Ebru Cündübeyoğlu’nun Evi

Oyuncu Ebru Cündübeyoğlu radyocu eşi Mert Güçlü Mete ve kızı Duru ile yaşadığı bu apartman dairesine yedi yıl önce taşınmış. Yıllar önce katıldığı güzellik yarışmasının sunuculuk ve oyunculuk kariyerine nasıl aracı olduğunu anlatmaya başlıyor evinin salonunda söze başlarken. “10 Eylül 1974’te Almanya’nın Heilbronn şehrinde doğmuşum ben. Ama orayı bir daha hiç görmedim… Ortaöğrenimi İstanbul ve Adapazarı’nda tamamlayıp, Uludağ Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü’e girdim.

1993’te katıldığım güzellik yarışması sayesinde hayatım değişti. Gerçi bu bilinçli bir tercihti. Çünkü hep oyuncu olmak istiyordum,” diye anlatmayı sürdürüyor Cündübeyoğlu. Şu sıralar Kalbim Seni Seçti adlı dizide kızını parkta kaybeden ve bu yüzden evliliği sona eren bir anne rolünde… Konu çocuktan açılınca birden gözleri parlıyor. Kızı Duru’nun (5,5) aileye katılmasıyla hayatının ne kadar renklendiğinden bahsediyor. “Burası en çok ona yaradı. Çok arkadaşı var. Şimdi aşağıda havuzda ve bütün gün onu kimse yukarı çıkaramaz artık,” diye keyifle anlatıyor. Kurtköy’de yaşama kararını 10 yıl önce almış. “Daha önce Gayrettepe’de yaşıyordum. İyi bir yatırım olacağını düşünen teyzem buradan bir ev sahibi olmam için beni ikna etti.

Zamanla Sabiha Gökçen Havalimanı’nın ve Viaport’un açılmasıyla buranın nasıl hızla gelişme gösterdiğini söylüyor. “Ben galiba sert geçişleri olan semtlerde oturmayı sevmiyorum. Her şey orta karar ve her yer aslında standart düzeyde. Hiçbir şey sizi fazla şaşırtmıyor ve her şey elinizin altında,” diyor.
 

250 m2’lik daire, dört oda, salon, mutfak ve iki banyodan oluşuyor. Eve girdiklerinde bir çok değişiklikler yapmışlar. Bu konuda mimar Erhan Bozoğlu’ndan yardım almışlar. Onun için evde çok dolap olması önemliymiş. Banyo ve mutfak da Cündübeyoğlu’nun isteğine göre baştan yenilenmiş. “Eşim bu konuda her ayrıntıyı bana bıraktı. Ben de bu işlere zaten meraklıyım,” diyor. Kum rengi salon duvarlarına uyum sağlayacağını düşündüğü için bal köpüğü renginde bir oturma grubu tercih etmiş. “Pastel tonları evde görmeyi seviyorum. Ama aralara mutlaka renk katmak lazım,” derken salonun diğer köşesindeki kırmızı oturma köşesini işaret ediyor.

“Kırmızı girdiği mekana müthiş enerji katıyor ve bu salona da böyle bir renk lazımdı galiba,” diyor. Turkuaz ve somon onun evde görmeyi sevdiği renklerden. Çalışma odasını bu yüzden turkuaz ile renklendirmiş Cündübeyoğlu. TV ünitesinin arkasındaki duvarı tuğla görüntüsü sevdiği için Art Stone’a yaptırmış. “Aslında böyle bir renk kataloglarında yoktu. Benim istediğim doğrultusunda hazırladılar. Ama sonra onlar da beğenip üretmeye karar verdiler,” diye anlatıyor. Evdeki çoğu mobilya ağırlıklı olarak Modoko’da Karizma Mobilya’ya özel yaptırılmış. “Kanepeler salonun ebatına uygun olarak tasarlandı. Evde rahat kanepelerin ve üzeri yumuşak dokulu tekstillerin olması önem verdiğim unsurlardandı,” diyor.

Süet hissi veren oturma grubunun kumaşını yemek masasının iskemlelerinde de kullanmışlar bu yüzden. Salon duvarına astığı Fabian Perez reprodüksiyonlarını aile dostları Nur Karaçelebi yapmış. 1 “Tango yapmayı çok seviyorum. Perez’in de bu tango yapanlar serisini çok beğenirdim. Sonunda yaptırmaya karar verdim,” diyor. Geçen yıl gittiği Buenos Aires’in onu ne kadar etkilediğini anlatıyor sonra da. “Harika bir yer… Her köşe başında müzik ve dans var,” diyor keyifle. Şimdi en büyük hayali eşiyle planladıkları New York seyahati. “Ama hep ertelemek zorunda kalıyoruz. “Set hayatı insanın program yapmasına pek müsaade etmiyor,” diyor durumu kabullenmiş bir ifadeyle. Lineadecor modern beyaz mutfağını özellikle ada olarak tercih etmiş. “Evdeyken mutfakta eşim ve kızımla zaman geçirmeyi severim. Ben yemek hazırlarken birileriyle sohbet etmek güzel oluyor,” diyor Cündübeyoğlu.

 Papaz yahnisi ve leziz soslu salataları çok meşhurmuş. Dizi setinden eve yorgun dönse de mutfağa girmeyi ihmal etmemeye çalışıyor. “Ama geçenlerde eşim ev makarnası yapmaya karar verdi ve ben ona yamaklık yaptım bu sefer,” diye keyifle anlatıyor. Mutfağı ne kadar aydınlık ferah olmalıysa antre de o kadar renkli ve enerjisi yüksek olmalı ona göre. “Genelde evlerin antresi es geçiliyor gibi geliyor bana. Benim içinse bir evin en önemli yeri. O yüzden burayı renk konusunda cazibe merkezi yaptım,” diyen oyuncu keçe kalemle kendi çizdiği “mandala”ları çerçeveleterek buraya asmış. Bunun Hint kökenli inanışlarda metafizik veya sembolik bakımdan mikro kozmosu gösteren şekillere verilen ad olduğunu anlatıyor.

 “Genellikle daire veya kare şeklinde olan ve her şeyin mistik merkezini sembolize eden mandala’lar benim de meditasyon nesnemdir. Her bir deseni yaparken hep ailem, sevdiklerim ve ülkem için güzel dileklerde bulundum,” diyor. Yine Lot’tan çok severek aldığı narı çağrıştıran duvar kağıdını da bereketi sembolize ettiğini düşünerek kaplatmış antresine. Yaşam felsefesini de Aşılı Kolum (2005) adlı kitabındaki bir şiirle özetliyor kısaca Cündübeyoğlu.. “Hayat, kumdan kale yapmaksa, deniz kenarında. Dalga hesabı yapmamaktır yaşamak…” O kumdan kalesinde huzuru bulmuş biri kesinlikle.

İlgili Makaleler