Birce Akalay: “Şimdilerde daha çok kendi merkezimdeyim”

1 Ağustos 2025

İpler kendi elinde, anlamlı hikayelerin peşinde koşuyor ve kendinden başka biri olmaya çalışmıyor. Birce Akalay ile 2023 Ekim sayımızda izlemek için sabırsızlandığımız projelerini, marka yüzü olduğu Neutrogena ile iş birliğini ve hayatının katmanlarını konuştuk.

Röportaj EYLÜL SOLAKOĞLU 
Fotoğraflar KORAY PARLAK
Styling NAZLI KAYRAN

Henüz birebir tanışmadan hakkında fikir sahibi olduğunuz insanlar vardır. Birce Akalay benim için oyunculuğunun yanı sıra duruşu, kendini ifade ediş biçimi ve elini attığı her şeyi layığıyla yapma çabasıyla hep özel bir figür oldu. Bunca zaman yollarımızın hiç kesişmemiş olmasına duyduğum şaşkınlıkla, karşımda nasıl birini bulacağımı merak ederek gittim çekime. 

Hikayenin peşinde

@instyle.tr

Hep bir hikaye peşinde. Her video enstantanesinin, objektif karşısındaki her pozunun bir anlamı olmalı. Tüm gün süren çekim boyunca açtığı şarkılar eşliğinde kendini ve ekibi motive eden, ne istediğini bilen ama önerilerde bulunurken karşısındakinin işine müdahale etmeyen, profesyonel ama bir o kadar sıcak biri olduğunu gözlemledim. Sonrasında sıra, sohbetimize geldi. Devam sezonlarını heyecanla beklediğimiz Netflix yapımı Kuş Uçuşu ve Mezarlık dizileri, yakında izleyiciyle buluşacak yeni projesi Bir Derdim Var, marka yüzü olduğu Neutrogena Retinol Boost serisi… Onunla konuşacak çok şey var!

Sohbetimize, hayatının nasıl bir döneminden geçtiğini sorarak başlıyorum. “Gayet iyiyim çok şükür. Hayatta her şey aynı anda iyi gitmiyor elbette ama ben iyiliğin ya da daha doğrusu iyi kalmanın peşinde olduğum için, bu zamanda hepimiz gibi epey efor sarf ediyorum.” 30’larını geride bırakmak üzere. Kabul, yaşını hiç göstermiyor ama yaş alma kavramıyla bir alıp veremediği yok. Aksine, yeni gelen yıllarla barışık olduğunu söylüyor. “18 yıldır hiç durmadan çalışıyorum. Belki de bu yüzden yılların nasıl geçtiğini anlamadım, hala da zamanın hızına yetişemiyorum. Değişerek ve gelişerek yaş almaya çalışıyorum. Yaşadığım her anın ya da deneyimin farkında olarak ve azami derecede tadını çıkarmaya gayret ederek geçiyor 40’a merdiven dayadığım son yıllarım.”

Birce Akalay: “Şimdilerde daha çok kendi merkezimdeyim”

birce akalay
@instyle.tr

İnsan geçmişe dönüp baktığında kendini sorgular ya, o da benzer bir sorgulamadan geçti mi? “Geçmişte kendimce hızlı yaşıyordum. Biraz savruktum, hatta kendime çoğu zaman hoyrat davranıyordum. Şimdilerde daha çok kendi merkezimdeyim. Eski zamanlardan farklı olarak artık inceliklerden yoksun insanları anlamaya çalışmak yerine onlarla arama hissedilir mesafeler koymayı başarabiliyorum. Bu şekilde ruhen de daha az yoruluyorum. Son olarak, bir de içime atmamayı öğrendim sonunda.”

İlk dijital projesi Kuş Uçuşu üzerine

Bulunduğu noktaya emin adımlarla, hazmederek gelmiş bir isim Birce. Bunu düşünürken konu geçen sezonun en çok konuşulan dizilerinden Kuş Uçuşu’nageliyor tabii. Dizinin ikinci ve üçüncü sezonu ard arda çekilmiş, seyirciyle buluşmayı bekliyor. Canlandırdığı deneyimli haberci Lale Kıran karakteriyle epey övgü aldı oyuncu. “Kuş Uçuşu benim dijital platformda çıktığım ilk yolculuk oldu. Dolayısıyla başlangıçta çok heyecanlanmış ve sıkı bir masa başı çalışması yapmıştım. Lale, ilk sezonun sonunda ormana veda eden bir aslandı. Tüm yaşadıklarından sonra hayatına yeni bir yön vermeye gayret edecek elbette ve yolda sürprizlerle karşılaşacak. İşinizi aşkla yapıyorsanız size enjekte ettiği yaşam enerjisi ve motivasyonunu gayet iyi bilirsiniz. Yokluğunda ne olduğunu da. Şimdilik bu kadar spoiler vermiş olayım.”

