İstanbul’un keyifli semtlerinden Suadiye’de kapısını araladığımız evde Topçuoğlu çifti yaşıyor. Anadolu Yakası’nda konumlanan aile apartmanındaki bu evde sevgi ve huzur, kapıdan girer girmez hissediliyor. Tanışıklığımızın çok eskiye dayandığı Azra Zeyrek Topçuoğlu ile sohbet her zamanki gibi koyu ve tatlı başlıyor.


“Anadolu Yakası’nda, özellikle Bağdat Caddesi’ndeki yaşam tarzını kendime yakın buluyorum. Uzun yıllar yaşadığım Bebek’teki mahallemdeki hissiyata ve atmosfere oldukça yakın. Eşimle birlikte bir buçuk yıldır burada yaşıyoruz. Bu bina aslen eşimin büyükbabası Muhittin Topçuoğlu’nun sahibi olduğu, geniş bir bahçeye ve avluya sahip eski Suadiye köşkünün arazisine kurulu. Muhittin Bey, 1954’te bu iki parselde bulunan köşküsatınalarakburayayerleşmiş. 1977’de köşk yerine iki binanın inşaatı yapılmış. Aile, dört nesildir burada oturmaya devam ediyor. Bina, kentsel dönüşüm sonrasında Suadiye’de bulunan Topçuoğlu Apartmanı olarak nihai haline kavuşmuş. Mimarı Merih Demirli. Bizim dairemiz 155m2 kapalı net kullanım alanı olan, üç odalı ve tek katlı bir apartman dairesi,” diye anlatmaya başlıyor ve devam ediyor. “Burası, ikimizin ortak kararı doğrultusunda zamana yayılarak dekore edildi. Eşim, bir tesadüf eseri Oto Sanayi’de tamamen kullanılamaz halde bulduğu 1975 model Camaro motor bloğundan bir benzeri daha olmayan tamamen özel yapım bir sehpa yarattı. Çok uzun yıllardır yaşadığım Bebek’teki evimden eşimin yanına taşındığımda, iki eve ait kullanılan mobilyalar da bir nevi konsolide oldu.


Orada Flexform koltuklara ilave fonksiyonel kullanım kolaylığı sağlayan yeni aldığımız Flexform sehpalar eklendi. Mobilyalarla, aksesuarlarla ve mevcut sanat eserlerinin buraya dahil olmasıyla nihai haline kavuştu. Eklektik ve maskülen bir dekorasyon ortaya çıktı da diyebilirim. Eşimle birlikte yemek yapmayı seviyoruz ve sık sık dostlarımızla bir araya geldiğimiz keyifli akşam yemeği davetleri ve mini partiler düzenliyoruz. Sevdiklerimizle etrafında toplandığımız yemek masamız ve eklektik, tamamen bizim tasarımımız olan banklar hem oturma rahatlığı sunuyor hem de kişisel tarzımızı yansıtmasıyla keyifli buluşmalarımızı daha da özel kılıyor. Evde vakit geçirirken televizyon seyretmekten daha çok müzik dinlemeyi tercih ediyoruz. Bu sebeple iki evi birleştirirken bütün fazlalıklardan kurtularak minimal tasarımı ve yeteneğiyle bizi çok mutlu eden Harman Kardon hoparlörümüzü bulduk. Ortak hayat tarzımızla ilgili ciddi ipuçları taşıyan motor kaskları ve motor aksesuarları, evimizdeki atmosferin doğal bir parçası haline geldi,” diye bahsediyor.

Topçuoğlu çifti aslında maskülen ve minimal bir ev hayal etmiş. “Evin renk seçimlerinde sıcak ve rahat bir ruh halini en iyi destekleyen renklerin haki ve natürel toprak tonları olduğuna karar verdik. Evde vakit geçirmeyi çok seviyoruz ve evin konforunu önemsiyoruz. Kullanım kolaylığı sayesinde tasarımın rahatlık hissine asla yenilmediği bir düzen kurduk. Her ikimiz de dekorasyondaki başat unsurların sanat eserleri ve aydınlatmalardan geçtiğine inanıyoruz. Yıllardır vazgeçemediğimiz Foscarini ve Flos Snoopy masa lambasının hayranı olarak bu ikonik tasarıma televizyon ünitesinin yakınında yer vererek evin görünür bir parçası haline getirdik. Yemek masamızın hemen yanı başındaki duvarda konumlandırdığımız Defne Koz’un Foscarini için tasarladığı iki lamba var. Ressam babam Güven Zeyrek’e ait derviş tablosunun her iki tarafından eşit şekilde yansıyan bu aydınlatma desteğiyle tabloyu zarif bir şekilde vurguladık. Ayrıca, yemek masamızı aydınlatan Foscarini Twiggy lamba ve zemindeki Blob aydınlatma, mekana yumuşak ve dengeli bir ışık yayarken sanat eserlerimizi ve genel dekorasyonu bütünlüyor. Perde yerine ahşap jaluzi – kullanımı her ne kadar kolay olmasa da – evin maskülen havasını korumakla kalmıyor, minimal ve grafik bir unsur olarak dekorasyona önemli bir katkı sağlıyor. Kişisel stilimde çizgi ve benzeri grafiğe sahip giysileri seviyorum ve bu tarzı salonda görmek beni mutlu ediyor. Eşimin ailesinden yadigar el yapımı halı ve Karabağ kilimi, evimizin maskülen tarzına sıcaklık getirdi. Geçmişin hikayelerini yaşatarak mekana karakter katan bu denli kıymetli objelere dekorasyonda yer vermeyi tercih ettik.


Ev bizim için şehrin telaş ve karmaşasından kaçtığımız sıcak ve güvenli bir liman. Burada birlikteliğin ve zaman zaman da kendimizle baş başa kalmanın tadını çıkarıyoruz,” diyen Topçuoğlu, “Hayatın zorlukları içerisinde modaya yani bu tat, doku ve renge insanlığın ihtiyacı olduğunu ve moral verdiğini düşünüyorum. Bir diğer taraftan da bizlere dayatılan trendleri fazla önemsemeden modanın yaratıcı tarafına konsantre olmayı tercih ediyorum. Mesleğim gereği elbette modayı takip ediyorum ancak konu kişisel stile gelince oldukça zamansız parçalarla ruhu olan, kimi zaman ikonik yeni parçaları karıştırdığım bir stilim var. Gardırobumda zamansız klasikler olarak tarif edebileceğim eskilerimle gayet mutluyum. Yıllar geçse dahi kalitesinden asla şüphe duymadığım bu parçalar, eskidikçe daha fazla bana ait oluyorlar. 2024’ü yoğun bir tempoyla yarıladık. İpekyol, Twist ve Machka markalarımızın pek çok işbirliği ve projesi mevcut. Ancak beni son zamanlarda en çok heyecanlandıran, İpekyol ile Mayıs ayında gerçekleştirdiğimiz global işbirliğimiz Elie Saab defilesi oldu. Machka markamız için halen üzerinde çalışmaya devam ettiğimiz yeni projelerimiz var,” diyerek sözlerini tamamlıyor.
Yapım RANA KORGÜL
Fotoğraflar MERVE AĞAZAT