Değişim Başlatın: Su Durumu

Su kaynaklarımızın günden güne tükeniyor olması hepimizi yakından ilgilendiren büyük bir sorun. Ülkemiz su azlığı yaşayan ülkeler arasında yer alıyor, bilinçsiz su tüketimi ve artan nüfus da bu durumu hepimiz için yaşamsal bir tehdit haline getiriyor. 
Su stresi çeken bir ülke olarak, bu durumun negatif etkilerini en aza indirmek için hepimize birçok görev düşüyor. İlk olarak çocukken her birimize okulda öğretilmeye başlanan su tasarrufu kuralları akla geliyor. Ne kadarını uyguluyoruz? Bu konuda ne kadar bilinçliyiz? 

Konu su tasarrufu yapmak olunca değiştirmemiz gereken alışkanlıklarımızın olduğunu hepimiz biliyoruz. Bulaşıkları makinede yıkamak, sebze ve meyveleri akan musluktan değil de su dolu bir kabın içinde yıkamak, dişerinizi fırçalarken musluğu kapatmak, duşta gereğinden fazla vakit harcamamak, su tasarruf musluğu kullanmak gibi… 

Sahi, kaçımız musluklarımızda su tasarruf aparatı (perlatör) kullanıyoruz? Doğa dostu ürünler arasında yer aran perlatörler sayesinde hem faturalarınızın azaldığına şahit olacaksınız hem de sürdürülebilir, yeşil bir dünyaya katkı sağlayacaksınız. Kimi perlatörler neredeyse %75 oranında bir tasarruf sağlıyor. 

Özellikle İstanbul için tablo gün geçtikçe hepimizin aleyhine bir hal alıyor. 26 Aralık’ta Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan açıklamada içme suyu kaynaklarımızın doluluk oranı %21.27 olarak açıklandı. 
Geçen Cumartesi günü hava sıcaklığı 14-16 derece arasındaydı, bir önceki yıl aynı gün sıcaklık 4 derece olarak kaydedilmişti. Ondan önceyse ise aslında mevsim normallerini yansıtan hava durumu, karlıydı. Dünya telafi edemeyeceğimiz değişimlere doğru yol alıyor ve bu değişimler hayatlarımızı pozitif yönde etkileyemeyecek. Hepimizi ilgilendiren bu hayati konuda yine hepimizin elini taşın altına koyması lazım ancak birlikte bilinçle hareket edersek bu negatif etkiyi azaltmak için dişe dokunur adımlar atmış oluruz. 

İklim krizini geçen her mevsim daha derinden hissediyoruz. Isınıyoruz, kuruyoruz ve nefesimiz kesiliyor. Su krizinin temelde asıl sebeplerinden birisi de hepimizin bildiği gibi yeterli yağış olmaması. Maalesef her gün daha az yeşil, daha az ormansız hale gelen ülkemiz küresel ısınmanın da etkisiyle git gide kuraklaşıyor. Peki bu durumda bizim yapabileceğimiz hiç mi bir şey yok? Elbette var! 

Büyük küçük demeden, çevremizi daha yeşil hale getirmek için elimizden ne geliyorsa yapabiliriz. 

TEMA Vakfı 
1992 senesinde kurulan TEMA Vakfı, o günden bugüne gönüllülük esasına dayalı olarak gelecek nesillere yaşanılabilir bir çevre bırakmayı hedefliyor. Siz de gönüllü olarak ülkemizi daha yeşil hale getirme hareketine ortak olabilir böylece kuraklık oranında düşüş yakalanmasına yardımcı olabilirsiniz. 

Bugün hepimizin, her bireyin kişisel çabasına ihtiyacı var. 
Kendimiz için, ülkemiz için, çocuklarımız için ve dünya için. 

İlgili Makaleler