Bergüzar Korel’in Evi


Bergüzar Korel , koru içinde yer alan evinden içeri adımını attığı anda onu sabırsızlıkla bekleyen iki erkek tarafından kuşatılıyor. “İşte gerçek aşklarım, evimin ve hayatımın yegâne erkekleri,” diyor golden retriever cinsi köpeği Oğlum ve kedisi Likör’e şevkatle sarılırken.
Setten henüz gelmiş. ‘Acaba canı bu yeni bölümde yine neye sıkıldı?’ diye merak ederken o, “Aslında erken gelseydim size arkadaşlarımın da çok sevdiği meşhur portakallı kekimden yapacaktım,” diyerek açmayı düşündüğümüz konudan farkında olmadan uzaklaştırıyor bizi.


Yeni taşındığı bu evden bahsederken o iri siyah gözleri daha bir parlıyor sanki. “Mistik bir hikâyesi var,” diyor. “Ablam Zeynep bu evde yaşadı. Tam şurada evlendi,” diyerek yemek masasını işaret ediyor. Korel’in de genç kızlığı burada geçmiş. “Okul çıkışları gelirdim, çok severdim bu evi,” diyor. Geçen yaz başında Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın bir çalışması için gittiği Eskişehir’de gördüğü rüyasını anlatmaya başlıyor. ‘Hayırdır inşallah,’ dediklerinden tam da…  Olmuş da zaten! Rüyada bir ses ablasının evinin kiralık olduğunu söylüyor ona. Hala etkisinde olduğu belli. Birkaç kez yenilenmiş bu rüya. “Uzaktaki bir arkadaşımı da görmüştüm sonra birinde.” Bir sabah o arkadaşının telefonuyla uyanan Korel, neyse ki dikkate alınması gereken haberci bir rüya olduğunu anlamış durumun.


Aradan yıllar geçmiş, ablası ABD’ye taşınmış. Birkaç kiracı değiştiren bu ev de sanki onu beklermiş gibi boş kalmış yıllarca. Çünkü içeri girerken, Korel’in burada uzun yıllar yaşadığı hissine kapılıyorsunuz. Internet’te “Kuruçeşme kiralık” yazınca çıkan ilk resimli evin burası olması da çok enteresan. Annesi dahil kimse başlarda anlattıklarına   inanmamış. Ama işte buradayız… Üç oda, salon, mutfak ve banyodan oluşan 160 m2’lik yüksek tavanlı Korel’in yıllarca unutamadığı o dairede. Evi ablasının daha önceki düzenine göre dekore etmiş Korel.

Daha önce Nişantaşı’nda oturduğundan, semti sevse de onu agresif yaptığından bahsediyor. “Kuruçeşme’de daha huzurluyum,” diyor. Ayrıca burada istediği gibi cam açabildiğini anlatıyor. “Sabah ilk işi evini hemen havalandırmak. Dışarda Sibirya soğuğu olsa fark etmez,” diyor.

Evdeki eşyaların neredeyse tamamı Mudo Concept’ten alınmış. Taşınır taşınmaz duvarları beyaza boyatmış. Hayalinde hep sahip olmak istediği ressamın tablosu da şimdi salonunun duvarında asılı. “Oyuncu Zerrin Tekindor’un yaptığı tabloları oldu bitti çok beğenirdim,” diyor Korel.

Geçenlerde onun bir sergisinde gördüğü Yağmur Kumpanyası tablosuyla karşılaşmış ve çok etkilenmiş. “Üzerinde yağmurda tiyatro yapan oyuncular var. Muhteşem değil mi?” diye soruyor ve hemen ekliyor ardından: “Benim de en büyük hayalim bir gün onlar gibi tiyatro yapabilmek işte.” Yağmur altında mı olur bu bilinmez, ama Korel’in bunu da yakında gerçekleştireceği aşikâr.

Her hayali gerçekleşen Korel’e de bu evi de uzun yıllar şahitlik edecek gibi duruyor. Belki ablası gibi o da burada evlenir! “Bir şey mi hissettiniz yoksa?” diye muzipçe soruyor. Sanki aklımızdan geçenleri okuyor o an.

İlgili Makaleler