Stil & Erkek: Birkan Sokullu

Scooter kullanıyorsunuz, şehir hayatına uygun cool bir stiliniz var. Bu alanda tercihleriniz neler?

Günlük hayatta benim için önemli olan rahat olmak, dolayısıyla içinde rahat edebildiğim kıyafetleri seçiyorum. Dolabımda sayıca oldukça fazla jean var, mümkün olduğu kadarıyla kombinlerimi jean’le yapmaya çalışıyorum. Bir de salaş ve gri tişörtlerim vazgeçilmezlerim arasında, onların da sayısını hatırlamıyorum. Nerede salaş, gri bir tişört görsem hemen alıyorum. Genelde onun dışında da pastel tonları kullanmayı tercih ediyorum. Jean’lerimi genelde Diesel’den alıyorum, kıyafetlerim için de son zamanlardaki tercihim Scotch&Soda. Sneaker’lar için de Nike ve Toms devamlı takip ettiğim iki marka

Güzellik sizin için ne ifade ediyor?
Güzellik, benim için gerçekten tam anlamıyla doğal olmak. Doğal olan ve çok çaba sarf edilmemiş gibi gözüken her şey benim için güzel hale geliyor.

Sette sık sık makyaja maruz kaldığınız için sormak istiyorum, bir erkek olarak cilt sağlığınızı korumak için ne yapıyorsunuz?

Yoğun çalıştığımız dönemlerde sürekli makyajla desteklendiğimiz için tabii sonrasında cildi korumak durumunda kalıyoruz. Bu aralar ben de bakım ürünü olarak Kiehl’sin nemlendirici, gözaltı kremleri gibi birkaç malzemesini aldım kendime. Ayrıca saç için de kullandığım 1-2 malzeme var. Onun dışında
belli periyodlarda değişiklik yapmakla beraber, yıllardır Carolina Herrera’nın Chic adlı parfümünü kullanıyorum.

Eşinizle tanışmanız ve evliliğe kadar olan süreci bir de sizden dinleyelim mi?

Aslı’yla ortak arkadaşlarımız vardı ama şahsi olarak tanışmıyorduk. Bir gün, bir yerde denk geldik, biraz sohbet ettik. Sonra iki kez daha denk geldik ve en sonunda ben devreye girerek görüşmek istediğimi söyledim; “Bir kez daha görüşebilir miyiz?” diye (Gülüyor). Sonra görüşmeye başladık, zamanla ilişkiye dönüştü bu durum. Birbirimizi tanıdıkça sevmeye, vazgeçememeye ve en sonunda da hayatımızı birlikte devam ettirmeye karar verdik. Birlikteliğimiz 4 seneye yaklaştı, son 2 senedir evliyiz.

Peki son olarak Kurt Seyit ve Şura’dan, canlandırdığınız Petro karakterinden söz edelim mi?
Kurt Seyit ve Şura gündemimdeki en önemli şey şu an. Sezona odaklandık, yeni hikayeler var ve oradan yola çıkarak iyi bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Petro karakterini ilk okuduğumda kafamda oldukça fazla şey canlanmıştı, hemen çalışıp oynamak istedim. Üstüne uzun zaman düşünüp çalıştıktan sonra ortaya iyi bir şey çıktığını düşünüyorum. Devam aşamasında da çok keyifli gidiyor açıkçası. Çok farklı, her zaman karşılaşabileceğimiz bir karakter değil. Seyirciden de güzel tepkiler alıyorum Petro’yla ilgili, dolayısıyla çok mutluyum.

Çok sakin ve uyumlu görünüyorsunuz, hep böyle misiniz?
Evet, bu aynı zamanda benim rahat etmemi sağlayan da bir özelliğim, beni rahatsız eden bir durum
olmadığı sürece her ortama ayak uydurabiliyorum. Ufak tefek konularda biraz kararsız bir yapıya sahibim
ama söz konusu ciddi, hayatımı etkileyebilecek konular olunca neyse ki kararlı hale gelebiliyorum.
Yoğun bir set programınız var.
Dinlenmek sizin için ne yapmaktır?
Denk getirebildiğimiz sürece eşimle (oyuncu Aslı Enver) vakit geçiriyorum. Onunla bir bütün günü birlikte geçirmek keyifli oluyor, unutuyorum her şeyi. Çok yorucu bir iş yapıyoruz, o nedenle mümkün olduğu kadar uyumaya çalışıyorum. Eğer kendi kendime kalırsam da Playstation oynamayı seviyorum
(Gülüyor). Bir de bunu söylemeden geçemeyeceğim, tatil planı yapmak beni inanılmaz dinlendiriyor, adeta o tatili yapmış kadar oluyorum.
Bir rota belirleyip tatile gitmek mi? Yoksa plansız gidip keşfetmek mi?
Vakitle ilgili bir sıkıntımız varsa tatil rotası belirleyip gitmek ancak rahat bir vaktimiz varsa da yeni yerler keşfetmek, farklı kültürleri araştırmak. Bazen bir iş bittikten sonra uzun süre çalışmadığımız zamanlar oluyor. İşte benim için en maceralı zamanlar da, bu anlar oluyor. Mesela en son keşfetmekten en keyif aldığım yer Meksika’ydı. Bir sene önce gidip 15-20 gün kadar kaldığımız inanılmaz bir seyahatti. Sanırım
uzun süren işlerden sonra olabildiğince uzak bir yere gitmek insanın psikolojisini de etkiliyor, çok dinlendiğim ve sevdiğim bir rotaydı bu. 

Kurt Seyit ve Şura’nın Petro’su, genç ve yakışıklı oyuncu Birkan Sokullu ile moda, tatil ve aşk üçgeninde keyifli bir sohbet gerçekleştirdik  

Oyunculuk sizin için ne ifade ediyor?
Oyunculuğu başladığım günden bu yana çok severek sürdürüyorum, zaten ilk işim olan basketboldan sonra da sevebileceğim bir iş yapmak istiyordum. Mesleğimi icra ettikçe her yeni karakterde, her yeni işte bu sevgi katlanarak devam ediyor. Oyunculukta en sevdiğim şey bir işe hazırlanma, canlandırdığın karakteri ortaya çıkarma evreleri. Daha yolun başında olduğumu, öğrenecek çok şeyimin olduğunu düşünüyorum. Aklımda bu mesleği çok uzun yıllar sürdürmek var. 

Sporcu kariyerinizi sürdürmeme sebebiniz neydi?
Spor,özellikle de basketbol çok yoğun bir tempoyu gerektirdiği, bir noktadan sonra meslek haline geldiği için orada bir tercih yapmanız gerekiyor. O dönemde ben okulu seçtim. Tabii sonrasında okulla birlikte sürdürdüm ama o artık meslek değil de hobi olarak devam etti.

Sporcu disiplininin, bugün sürdürdüğünüz mesleğinize faydaları oluyordur herhalde…

Gerçekten o çok enteresan bir durum, bir yerden sonra hayatınızda kalıcı bir disiplin haline geliyor. Şu an yaptığım işte, sette de o disiplini hala sürdürmeye çalışıyorum ve ondan dolayı da mutluyum çünkü bu beni dengede tutan bir durum. Aynı zamanda işe karşı saygıyı da basketboldan öğrendiğimi söyleyebilirim, bir işi böyle yapmak daha keyifli bana.

İlgili Makaleler