Giderek daha fazla insan, eski yaşanmış tarihi bölgelere çekiliyor ve buraların gücünü anlıyor. Melis Aygen de bunlardan biri. Beyoğlu’nun Pera bölgesinde konumlanan ve yüzyılı aşkın bir geçmişe sahip bir binada ziyaret ettiğimiz Aygen, bizi yaşam alanında ağırlıyor. “Bildiğiniz üzere sayı ilmi, yani Numeroloji ile uğraşıyorum. Bu alan kendi sınırlarımı zorlama konusunda bana her geçen gün daha çok ilham veriyor. Derya denize daldım diyebilirim. Numeroloji ile bu alana olan tutkumu körükleyen ve bu meslekte başarmayı arzuladığım çok şey var.

Üçüncü kitabım yeni çıktı. Sertifikalı eğitim programlarım ve danışmanlıklarım da devam ediyor. Sayı ilmine dair yeni bir keşfim de var. Resmi bir kuruluşa dönüştürme sürecindeyim. Pek yakında açıklayabileceğim,” diye sözlerine başlıyor ve, “Farklı tür insanlardan oluşan bir topluluğa sahip olduğunuzda hayatınız çok daha zenginleşiyor. Belki en yüreklendirici şey, birlikte bir topluluk inşa etmektir. Sanırım buraya taşınmamın amacı da bu. Eylül 2023’ten beri buradayım. Bölgeye ya da binalara olduğu kadar semtin insanlarına da tutkum var. Pera’da müthiş bir ağ var. Geniş bir topluluk bilinci var, her şeyin ve herkesin etkileşimde olduğu bir bölge burası. Evimin olduğu bina komple aileme ait. Zamanında bu binada çeşitli zanaatkarlar yaşamış. İlk kağıt fabrikasını kuran kişi, marangoz, kürkçü, Ermeni bir derici, terziler, Yunanistan’a göçen döşemeci Pandelli… Eski Yeniçeri Sokak sonradan Balyoz Sokak olmuş. Ben apartmanın birinci katında, ailemin diğer bireyleri de üst katlarda oturuyor. Dairem 90 metrekare, salon, açık mutfak, banyo ve bir odadan oluşuyor,” diye anlatıyor.

On beş sene önce satın alınan ve eski işyeri hatta atölye mazisi taşıyan bina, konuta çevrilmiş. “Multifonksiyonel, her seçeneğe adapte olabilecek ve cevap verecek şekilde bir iç ve dış dekorasyon yapıldı. Otel, konut, ofis, aile apartmanı derken kendim gibi halden hale geçebilen bir yapısı var. İzinler, tadilatlar iki sene gibi kısa bir sürede tamamlandı. Kadın ve ışık manasına gelen, modern zamanda Beyoğlu ismini alan ve tamamen eril nitelikleri isminde barındıran Pera, özellikle yaşamım ve evimin dekorasyonda en etkili figür oldu. Her ne kadar Pera ve Beyoğlu isimleri mana olarak birbirinden uzak, parçalanmış gibi görünse de uyumlu bir harmonileri var. Anima, animus ya da başka bir deyişle Yin Yang’a benzetiyorum. Buradaki gelenekler ve demografik nitelikler, tasarım yaklaşımıma dair düşüncelerimi şekillendirdi. Dekorasyon için dışarıdan destek almadım. Tamamen kendi zevkimle dekore ettim. Bence dekorasyonda en önemli mesele iletişimdir. Sizin obje ve unsurlarla kurduğunuz iletişim, onların birbirleriyle kurduğu pozitif anlamda olan iletişim ve sonrasında gelen misafirlerle kurulacak iletişim. Esas bunlar rol oynuyor benim dekore etme çabamda.

Sanırım becerikliyim de. Gelen, gitmek istemiyor. Sonuçta her şey arasındaki iyi iletişim, kalitenin ve aura’nın da mekan olarak yükselmesine katkıda bulunuyor,” diyen Aygen, “Burayı hazırlarken, stil ve mekanın kesişimine, yaratıcılık ve kişisel tarza, renk, doku, form ve ritimle birlikte ortak dengeye önem verdim. Esasında bir hikaye anlatmaya özen gösterdim. Dekorasyonda tarihi dokulardaki yapıların manzarası, her birinin çatısından görülen sihirli kareler, tükenmez bir ilham kaynağı olan parktaki ağaçlar, çevredeki büyüleyici hatta bazen kurgu dışı hikayeler… Sosyal medya ve popüler kültürün etkisini de görmezden gelemem,” diye ekliyor. Evinde katı kurallara ve trendlere bağlı olmayı sevmediğini söyleyen Aygen, “Hareketli, görsel ilgiyle dolu ve tanımı gereği stile bağlı kalmamakla övünme var evimde. Renkler duygularımızı, algılarımızı inceler. O nedenle elbette hissetmeyi sevdiğim duyguları tasvir eden renkler benim için her daim ön plandadır. Evim için oluşturduğum renk paleti gardırobumla da uyumludur. Belirli tonları çıkardıktan sonra bunları dekorasyon seçimlerime uyarlarım. Esas mevzu trendlerden ziyade, sevdiğim şeylerin etrafında bir palet oluşturmamdır. Renk seçimlerimi sevdiğim bir ögeye göre yaparım. Genel olarak temel ve nötr renklere yönelirim. Aydınlatma ise renkler ile muazzam bağlantıdadır çünkü ışık, seçilen renkleri farklı algılatabiliyor ve hissettirebiliyor. Evdeki tüm aydınlatmalar el yapımı, yani el emeği göz nuru. Hepsi Noursel marka. Zeminler için Anadolu motifleriyle bezeli atalarımdan kalma Türk halılarım var,” diye anlatmaya devam ediyor.

