Son zamanlarda ise algoritma bir şeyi sürekli karşımıza çıkarıyor: yere uzanan insanlar. Üstelik sadece spor yapmıyorlar. Kimi sessizce gözlerini kapatıyor, kimi hafif bir müzik açıyor, kimi ise hiçbir şey yapmadan sadece öylece duruyor.
TikTok’ta yavaş sabah rutinlerine eşlik eden matcha tarifleri ve yeşil çayın öğütülmesiyle elde edilen bu tozun birçok hali neredeyse her içerikte karşımıza çıkıyor.
Gün boyunca ayakta durmaktan yorulan bacaklar, masa başında şişen ayak bilekleri, uyumadan önce zihni boşaltma ihtiyacı... TikTok, tüm bunlara tek bir çözüm önerisiyle geliyor: "legs on the wall" pozu.
2025’te beden sağlığına dair en dikkat çeken trendlerden biri, hem zihni hem bedeni aynı anda rahatlatmayı hedefleyen pratikler. Yavaş yürüyüş meditasyonu da tam bu noktada devreye giriyor.
Sürekli "evet" deme alışkanlığı veya kimseyi kırmamak için kendi ihtiyaçlarınızı geri plana atma hali... İnsanlarla iyi geçinmek ve anlayışlı biri olarak görülmek isteyebilirsiniz. Ancak bu eğilim, bir noktadan sonra ruhsal tükenmişliğe yol açabilir.
Morning Pages, sabahları uyanır uyanmaz zihindeki her şeyi olduğu gibi kâğıda dökmeyi öneren bir pratik. Julia Cameron’un “The Artist’s Way” kitabıyla tanınıyor ama artık sosyal medya sayesinde bambaşka bir kitleyle buluşuyor.
Sabah ne giyeceğinizden tutun da gün içinde ne yiyeceğinize, hangi mesajı şimdi mi yoksa sonra mı yanıtlayacağınıza kadar günlük yaşam yüzlerce küçük kararla dolu. Bunların çoğunu fark etmeden veriyorsunuz.
Hafta sonunun son saatleri yaklaşırken gelen tarifsiz huzursuzlukla birlikte her şey yolundaymış gibi görünse de içinizi bir sıkıntı kaplıyor olabilir. “Sunday blues” ya da “Pazar sendromu” denen bu durum..