Dizi, hayatın her alanında tanık olabileceğimiz hırs ve kıskançlık gibi duyguların insana yaptırabileceklerini konu ediniyor. Z kuşağının tüm olumlu güncellemelerinin yanında hızla, çaba sarfetmeden bir yerlere gelmek isteyen ve zafere giden her yolun mübah olduğunu düşünen tarafını da acımasızca ortaya koyuyor. Peki onun benzer şeyler yaşadığı oldu mu? Nasıl tepki verdi? “Hırs ve kıskançlık hepimizde var olandürtüler, kalbimizin atması kadar doğal bence. Sadece aramızda bunuyönetebilenler ve yönetemeyenler var. Ben de hırslıyımdır ama yaptığım şeyi iyi yapabilmek adınadır bu hırs, ya da iyi yapılmış bir işi takdir etmenin yanı sıra kıskanabilirim, tabii ki pozitif anlamda. Bu düşünceler daha iyisini yapmam adına bir tür motivasyon olur benim için.

“Aslında Kuş Uçuşu’nda tam olarak bu süper egoları ameliyat masasına yatırıyoruz. Elbette benim de başıma gelmiştir okul ve meslek hayatım boyunca. Hafızam zayıftır, tutamam aklımda böyle şeyleri ama muhtemelen gülüp geçmişimdir.”

Bir Derdim Var projesi

@instyle.tr

Onu, çok yakında Kanal D ekranlarında yayınlanacak Ay Yapım imzalı Bir Derdim Var isimli dizide de izlemeye başlayacağız. Dizi bir çocuk & ergen psikiyatri kliniğinde geçiyormuş, orjinali İtalyan olan hikayeyi ise Yekta Torun ve Deniz Gürlek uyarlamış. “Sekiz-dokuz aydır yoğun bir çalışma süreci devam ediyor. Ben projeye Haziran ayında dahil oldum, okuduğum ilk andan beri de çok ama çok heyecanlıyım. Dilerim seyircimiz çok beğenir ve sever.”

Özgürlük alanı

Hem ana akım medya hem de dijital platformdaki projeleriyle adından sıkça söz ettirecek bu sezon da. Genellikle dijital içeriklerin daha özgür olabildiğini gözlemliyoruz son yıllarda. Peki yeterli mi? “Aslına bakarsanız 90’lar sonrasında sinema ve dizilerimizin teknoloji sayesinde imkanlarının genişlemesi ile paralel olarak, özgürlük alanının da genişlemesini beklerdim. Ama birkaç pozitif örnek haricinde ülkemizde tam tersi şekilde gün geçtikçe zihinler daralıyor gibi maalesef.

Rasyonel hayatta özgürlük kimsenin kimseye tanıyabileceği bir hak olmadığı gibi, bir sonsuzluk dünyası demek de değildir elbette. Ancak yaşamın içerisinden bir hikayeyi seyirciye anlatırken o sonsuzluk resmine de ihtiyacınız olabiliyor işte. Ez cümle, evet dijital platformlara üretilen projeler ana akıma üretilenlere kıyasla biraz ama sadece biraz daha özgür, hala tamamen özgür diyemeyiz.”

“Derdimi kimseye kötü söz söylemeden, özlük haklarına saygısızlık etmeden ifade etmeye çalışıyorum”

Özgürlükten bahsetmişken, her konuda fikrini rahatça ifade eden, haksızlığa tahammül edemeyen ve tepki alma pahasına sessiz kalmayan biri olarak gözlemliyorum onu dışardan. “Kendimi bildim bileli böyleyim ben. Okulda da böyleydim. Ayrık otu, karşıt fikirli ya da farklı ihtimalleri varyasyonları sorgulayandım, hatta bazen isyan edendim. Ama genel olarak derdimi kimseye kötü söz söylemeden, özlük haklarına saygısızlık etmeden ifade etmeye çalışıyorum. Bu hiç değişmez. Fikirlerim güzide toplumumuzun bazı insanları için uygun düşmüyor ya da hoşlarına gitmiyor ki bu çok normal. Hepimiz aynı şekilde düşünemeyiz, bu dünya düzenine aykırı zaten. Beni vicdanlı ve iyi ahlaklı yetiştirmeye gayret etmiş bir ailem var. Ben de onlardan sonra erken yaşta varoluşumu ve yaşadığımız dünyayı anlamak için uğraşmaya başladım, hala uğraşıyorum. Yaşadığım süre boyunca, sırf daha adil olabilmek için kendime bile yeri geldiğinde son derece acımasızca yüklenirken, kapımızın önündeki zorbalığa ya da adaletsizliğe nasıl susabilirim, bilmiyorum. Hani derler ya fıtratımda yok, bende aksi bir bilgi ya da içgüdü hiç olmadı.”

