Hilal Altınbilek ile Röportaj

  • Pandemi dönemiyle başlayalım sohbete. Neler yaptınız bu dönemde? Nasıl bir ruh haline sahipsiniz?

Tüm dünyanın yaşadığı bir sağlık tehdidi, elbette endişe verici. Bu süreci olabildiğince verimli geçirmeye gayret ettim. Meslek hayatımda hep şehir dışı setlerde çalıştım, o yüzden evde olmak, evde kalmak iyi geldi bana. Listemdeki kitapları okudum, beklettiğim film ve dizileri izledim. Herkesin kendisiyle baş başa kaldığı, hayatla doğayla yüzleştiği bir dönemdi bence. Eminim bütün insanlık ortak bilinçteydik.

  • Oyuncu olmayı çocukken aklınıza koymuşsunuz. Peki, süreç nasıl gelişti? Nasıl oyuncu oldunuz?

Evet, oyuncu olmak hep en büyük hayalimdi. İlkokul ve ortaokulda tiyatroyla ilgilendim. Sonrasında Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nin Actor Studio bölümünden mezun oldum. Birçok değerli isimden özel ders aldım ve kısa süre sonra kariyerime İzmir’de günlük bir diziyle başladım.

  • Bir Zamanlar Çukurova’da izliyoruz sizi. Dönem dizisinde yer almak nasıl bir fark yaratıyor oyuncu açısından?

Tabii ki farklı; diliyle, anlatımıyla, yazımıyla ve görsel aktarımıyla diğer projelerden farklı olması gereken durumlar var… Bunlar oyunculukları da etkiliyor haliyle. Bugünün kodlarıyla değil de başka bir dönemde yaşamış bir insan olarak kameranın karşısına geçmek, o bakış açısıyla oynamak heyecan verici bir deneyim.
 

  • Peki, İstanbul’dan uzak bir sette, Adana’da olmak? Daha önce de Karagül için Antep’te kalmıştınız…

Tabii ki kolay değil. Ailenden uzak, sevdiklerinden uzak… Deşarj olmak istediğin zamanlarda onları çok arıyorsun. Fakat iyi yönlerinden de bahsetmek isterim. Adapte olmak, hikayenin etkisine daha fazla girebilmek ve orada kalabilmek adına büyük faydaları var. Bir oyuncu için, özellikle bu işe yeni başlayan oyuncular için aranıp da bulunamayan güzel bir fırsat. O sebeple Karagül projesinde de çok şanslı olduğumu hissediyordum. İkinci işimdi, doğru ve iyi oynamak adına çok çabaladığım bir projeydi. Çalışmak, konsantre olabilmek için çok zamanım oldu.

  • Nümeroloji merakınız olduğunu biliyorum. Biraz anlatır mısınız? Nasıl merak saldınız? Nelere dikkat edersiniz? Uğurlu uğursuz olduğunu düşündüğünüz sayılar neler?

Aslında tesadüfler sonucu keşfettiğim bir durum. Kapı numaram, oda numaram, koltuk numaram, güzel haberler aldığım tarihler, sevdiğim insanların doğum tarihleri, kendi doğum tarihim gibi sayıların benzerliği benim belli sayılara sempatimi arttırdı… E hal böyle olunca uçakta koltuk numaramı, önemli işlerimi alacağım tarihleri, oda numaramı seçerken bu sayılara dikkat ediyorum. Yani uğurlu kabul ettiğim belli sayılarım var sadece, numerolojiye genel olarak merak sarmış değilim yoksa…

  • Rüyalarınız da çıkıyormuş. Yakın zamanda neler gördünüz? Neler gerçekleşti?

Evet, öyle şeyler yaşıyordum fakat bunu konuşmaya başladıktan sonra pek yaşayamadım… Sadece hislerim diğer insanlardan daha kuvvetli diyebiliriz.

  • Genellikle İzmirliler çok severler memleketlerini. Bir gün İzmir’e dönme hayaliniz var mı?

Ben içinde bulunduğum zamanı yaşamayı pek bilmem. Çocukken de öyleydim; aceleci, hırslı, hedef odaklı… Çok küçük yaşta oyuncu olmayı hedeflediğim için İstanbul’da yaşamam gerektiğini biliyordum ve yaşadığım yerin değerini, güzelliklerini fark edemedim, yaşayamadım. O yüzden dönme planım ya da özlemim yok… Ailem için arada gidip geliyorum sadece.

  • Sosyal medyadan gördüğüm kadarıyla baba-kız çok güzel bir ilişkiniz var. Arkadaş gibi misiniz babanızla?