Melis Aygen ile sohbetimizde modadan da konuşuyoruz. “Benim için moda, kişinin kendi vizyonunu kattığı, bazen köklerinden, aile hikayesinden, bazen de tutkusu, kalbinden ya da doğduğu şehirden, geleneklerinden esinlenerek yaratılan, kimseye benzemeyen özgün ve benzersiz hikayesidir. Bu hikayede sadakatin de önemli olduğunu düşünüyorum. Bence moda, bireysellik ve yaratıcılığınızı sergilemenin müthiş bir yolculuğu olmalıdır. Ben giyinmekten, üzerine düşünmekten çok sıkılırım. O nedenle zahmetsiz ve pratik kombinler tam bana göre. Trendleri takip etmem, toplumun standartlarına uymam. Belki de Beyoğlu’nun çeşitliliği beni böyle yaptı. Ama vücut tipimi iyi bilirim, renk paletime hakimimdir, cilt rengime yakışan renkleri iyi seçtiğimi düşünürüm. Asla kahverengi giymem. Aksesuarları karıştırıp eşleştirmeye bayılırım. Nostaljik çantalar, ayakkabılar mesela. İkizler burcuyum. Sürekli farklı tarzlarda denemeler yaparım. Risk almaktan korkmam. Heyecan dolu bir gardıroba sahibim. Çok cesur renklerden tutun da ilginç desenlere kadar ne ararsanız var! Dries Van Noten’ın vurgulu renk ve desenlerinin hem düzeni, hem de kaosu beni mest ediyor,” diyen Aygen Numeroloji ve yeni çıkan 3. kitabından da bahsediyor. “Numeroloji, sayı ve harflerin okült bir perspektifte yorumlanması fikrine dayanır. Bu yorumlama, gerek zahiri görünen gerekse de görünmeyen düzlemde kendini gösterir. Eylül ayında buraya taşındım. Eylül 9. ay. Binanın kapı numarası ise 9. Tesadüf mü? Elbette değil. Numerolojide 9 tamamlanmayı temsil eder. Son kitabımı tamamladığım dönemde, yaşamımda bahar temizliği yaparak, fiziksel olarak çoğu meseleden arınarak buraya adım attım.

Daire numaram 3 ve 3, ilimde yazarlık demek. 3. kitabımı burada tamamladım. Beyoğlu ile aynı sayı titreşimindeyim. Bana güç, canlılık ve dinamizm veriyor. Yaşam alanıma yaşadığım sokak, kapı numaram, daire numaram, bulunduğum semt öncelikli olarak etki ediyor. Dekorasyon olarak incelersek, binanın 100 yılı aşan yaşı, Beyoğlu’nun tarihi Pera isimli bir semt olması, nostalji ve tarihe duyduğum merak ile yaşam alanımı böylesi bir atmosfer ile gerçekleştirmem, iç güdümü tetikledi diyebilirim. Yeni çıkan kitabımın ismi, Numeroloji ve Aşk. İlişkilerin de matematiği var. Sadece ilmi bilmediğimiz için, ‘Seni 40 yıldır tanıyormuş gibi seviyorum’ diyoruz ya da hiç tanımadan uyuşmuyoruz. Bunların hepsi rakamlarınızda uyumluluk ve uyumsuzluk olarak görülüyor.

Numeroloji ve Aşk kitabını son derece önemsiyorum. Her birimiz karşımızdaki ile ilişkimizi düzeltirsek, kalbimiz, hanemiz, çekirdeğimiz, apartman, semt, şehir, ülke, dünya ile ilişkimiz de düzelecek. Numeroloji bilmeye hiç gerek yok, o nedenle meraklanmayın. Sadece basit bir toplama-çıkarma işlemiyle ilişkilerinizi nasıl yoluna sokabileceğinizi, karşı tarafın bakış açısından görebilme yeteneğinizi nasıl geliştirebileceğinizi, diğerini daha iyi anlamanın yollarını, ay ya da yıl olarak nasıl bir süreçten geçtiğinizi ve daha nice sorularınızı yanıtlayarak sizi ve ilişkilerinizi güçlendirmek için yazdım. Yaşamınızdaki ilişkiler açısından faydalı bir kılavuz diyebilirim. Keyifli okumalar dilerim. En uzak vadede Aralık 2024 sonuna kadar farklı kitap ve içerikler üzerine çalışıyorum. Sürpriz olsun” diyerek sözlerini tamamlıyor.
Yapım RANA KORGÜL
Fotoğraflar MERVE AĞAZAT