En yakın dostlarından biri: Müzik

@instyle.tr

En yakın dostlarından biri şüphesiz ki müzik. Evinde bir plak koleksiyonu olduğunu biliyorum, tablolara yer vermeyi de çok seviyor. “Her sene elimden geldiğince hayranlık duyduğum genç sanatçı dostlarımın eserlerinden edinmeye çalışıyorum, evimin duvarları kalabalıktır bu yüzden.” Antika ve vintage mobilyalara, ikinci el eşyalara da evinde sıkça rastlayabileceğimizi söylüyor. “Eşyaların yaşamasını, yaşadıkça form almasını seviyorum. O yüzden bir başkasının elinden ya da zevkinden çıkmış bir evden ziyade topladıklarım ve biriktirdiklerimle bir dünya yarattım kendime. Ağırlıklı olarak evde vakit geçirdiğimi düşünürsen çokça oyuncak ve eğlence de mevcut tabii ki (gülüyor).”

Geçmiş röportajlarından birinde kendini yazarak daha iyi ifade ettiğini okumuştum. İlgi alanıma bu kadar giren bir konuyu sormadan edemiyorum. “Yazmayı hep çok severdim, kendimi bildim bileli de günlük tutarım. Daha ortaokuldayken liseler arası yarışmalarda ödüller alırdım. Sözelde en iyi sınav kağıtları hep benden çıkardı. Kağıt üzerindeki kelimelerle aram iyidir. Okumayı ve yazmayı seviyorum. Bir rehabilitasyon yöntemi olduğunu da düşünürsek, geçmiş yıllarımdan kalan veriler kişisel gelişimimde bana ciddi anlamda rehberlik etti mesela. Şiir yazıyorum, şarkı sözü yazıyorum, bazen sadece içimden geldiği gibi akıyorum sayfalarca ve yazarken keşfediyorum başka başka hallerimi. Kendime sorular soruyor, itiraflarda bulunuyor, yüzleşmeler yaşıyorum. Ama genelde hep iyileşmek için yazıyorum, içimden çıksınlar diye. Ya da yazdıkça iyileşiyorum, ikisinden biri.”

@instyle.tr

Duru güzelliğiyle de ilham veren Birce Akalay, Neutrogena Retinol Boost serisinin marka yüzü. Markayla bir yılı aşkın süredir devam eden güzel bir iş birliği var. Nasıl başladığını soruyorum. “Neutrogena gençlik yıllarımdan beri güvenle kullandığım bir markaydı. El kremini çantamdan hiç eksik etmezdim mesela. Hepimizin hafızasına kazınan o meşhur reklam filmi, Norveçli balıkçıların elleri… Markadan teklif geldiğinde benimle buluşmak istemeleri çok hoşuma gitti açıkçası. Cilt bakım ürünlerine bu denli güvendiğim bir marka ile iş birliği yapmak benim için çok değerli.”

Peki Retinol Boost serisindeki favori ürünleri hangileri? Onları bakım rutininde nasıl kullanıyor? “En favori ürünüm Retinol Boost+ Yoğun Gece Serumu. Uzun yıllardır kullandığım Retinol Boost’tan sonra retinol yüzdesi daha yüksek olan intense ürünlerini bakımıma dahil ederek rutinimi bir üst seviyeye taşıdım diyebilirim. Bu serum serideki en yüksek saf retinol oranını içermesine ek olarak ipeksi ve hafif yapısıyla çizgilerime çok iyi geliyor, cildimi dolgunlaştırıyor. Gece rutinimin vazgeçilmezi.” 

Sohbetimizin sonuna gelirken, bu zamana kadar kim bilir kaç röportaj verdiğini düşünüyor, kendisine en çok ne sorulmasını isteyeceğini merak ediyorum. Düşünerek cevaplıyor, “Ben kendime sürekli soru sorduğum için şu an kalakaldım. O kalabalığın içinden bir soru seçmek zor.”

İlginizi çekebilir >>>>> Ayça Ayşin Turan: “Yeni başlangıçlara!”

Daha Fazla İçerik

Toksik bir dinleyici olduğunuzu gösteren 5 belirti

Karşınızdakini dinliyor gibi yaparken zihninizin başka yerde olması, konuşmanın içeriğinden

“Mental fatigue”: Zihinsel yorgunluk çağında enerjinizi geri kazanmak mümkün mü?

Her şeye yetişmeye çalışırken, zihninizin size ne anlatmaya çalıştığını duyamıyor