilişkiler evreninin en sinir bozucu devam halkası olan zombieing’in içindesiniz.
Modern flört kültüründe zombie-ing, biriyle hiçbir açıklama yapmadan iletişimi kesip, aylar sonra yine hiçbir açıklama yapmadan geri dönme davranışı olarak yorumlanabilir. Özellikle ilişkilerin adı konmadan bırakıldığı durumlarda bu davranışla sıkça karşılaştığımızı da söylemeden geçmeyelim. Ve evet, bu geri dönüşler genelde ani, bağlamsız ve maalesef oldukça yüzeysel oluyor.
Bir gece yarısı story’inize atılan anlamsız bir emoji, “Rüyamda seni gördüm, iyi misin?” mesajı ya da Spotify’dan yollanmış eski bir şarkı linki… Hepsinin ortak bir amacı var aslında: karşınızdaki kişi, sizde hala bir etkisi olup olmadığını ölçmeye çalışıyor. Çünkü bazı insanlar, kendilerini yalnız ya da belirsiz hissettiklerinde, bir zamanlar değerli hissettikleri kişilere doğru içgüdüsel olarak yönelir. Ve o tanıdık duyguyu yeniden aramak için, en kestirme yol genellikle eski bir isme uzanır—hele ki o isim, bir zamanlar sessizce terk ettikleri kişiyse.
İşte zombieing tam da bu yüzden bu kadar yorucudur. Gri dönüşler hesap vermez, açıklama içermez; sadece “beni unuttun mu?” diye kapınızı tıklatır. Ve günün sonunda size kalan, yine aynıdır: iletişimsizlik, belirsizlik ve içinden çıkması zor bir duygu karmaşası.
Yine de burada küçük bir parantez açmakta fayda var. Zombieing her zaman kötü niyetli olmak zorunda değil. Bazen, gerçekten kapanıp kapanmadığından emin olamadığınız bir kapının önünden geçerken, içinizde bir yerlerde hala bir şey kalmış mı diye o kapıyı usulca aralamak isteyebilirsiniz.
Bu yüzden zombie-ing ile karşılaştığınızda, mesajın kimden geldiğinden çok, sizde ne uyandırdığına bakmak gerekir. Cevap vermeden önce bir an durup kendinize şu soruyu sormakta fayda var: Bu mesaj beni gerçekten heyecanlandırıyor mu, yoksa sadece kafamı mı karıştırıyor? Bir özlemi mi tetikliyor, yoksa kapanmamış bir soruya yeniden dönmeme mi neden oluyor?
Çünkü zombieing çoğu zaman geçmişle bağ kurmak gibi görünse de, aslında bugünkü duygusal ihtiyaçlarınızla yüzleşmeniz için bir sinyal olabilir. O yüzden o mesajı okumakla yetinmek mi, yoksa yanıtlamak mı gerektiğini düşünürken, mesele karşınızdaki kişinin niyeti değil—sizin neye hazır olduğunuz.
Kapak: iStock
İlginizi çekebilir >>>>> Tatlı yalanlar yerine gerçekler: “Saltcoating” nedir?