2021’den bu yana Louis Vuitton, Les Extraits Koleksiyonu ile cesaretin ve sıra dışılığın özünü yeniden tanımlıyor. Maison’un Usta Parfümörü Jacques Cavallier Belletrud, kendine özgü modern vizyonuyla parfüm sanatının büyük temalarını en derin ve etkileyici ifadeleriyle yeniden yorumluyor.
Jacques Cavallier Belletrud ile Frank Gehry arasında kurulan eşsiz iş birliği, Louis Vuitton’un parfüm anlayışının nihai yansıması olan benzersiz bir koleksiyonun doğmasını sağladı. İkili; doğanın dizginlenemez güzelliği, özgür ruhluluk ve geleneklerle cesur bir biçimde bağları koparma arzusu gibi ortak değerlerden beslenen yaratıcı bir uyum sergiliyor. Deconstruction yaklaşımına duydukları ortak ilgiyle şekillenen bu sanatsal birliktelik, Extraits Koleksiyonu’nu yüksek sanat seviyesine taşıyor. Hammaddelerin gerçek ustası Jacques Cavallier Belletrud, parfümün özüne inerek sınırlarını zorluyor, açığa çıkarıyor ve saf duyguyu harekete geçiriyor.
Koleksiyonun merkezinde ise gelenekleri sorgulama ve “ayrışmalar değil, devrimler yaratma” iradesi yer alıyor. Üstün bir akışkanlık hissiyle zenginleşen bu olağanüstü yoğunluk, Extrait kodlarını radikal, derin ve özgün bir şekilde yeniden yazıyor. Bu eşsiz koku deneyimi, yalnızca Louis Vuitton’un sırrını elinde tuttuğu bir başarı olarak öne çıkıyor.
Fantasmagory : Yeni bir günün ışığında vanilya
Louis Vuitton’un sıra dışı yolculuğu, görkemli bir parfüm notasıyla başlıyor: vanilya. Eşi benzeri görülmemiş, beklenmedik bir yorum… yepyeni bir ışıltıyla parlayan bu dokunuş, birlikteliğin sembolü niteliğinde.
Fantasmagory, ilhamını 18. yüzyıldaki hayalperest ışık gösterilerinden alıyor – hareket ve ışığın büyüleyici birlikteliğinden doğan bir illüzyon dünyasından. Jacques Cavallier Belletrud için ışık, hem bir kaynak hem de dönüşümün katalizörü… İşte bu fikirle koleksiyonun yedinci eseri doğuyor: vanilyanın güneşli parıltısı tek bir şişede yoğunlaşıyor. Papua Yeni Gine’den elde edilen tahitensis vanilyası, puslu anason, narin çiçekler ve deri nüanslarıyla birleşerek özgürleşiyor. Parıltısıyla değer gören bu özel tür, ipeksi dokusuyla teni adeta okşuyor. Vanilya kapsülleri, CO₂ ekstraksiyonu öncesinde kriyojenik olarak donduruluyor; böylece mutlak aromatik saflık sağlanıyor. Son his, vanilyanın özünü doğrudan cildinize sürüyormuşçasına doğal ve saf.
Bu ışıldayan güce dokusal bir boyut katan İtalyan bademi, pudramsı tatlılıkla Amaretto’nun kremamsı havasını uyandırıyor. Badem ve vanilya birlikte kusursuz bir uyum yaratıyor: biri diğerini aynı anda yüceltiyor ve derinleştiriyor.
Kompozisyona kontrast kazandıran CO₂ ile elde edilmiş taze zencefil – Jacques Cavallier Belletrud’nun favorilerinden – parfüme canlılık katıyor. Işıltılı, narenciye dokunuşlarıyla açılan bu nota, yanmayan ama köz gibi için için parlayan baharat hissiyle kompozisyona benzersiz bir titreşim ekliyor.
Frank Gehry’den heykelsi bir dokunuş: Fantasmagory şişesi
Frank Gehry, heykelsi yolculuğunda yeni bir alana adım atıyor: parfüm şişesi. Çalışmalarının temelinde, heykeli havadarlıkla buluşturma arzusu – bilinçli bir zıtlık oyunu – yer alıyor. Vizyoner mimar, bu yaklaşım doğrultusunda şişenin kıvrımlarını yeniden şekillendirdi, hatlarını yumuşattı, ışıltısını yakaladı ve hayali bir rüzgâr çiçeğini andıran kapağı tasarladı. Marc Newson’un ikonik eczacı şişesine akışkan, döngüsel bir hareket kattı. Yenilenen cam, ışığı yakaladıkça yeşilimsi yansımalarla parıldayan, aydınlık, yumuşak ve modern sarı tonlu parfümü sergiliyor. Son dokunuşta ise kapak, gümüş renkli dalgalanan yapraklara dönüşüyor – parfümün havaya karışan özünün adeta heykelsi bir yansıması.
