Stil&Erkek: Şükrü Özyıldız

Kendi karakter özelliklerinizde sevdikleriniz ve sevmedikleriniz neler?

Çok düşünürüm ve detaylara fazla takılırım. Herhalde bu kadar çok detaya takılmak istemezdim çünkü bu beni yavaşlatabiliyor. Bir de çevremdeki insanlar içi dışı bir biri olduğumu söylüyorlar, bu benim için hem avantaj, hem de dezavantaj olabiliyor. 

Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?

Şu anki çocuklar gibi teknolojik bir çocukluk geçirmedim, çocukluğum sokakta geçti. İzmirli olduğum için denizde çok vakit geçirirdim, mahallede top oynardım, bisiklete binerdim. Hiperaktif bir çocuktum ve bunun için ilaç kullanıyordum. Her tarafım yara bere içindeydi, mesela yaramazlığıma bir örnek vereyim; evimizin orada bir yokuş vardı, yokuşun sonundaki duvarın arkasında da bir kız otururdu. Sırf o kızı görebilmek için bisikletle son hız aşağı inerdim ve düzlüğe gelmek üzereyken frenleri sıkıp havada uçardım! 

Oyunculukla ilgilenmeye nasıl karar verdiniz?

Önce İTÜ Gemi Makine Mühendisliği bölümüne girdim, daha sonra Ege Üniversitesi İşletme’ye geçtim ancak ikisinin de bana göre olmadığını anladım. Oyuncu olmak istiyordum ama içinde bulunduğum şartlar bunu biraz zor kılıyordu. 3-4 senedir oyunculuk için birtakım eğitimler aldığımı, çabaladığımı söyleyebilirim ama meyvelerini yeni yeni topluyorum. Oyunculuk benim hobim. Bununla alakalı kaliteli bir çalışma yapmak beni dinlendiriyor. Kendime güvenim artıyor, iyi hissediyorum.

Ne zamandan beri İstanbul’dasınız?

Sürekli İzmir’den İstanbul’a gidip geliyordum zaten ama Uçurum dizisi başladığından beri (1,5 yıl) İstanbul’dayım. 

Modayı takip eder misiniz?

Sanırım benim giydiğim şeyler biraz hipster sayılıyor (gülüyor). Ayakkabı olarak tercihim Converse, Camper ve Adidas’tan yana olur. Genelde jean giyerim. Çok iddialı giyinmem ama baktığımda çizgisinden sapmadığım bir tarzım olduğunu söyleyebilirim. Benim için cool bir stil; tişört, gömlek, deri ceket ve altına da bir jean giyip dışarı çıkmaktır. 

YAZI BUKET BAYDAR, STYLING ALEXANDER KOKOSKERİYA, FOTOĞRAFLAR DENİZ ÖZGÜN – 101 PRODUCTION

Vazgeçemediğiniz, takıntılı olduğunuz giysi ya da aksesuar var mı?

Çekimde de kolumdan çıkarmadığım bilekliğimi çok seviyorum. Bir de kemer takmadan ve yazın güneş gözlüğüm olmadan asla dışarı çıkmam. Unutmadan; deri ceketsiz bir kış geçirdiğimi de düşünemiyorum.

Moda da takip ettiğiniz yerli ya da yabancı tasarımcılar, modacılar kimler?

Rick Owens’ı çok beğeniyorum. Yakından takip etmeme rağmen bazı parçalarını fazla iddialı bulduğum için giyemiyorum. Asos.com’da bazen enteresan şeyler olabiliyor, oradan alışveriş yapıyorum. Bir de Tru’yu çok beğeniyorum, kumaşının kalitesi kendini belli ediyor.

Hem kendi adınıza, hem de karşı cins adına güzelliği nasıl tanımlarsınız?

Bence güzellik kesinlikle insanın aurasıyla alakalı. Gözünün içine baktığınız zaman anlarsınız zaten; dünyanın en güzel kadını bile olsa, enerji alamamışsanız güzelliğinin sizin için bir önemi kalmaz. Kendi adıma konuşacak olursam; ruhuma ve bedenime çok büyük saygım var. Kendime dikkat ederim. Sigara içmem, alkolde sosyal içiciyimdir, spor yaparım, yediklerime dikkat ederim. Bu özelliklerin güzelliği de desteklediğine inanıyorum.

Kadınlarda giyimde çekici ve itici bulduğunuz detaylar neler?

Kokoş detaylar bana çok itici geliyor. Fazla süs, makyaj sevmem. “Ben buradayım” diye bağıran kıyafetler, zenginlik göstermek amacıyla giyilen şeyleri sevmiyorum. Çanta ve ayakkabı tutkusunda abartıya kaçan biri beni iter. Ne istediğini bilmese bile, ne istemediğini bilen kadınların bir giyim tarzı vardır. Kıyafetinde, makyajında abartıdan uzak dururlar. Kıyafet kendilerinden daha fazla ön plana çıkmaz. Ben bu tarzdaki kadınları çok daha çekici buluyorum.

Kadında ilk olarak ne ilginizi çeker?

Konuşurken insanların gözünün içine bakarım, iletişimimi böyle kurarım. Bu yüzden gözler benim için çok önemlidir.

Aşık olduğunuzu nasıl anlarsınız?

Aşık olunca beni ben yapan fütursuz hareketler birden durulmaya başlıyor. Hareketlerimi kontrol etmeye başlıyorum. Karşımdaki insanın benim hakkımda ne düşündüğünü taktığım an kendime bir tokat atasım geliyor. O zaman anlıyorum ki yavaştan aşık oluyorum.

Aşkı nasıl yaşarsınız?

İlişkinin ismini koymaktan her zaman kaçarım. Çünkü bu ister istemez duygu ve hareketlerimi de kısıtlıyor. Ben aşkı yaşamaktan çok, anı yaşarım. Benim için önemli olan şey ne yapmak istediğimdir. Tabii ki bunu bencilliğe kaçmadan yapıyorum. Hislerimi her zaman net bir şekilde karşı tarafa belli ederim. Bu yüzden de asla karşımdaki insanı kısıtlayan biri olmam.

Benim Hala Umudum Var ilk başrolünüz, bu sizi heyecanlandırıyor mu?

Benim için çok önemli bir iş. Bütün enerjimi karakterimi anlamak ve onu yaşatmak üzerine harcıyorum. Zengin oğlan, fakir kız aşkındaki zengin oğlan Ozan’ı canlandırıyorum. Maddi olarak içinde bulunduğu çevrenin çocuğu olsa da manevi açıdan aynı çevreye ait değil. Şekilcilikten bıkmış ve gerçek duyguların peşinde. Bazı duyguların ismini koyamamış ve hikayemiz de burada başlıyor. Bazı duygulara isim koymasına fakir çevreden bir kız vesile oluyor. Evet kulağa alışıldık bir hikaye gibi geliyor ama her oyuncunun kendine has hikaye anlatım biçimi vardır. Bu hikayeyi bir de benden dinleyin. 

İlgili Makaleler