İstanbul’un seçkin semtlerinden Nişantaşı, kalabalığına rağmen her zaman keyifli ve popüler. Valikonağı Caddesi’ne yakın konumlanan bir Nişantaşı apartmanında üç buçuk sene önce yaşamaya başlayan Aysun Kaba, aslen Ankaralı. Buraya işi ve fotoğraf sanatçısı oğlu Can Kaba’ya yakın olmak adına taşınmış. Ev ziyaretimizde Kaba ile samimi sohbet hemen başlıyor.
“Ben metro kadınıyım ve yaşamak için her zaman canlı mahalleleri tercih etmişimdir. Manav, kasap, kafeler, komşular derken yürüyerek her yere ulaşacağım, köpeğimle eğleneceğim ve aynı zamanda koşturmamı engellemeyen bir semt olmasından dolayı Nişantaşı’nı seçtim. 25 yıllık bir aile apartmanının ikinci katındaki evim, iki odalı ve 130 metrekare. Evi satın alıp içeri girdiğimizde geçmişi olduğu için tadilata girmeye ihtiyacı vardı. Kendi yaşam şeklimize göre iç mimarisinde çeşitli değişiklikler yaptık. Mutfak ve salon arasındaki duvarları kaldırıp ferah bir giriş elde ettik. Burayı hazırlarken küçük ve ferah olması ilgimizi çekti. Ankara’daki evimiz çok büyük, dubleks olmasından yorulmuştum ve evde yardımcı istemiyordum. Artık sadece eşim ve ben olduğumuz için bu evin küçük olmasını istedik,” diye anlatmaya başlıyor Aysun Kaba ve, “Dekorasyon bana ait. Çalışmalar iki ay sürdü. Hedefim konforlu, sade ve kullanışlı bir yaşam alanı ortaya çıkarmaktı. Renk seçimlerimde koyu renklere gitsem de salondaki vintage abajur ve berjerlerin turuncusu, Erzurum Antika Baltahane’den yeni aldığım eski ahşap dolap kapakları ve lambaderin yeşili ile dekorasyona renk kattım. Aydınlatmaları lambader ve abajurlarla sağlıyorum. Perdeleri sadece salonda kenarlarda fon olarak kullandım. Zeminde halı değil ama ara ara renkli kilimleri kullanmayı seviyorum. Sanat, evimizin baş köşesinde oğlumuz Can Kaba’nın ödül aldığı seramik işleriyle yerini buldu. Ayrıca yine Can’ın çektiği fotoğraflar mutfak duvarımızda asılı,” diye bahsediyor.
Aysun Kaba için ev, onun konfor alanı, özeli, dinlendiği ve huzur bulduğu yer. “Burada kendimi iyi hissediyorum. Yaşamak ise çok güzel. Semt de tam bir mahalle, yaşayan ve sıcak. Burası beni gerçekten besliyor. Zaten yaratıcılığımı izleyerek, okuyarak, müzik dinleyerek ve seyahat ederek çok besliyorum. İstanbul’u seviyorum,” diyen Kaba, “Moda, renk, heyecan, takip edilen ama yormadan, çok çabalamadan, içinde kaybolmadan kendinizle uyumlu olandır. Kendime yakışan, vücuduma uyan benim modamdır. Farklı parçaları bir araya getirmek, yeni ile eskiyi karıştırmak olmazsa olmazımdır. En önemlisi ise başkası gibi olmamak, kendim olmak ve hep yenilenmektir. Moda alanında birçok kişi, birçok şehir, birçok mekan, birçok kitap bana ilham veriyor. Sonu yok,” diye bahsediyor.
Yoğun çalışan bir kadın olan Aysun Kaba, çeşitli iş birliklerine de imza atıyor. En son Aysun Kaba X Aybikestil özel koleksiyonunun lansmanı ile gündeme gelen Kaba, “Yeni bir iş birlikteliğim oldu, bir markaya koleksiyon hazırladım. İstanbul Havalimanı’nda güzel projeler yaptım ve devamı gelecek. Aynı zamanda bir kaç markaya danışmanlık veriyorum. Ve yaza tekrar bir proje gelecek inşallah. Günler keyifli ve dolu dolu geçiyor,” diyerek sözlerini tamamlıyor.
Yapım RANA KORGÜL
Fotoğraflar MERVE AĞAZAT