Babam benim en yakın dostum, yaşam koçum. Birçok yönden çok şanslı bir kız çocuğuyum. Annem ve babam çok özel insanlardır. Beni hayata tutunmam için en iyi şekilde hazırladıklarını attığım her adımda hissedebiliyorum.

  • Çok güzel bir köpeğiniz var. Nasıl sahiplendiniz? İsmini nasıl koydunuz?

Beagle’ları çok severim. Biraz astrolojiyle ilgileniyorum. Jüpiter de sevdiğim gezegenlerden, adını bu sebeple Jüpiter koydum. Bir tane daha sahiplenirsem adını Venüs koyabilirim (gülüyor).

  • Mesleki olarak nasıl hedef ve hayalleriniz var?

Bir Zamanlar Çukurova üçüncü sezonuyla devam ediyor. İçinde bulunmaktan mutlu olduğum bir dizi. Züleyha da hayata karşı güçlü bir duruşu olan bir kadın, bu halini seviyorum. Bundan sonra farklı, güçlü bir akademik kariyeri olan kadın karakteri oynamak isterim. Asgari kariyer hedefim, her projemde kendimi bir öncekinden daha iyi hissetmek. Önceliğim bu… Daha genel bir yanıt vermem gerekirse çok daha cesur, orijinal hikayelerde yapabileceklerimi keşfetmek isterim.

  • Kendinize nasıl bakıyor, formunuzu nasıl koruyorsunuz? Bakım ritüelleriniz, beslenme ve spor alışkanlıklarınız neler?

Cilt bakımıma çok özen gösteririm, kremlerimi sürmeden uyuduğum bir gün hatırlamıyorum aynı şekilde güne başlarken de mutlaka krem sürerim. Sağlıklı yiyecekler hep tercihimdir. Bazı günler fazla ya da sağlıksız beslendiğimi hissettiğimde sonraki gün mutlaka telafisini yaparım. Bolca su içerim, yatmadan yoğurt tüketirim.

  • Hayatta size ne ilham verir, ruhunuzu iyileştirir?

Güzel olan her şey bana ilham verir. Doğayı ve doğallığı çok seviyorum. Biraz huzursuz hissettiğimde deniz kenarında ya da ormanda yürüyüş yapmak beni hemen kendime getirir.

  • Stilinizi nasıl tanımlarsınız?

Stilim ruh halimle çok ilgilidir. O gün nasıl hissettiğim hemen kıyafetlerime ve giydiğim renklere yansır.

  • Gardırobunuzdaki sizin için en kıymetli parça ne? Neden?

Benim için en önemli parça beyaz tişört. Her zaman elimin altında bulunur ve her şeyle kombinleyebilirim.

  • En çok neye para harcarsınız?

Cilt bakım ve eczane ürünleri… Özetle sağlık diyebilirim.

  • Yakın zamanda AlfaBeta ile bir iş birliğine imza attınız. Yollarınız nasıl kesişti, süreç nasıl ilerledi?

Teklif geldiğinde çok mutlu oldum çünkü iyi bildiğim bir marka. AlfaBeta yalnızca tasarımlarıyla ya da vizyonuyla değil, çalışma sistemiyle de çok farklı bir marka. Bir ‘his’ markası diyebilirim. Herman bey beni gördüğünde bu uyumu hissetmiş ve benimle çalışmak istediğini söylemiş ekibine. Küçükken annemin özel gecelerdeki şıklığı AlfaBeta ile taçlanırdı şimdi ben markayı temsil ediyorum. Ne mutlu ki kadınla özdeşleşmiş ve geçmişi olan bir marka ile birlikte yürüyoruz.
 

  • AlfaBeta kadınını nasıl tanımlarsınız?

AlfaBeta kadını sadece bir kadın değil. Zaten bu yaklaşım ve vizyondan çok etkilenmiştim. Aslında hepimiz kendi içimizde farklı kadınlar barındırıyoruz. Öfkeli, çılgın, sakin, korkak, cesur, sessiz, iddialı… Onlardan alıntılıyorum; “Alfa ve beta tek bedende!” AlfaBeta kadını, içindeki bütün kadınlarla, bütün duygularla bir bütün ve tabii ki kaçınılmaz bir şekilde büyüleyici.
 

  • Özel bir davete katılmanız gerektiğinde nasıl hazırlanırsınız? Nelere dikkat edersiniz?

O konularda çok planlıyım. Bütün parçalarda sade seçimler yapmaya fakat sadece bir noktada göz alıcı bir detay yaratmaya çalışırım.

İlgili Makaleler