İlham Kaynağı: Masha Zanier

  • HOC’un felsefesinden ve misyonundan bahsedebilir misiniz?

HOC, parfümörlerin kendi hikayelerini anlatabildikleri ve hayallerini gerçekleştirebildikleri bir platform. Her sene tek bir parfümör ile iş birliği yapıyoruz. İlk adımımız, sanatçıyı ve onun ilham kaynaklarını anlamak olduğu için kendisiyle uzun sohbetler gerçekleştiriyoruz. Böylece onun favori mekanları, kitapları, filmleri ve hatta şehirleri üzerine bir tema belirliyoruz. Sanatçının kendi karakterini yansıtan bir kokuyu ortaya çıkarabilmesi için ona tam bir özgürlük sağlıyoruz. HOC’un ana misyonu, parfümörlerin en iyi bildiği koku yaratma zanaatıyla kendilerini özgürce ifade edebildikleri bir platform olmak. Moda sektöründe, ünlü markaların tasarımcıları bazen gölgede kalıyor, bu parfüm sektörü için de geçerli. Bunu fark edip durumu değiştimek için HOC’u kurdum. Alanında uzman olup birçok unutulmaz kokuya farklı markalar adına imza atan parfümörlere sahne ışığını verebilmeyi ve yarattıkları parfümlerle tutkularını tanıtmayı hedefliyoruz.
 

  • Bu konsepti yaratırken ilham kaynaklarınız nelerdi?

Rusya’da eğitimimi tamamladıktan sonra her zaman ilgi duyduğum moda sektörünün işleyişine dair bana birikim kazandıracağına inandığım Institut Français de la Mode’da eğitim almak üzere Paris’e gittim. Buradan mezun olduktan sonra koku sektörünün çalışma şeklini bana gösterebilecek insanların etrafında bulunmaya başladım. Daha sonra kendime, her sene 1000 tane yeni kokunun piyasaya sürüldüğü multimilyonluk parfüm sektöründe, dünyadaki tüm parfümlerin üretiminden sorumlu 150 üreticinin isminin neden bilinmediğini sormaya başladım. Bu düşünceden yola çıkarak MBA savunmamda başarıyla sunduğum koku projesini kendi markama dönüştürdüm. HOC konsepti, zaman içinde ve sektöre değerli görüşler katmış birçok tanıdık kişi vesilesiyle yaratıldı. HOC’un esas ilham kaynağı ise, genel olarak olarak sanatçı ve endüstri arasındaki ilişki olarak tanımlayabileceğimiz Bauhaus hareketiydi. Bauhaus dizaynı, sadelik ve işlevsellik üzerine kuruludur ve biz de tam olarak bu mantıkla yola çıktık.
 

  • Markanın ilk iş birliği için neden Vincent Schaller’yi seçtiniz?

Ben mi Vincent’ı seçtim yoksa o mu beni seçti bilemiyorum. Bir araya gelmiş olmamızın tamamıyla şans olduğunu düşünüyorum. Vincent, parfümeri dünyasında çok tanınan, sektörde deneyimli bir parfümör ve sayısız parfümde imzası bulunuyor. Le Labo, Max Mara, Paul Smith ve Ferragamo gibi bir çok marka için koku tasarlamış olması ne kadar deneyimli olduğunu aktarmak için yeterli. Ayrıca, benzer vizyon ve değerlere sahibiz. Üç kokudan oluşan ilk koleksiyonumuzu bu yüzden gözüm kapalı ona emanet edebildim. İlk koleksiyonumuz onun vizyonuyla Londra’ya ithaf edildi.
 

  • HOC için bundan sonra ne gibi planlarınız var?

Şu anda, bir sonraki iş birliğimize odaklanmış durumdayız. Koku duyusuna bağlı yeni hikayeler yazmak için sürekli çalışıyoruz ve yakında ikinci parfümörümüz Daphné Bugey ile Portekiz vizyonunu yansıtacak yeni bir seri ile karşınızda olacağız. 

 

RÖPORTAJ SELİN ÇATAY

İlgili Makaleler