Ünlü Reklam Ajanslarından İlham Verecek Dekorasyonlar

“Rahmetli annemin bu fotoğrafını babam çekmişti. Çok seviyorum bu pozunu ve karşımdan bana bakıyor sanki.” diyor.

“Duvarların boş olmasını sevmem. Resimler mekanı giydiriyor ve yaşannmışlık hissini güzel veriyor mekanı size ait yapıyor. Çoğu tabloyu sevip sevmediğime ilk bakışta karar veririm.” diyen Bağcıoğlu, Yiğit Yazıcı imzalı bu tabloyu  da böyle hızlı bir karar ile satın almış.

Nil Bağcıoğlu, ofisindeki kanepenin arkasına Gümüş Özdeş’in bir tablosunu asmış. Ahşap-deri koltuklar Autoban imalatı. 
 “Ahşap, ortamı ısıtır. Soğuk hissi veren malzemelerin çok az kullanılmasını tercih ederim.” diyor Bağcıoğlu.

Görevi: Yönetim Kurulu Başkanı
Rafineri: “Burası Trump Tower’ın içindeki yeni adresimiz. 2011’de kurulan ajansta 110 kişi çalışıyor. Ofis ortamında ışık ve yüksek tavan önemli. Kendimi rahat hisseyyiğim yerler güzel ışığı olan mekanlardır. Buraya taşınmamızdaki en önemli sebepler; yüksek tava, bahçe, büyük camları ve aydınlık ambiyansı oldu.”

Yün patchwork puf Emel Güntaş’tan alınmış.

“Rahatlık ofis ortamında çok önemli benim için. Araya renk katan farklı mobilyaları da seviyorum. Tıpkı bu sandalye gibi.” diyor.

“İki kata yayılan ajansımızda en az kullandığım alan üst kattaki bu ofisim aslında. Genelde altta ekip arkadaşlarımla bir arada çalışmayı tercih ederim. Eşyası fazla olan ofisler bana göre değil. Bu ofisin dekorasyonunu Emel Güntaş yaptı. Gri brüt beton duvarlara zeminde kırmızı epoksi eşlik etti. Bu da ortama güzel bir enerji katmaya yetti. Karanlıkta çalışmak tam bana göre. Florasan ışığına tahammül edemem.”

Kıvanç Talu’nun karikatürleri ile ofis duvarlarının üzeri süslenmiş.

Görevi: Ajans başkanı ve yaratıcı direktörü. 
C-Section: “2005’te kurulan C-Section dijital odaklı bir ajans olarak hizmet veriyor. 46 çalışanı ile İstanbul’un kalbi İstiklal Caddesi üzerinde yer almak istedik.”

Görevi: Ajansın kurucusu ve sahibi.
Wasistdas: “2008’de kurulan reklam ajansımızda 20 kişilik bir ekiple faaliyet gösteriyoruz. Pazarlama ve teknolojinin buluştuğu her alanda varız.” Beş katlı ikinci derece tarihi eser bir bina seçtim ofis için. İstanbul’un en eski binası Kavafyan Köşk’üne ve Lazarist Katolik Kilisesi’ne komşu oluşu da bunda etkili oldu.”

Eero Saarinen tasarımı sandalye, kırmızı minderiyle ofise renk katmış.

Ofisin bir köşesinde Eero Saarinen mermer oval bir toplantı masası yer almış. Sandalyeler Charles Eames tasarımı.

“Cam çalışma masamı hayalime uygun özel tasarlattım. Düz ve ham malzemeler tercih ettim. İskandinav stili dekorasyonda kendimi rahat hissediyorum. Burada olduğu gibi.” diyor Mert Evcim.

Çukurcuma’da bir antikacıdan bulduğunu söylediği bu stereoskop dürbünü çok seviyor.

Rahmetli amcasının hediyesi olan, 1947 yılından orjinal dört adet pin-up kızı posterleri ofis duvarına renk katmış.

“Ofisim çatı katında olsun istedim, inip çıkmak hoşuma gidiyor gün içinde . Tavanı ve duvarları tamamen gri oldu. Gride kendimi iyi hissediyorum. Ayrıca her renk ve malzeme ile de uyumlu. Kendime tasarım kokan bir ofis yerine samimi ve sıcaklık yayan bir ortam yaratmak istedim.”

Communique tasarımı cevaplar kitabı.

Oğlu Salih Can’a ait, çalışma masasının üzerinde duran dinozorlar onu neşelendiren detaylardan.

Ofis duvarlarında yer alan, kız kardeşinin Hindistan’dan getirdiği bu resim bereketi temsil ediyor.

“Binanın brüt beton görünümlü duvarları çok hoşuma gidiyor. Ofisteki tüm mobilyalar özel yapıldı. Dekorasyon, ortağımla birlikte zevklerimiz doğrultusunda şekillendi. Eşyaların öne çıkmadığı ferah bir ofis ortamında rahat ediyorum. Mobilya ve aksesuarlarla renk katmak istedik sadece. Öne çıkan renkler gri beyaz ve kırmızı. Bana göre zamansız bir ofis oldu burası. Zeminin ahşap olması ortamı sıcaklaştırdı. Yürürken çıkan sesi seviyorum.”

Görevi: Ajans kurucu ortağı.
Communique: “2010’da Aslı Tamer ile ortaklaşa kurduğumuz ajansımızda 16 kişilik  ekiple hizmet veriyoruz. Asmalı Mescit’in ruhunu sevdiğimiz için dört yıl önce 1984’te inşa edilen bu binaya taşındık. Plaza ortamını tercih etmedik burası bizi yaratıcılık konusunda besleyen bir atmosfere sahip.”

Autoban imalatı bu sarı koltuk, rengiyle ofisine güzel enerji katmış.

Nil Bağcıoğlu kitaplık konusunda “Odamda şart. Ortasındaki sütunun etrafını kitaplık yapmak fikri mimarlardan geldi, iyi de oldu.” diyor. 

En yakın arkadaşının hediyesi bronz kadın heykelleri, kitaplığında sergilemiş.

Bu çam formundaki objeyi, ajanstaki yaratıcı arkadaşlarından birinin yaptığını belirtiyor. “Mesajını hatırlamam ve motive etmesi için gözümün önünde durmasını tercih ediyorum.” diyor Bağcıoğlu.

Reklamcılık uzun çalışma saatleri gerektiren oldukça yoğun ve devamlı beyni yaratıcılık konusunda zorlayan bir meslek. Biz de ‘aslan yattığı yerden belli olur’ diyerek İstanbul’un önde gelen reklam ajanslarını ziyaret ettik.

Yaratıcı beyinlerin kendileri için hazırladıkları çalışma ortamlarını görmek için tıklamaya devam edin!

İlgili Makaleler