Şehrin içinde sakin kalabilmek herkesin hakkıdır. Üstelik konu evimiz ise, rahatlık ve huzur en önemlisidir. Arzu Demirer’in eşi, oğlu Ada, iki köpeği Lola, Bella ve kedisi Fıstık ile yaşadığı Akatlar Park Maya Sitesi’ndeki apartman dairesinin kapısını aralıyoruz.

“Evimiz Akatlar’da bulunuyor. Ofisim ise Ulus’ta. Genelde iş toplantılarım da Etiler- Levent civarında olduğu için İstanbul’un hızlı hayatında rahatlatıcı bir yaşam üçgeni içinde hareket ediyorum. Buraya tam beş sene önce taşındık. Park Maya’nın üç apartmandan oluşan özel bir bölümünde, ağaçların içindeki sakin villalar bölgesindeyiz. Hem şehrin içinde, hem de şehirden kopuk dingin bir bölge ve site burası. Yaşadığımız apartman depremden sonra inşa edilenlerden biri ve Maya İnşaat tarafından neomodern tarzda yapılmış. Yaklaşık 300 metrekare olan evimiz dubleks, iki balkonlu ve beş odadan dört odaya dönüştürülmüş. Şu an üç yatak odası ve bir çalışma odası var,” diye anlatmaya başlıyor Arzu Demirer ve “Bence kendinizi rahat ve ait hissettiğiniz, her zaman dönüp gelmek isteyeceğiniz yer evinizdir. Burası şehrin ortasındaki dinginlik, bir yerde İstanbul’un kaosundan kaçış noktası bizim için. Bu evde eşimle beraber oğlumuz ve kendimiz için rahat, kolay yaşanır, sevdiğimiz eşyalarla ve aynı zamanda anılarımızı yansıtan bir konsept yaratmak istedik. Evdeki ahşap aksam ve duvarlardaki netlik ile geniş holler bize sanat koleksiyonumuzu doğru yerleştirmek için ilham verdi. Dekorasyonumuz ahşap ağırlıklı olduğu için renk seçimlerinde bej tonlarını kullanmayı tercih ettik. Salondaki tekli koltuklar, yemek odası ve Osmanlı eserleri eşimin aile koleksiyonundan. Antika aynalarla farklı yansımalar yarattık. Odalarda ve salonda antika lambalar bulunuyor. Tüm aydınlatma tesisatını yenileyip ortak alanlara zarif spotlar yerleştirdik. Salonda nude renkte perdeler, bazı odalarda ise yine aynı renk ketenler kullanıldı. Ben ve oğlum Ada alerjik olduğumuz için evde hiç halı kullanmadık,” diye bahsediyor.


Aileden kalan sanat eserleri ve antikaların yanında, günümüz sanatçılarına uzanan bir seçki ile dekorasyon tamamlanmış. “Her iki kattaki geniş holler, sanat eserlerini salon ve odalar dışında da kullanma imkanı verdi. Osmanlı karakteristiklerinden günümüzün sanatçılarına kadar birçok mobilya ve sanat eseri özellikle hollerde ve salon bölgesinde bulunuyor. Salonda Burhan Doğançay koleksiyonuna ait parçalarımız ile holde yer alan Emin Mete Erdoğan, Nazan Azeri ve Burcu Yavuz’un eserleri dikkat çekici tablolardan. Babam besteci Okan Demiriş’in Türkiye’nin ve dünyanın en çok sevilen Türk operalarını bestelediği, büyükannemin Paris’teki evinden gelen yüz yıllık piano salonda başköşede bulunuyor,” diye belirten Demirer, “Aslında moda sektörünün içinden biri olarak çok şanslıyım. Hem Türk, hem de yabancı dünyanın en önemli tasarımcılarıyla çalışma imkanım oluyor. Trend ve değişimlere çok yakınım. Yeni koleksiyonları ve bu koleksiyonların çok özel ürünlerini daima takipteyim. İş koşturmalarının arasında stilim son yıllarda daha fazla spor olmaya başladı. Çok şık bir takım da giysem onu spor nüanslarla tamamlıyorum. Özel hayatımda rahat elbiseleri tercih ediyorum. Yaz en sevdiğim mevsim, renkler bana farklı enerji veriyor,” diye ekliyor.



Arzu Demirer, uzun yıllardır edindiği sektör tecrübesini müşterileriyle paylaşan, başarılı bir iş kadını. “Privée PR, konsantre, yaratıcı ve ilgi çekici pr programları üretmek ve bu programlarla müşterilerini hedef kitleleri ile buluşturacak başarılı platformlar geliştirmek için kuruldu. Ajansım dünyanın önde gelen markaları ile çalışmış, özellikle moda ve tasarım, yaşam stili, otomotiv, yat, yeme – içme, otelcilik ve hizmet alanları ile mücevher, saat ve gayrimenkul konularında uzmanlaşmış bir ajans. Ekibim aynı sektör konsantrasyonuna sahip, uluslararası çalışma tecrübesi olan uzmanlardan oluşuyor.


Privée PR’ın İstanbul ve Dubai’de çalışma ofisleri var. Amacımız, uluslararası büyük etki sağlayan yaratıcı kampanya ve pr programlarını müşteriye özel bir yaratımla ve butik hizmet anlayışıyla uygulamak. Şu sıralar çok yoğun bir yaza hazırlanıyoruz. Üç aylık bir yaz döneminde neredeyse tüm müşterilerimiz için güneyde aktivasyonlar yaratıyoruz. İki yeni bebeğimiz oldu. Biri tüm dünyada, özellikle lüks sektöre pazarlama alanında hizmet verecek olan Platform Privée, diğeri ise lüks tasarım stüdyosu Cover Studio. Ekip olarak çok heyecanlıyız,” diyerek sözlerini tamamlıyor.
Yapım RANA KORGÜL
Fotoğraflar MERVE AĞAZAT