T.I.M.E PR halkla ilişkiler sahibesi Mine Kalpakçıoğlu’nun Ulus’taki özel sitelerden birinde konumlanan evini ziyaret ettik. 15 sene Kandilli’de dört katlı bir köşkte oturduktan sonra kendi deyimiyle köyden şehre gelen Kalpakçıoğlu, şimdilerde üniversite ikinci sınıfa giden 21 yaşındaki oğlu Kaan Taşkent ile bu evi yeni yaşam alanı olarak belirlemiş. Dekorasyonda yüksek mimar Beyza Özer imzasına rastladığımız evde yaşam çok eski değil, Ağustos 2017’de başlamış.
“Şehirsel hayata geçiş olarak düşünebileceğimiz bu ev için tam bir şehir evi olsun, kapısı kapandığında kendine yetsin, bize özel ve kendi ruhu olan bir ev olsun istedim,” diyerek sözlerine başlıyor Kalpakçıoğlu ve, “Bu daire 220 m2 ve dört odalı. Televizyon, oturma ve yemek bölümlerini ayrı ayrı kurguladığımız salon, mutfak, misafir tuvaleti, misafir banyosu, çalışma odası, giyim odası, özel banyolu Kaan’ın ve benim odam derken ev bizim ihtiyaçlarımıza fazlasıyla cevap veriyor. Bu evde kendi aktif hayatımın yanı sıra Kaan’ın uzun yıllar keyif alabileceği, zamansız tarzı olan mekanlar yaratmak istedim,” diye bahsediyor. Mine Kalpakçıoğlu evinde yüksek mimar Beyza Özer ile çalışmış.
“Kendisi uzun yıllardır arkadaşım ve beni iyi tanıyor. Daha önce de beraber çalışmış olduğumuz için beğenilerimi, ihtiyaçlarımı ve yaşam tarzımı çok iyi biliyor. Ayrıca, yurt dışı tecrübeleriyle birlikte geniş bir vizyona sahip olması ve mimari çözümlerinin güvenilirliği sebepleriyle kendisinden destek almaya karar verdim. Beyza, bu projeye bütün hünerini kattı ve dekorasyon çalışmaları dört ayda tamamlandı,” diyen Kalpakçıoğlu, “Dekorasyonda istediğim zaman renkleri ve aksesuarları değiştirebilmeliyim. Evdeyken aydınlığa bakmak ve güneş almak istiyorum. Bu kapsamda güzel bir peyzaj alanına, aynı zamanda şehir siluetine bakan balkonum var. Bu balkon huzur vermekle birlikte sıcak ahşap zemin malzemesi ile de sanki evin içinde bir mekan gibi her daim kullanılan bir alan halini aldı. Akşamları biraz Boğaz’ın, biraz köprü trafiğinin ışıklarıyla çok şehirsel bir manzara var. Televizyon köşesinde televizyon seyrederken fondaki şehir görüntüsü beni çok rahatlatıyor,” diye paylaşıyor.
Çok aktif ve yoğun bir hayatı olan Mine Kalpakçıoğlu için ev, çok özel bir alan. “Ev benim her şeyden kaçtığım, dış dünyadan kopup sıfırlandığım ve dinlendiğim, bana özel bir alan. Burada yaşamak, anne karnında yaşamak gibi. Kendimi mutlu, huzurlu, sağlıklı ve güvende hissediyorum. Üstelik istediğim gibi hareket ediyorum ve hiçbir katı kural olmadan yaşıyorum. Oğluma da aynı ortamı vermek istediğim için evimizi çok sade, her an her şey değiştirebilir şekilde düzenledik. Hiçbir maddeye bağlı olmayı sevmiyorum. Benim için en önemli şey, evin verdiği enerji ve hissiyat. Mobilya gibi maddeler de kendi gelişimim ile değişiyor,” diyen Kalpakçıoğlu, “Moda, benim o günkü ruh halimi yansıtırken beni dengede tutuyor. Örneğin çok enerjik ve aktif kalkmışsam sakin tonlar ve desenler, rahat ve sıcak kıyafetler seçerim. Tam tersi o gün enerjisiz ve ruh halim biraz düşük kalkmışsam çok renkli giyinir, değişik kesimler seçer ve dikkat çeken tasarımlar tercih ederim. Böylece dışarıdan alacağım beğeni ile ruh halim de yükselir. Gardırobum ise karmakarışıktır, bir bakmışsın isyankar deriler, bir bakmışsın beyaz ve bej kalın yünlüler giyerim.
Ben pek marka takip etmem. Bir markanın vitrinini satın alıp giymiş gibi olanlar gözümü çok tırmalar. Gittiğim yerlerde güzergahımın üzerinde beğendiğim bir mağaza olursa, girer bir şeyler alırım. Ama muhakkak dolabımı düşünerek, kombinlerime fark getirecek parçalar alırım. Çok moda bile olsa bana hayatta döpiyes takım giydiremezsiniz mesela. Ortaokulda beni ikmale bırakan öğretmen hep döpiyes giyerdi o yüzden hiçbir zaman sevemedim duruşunu. Ben aslan burcuyum. Güzel sever, özgün tarzları beğenirim. Türkiye’de Biricik Suden, Fatoş Yalın ve Derin Mermerci’yi, dünyada da Daphne Guinness, Zendaya ve Hailey Bieber’i beğenirim,” diye ekliyor.
Spora vakit ayırmayı ihmal etmeyen, seyahatlerinde yeme içmeyi çok seven Mine Kalpakçıoğlu, “İşimden dolayı çok sevdiğim müşterilerim var. Onlar benim ev dışındaki ailem. Bazılarıyla çok uzun yıllardır beraberiz. Genelde lifestyle ve sağlıklı yaşam projelerim var. Örneğin Avusturya’daki detoks ve sağlık merkezi Vivamayr ile Türkiye’de bazı sağlık konularında ciddi bir bilgilendirme ve bilinçlendirme projelerimiz var. Bu yaz Bodrum’da çok özel bir müşteriyle çalışacağız, ona hazırlanıyoruz. Ayrıca, yurt dışından portfolyomuza üç yeni otel koyduk. Gündemimde çok heyecan verici projeler var,” diyen Kalpakçıoğlu, “Oğlum Kaan da bana iş hayatımda bilerek ya da bilmeyerek çok destek oluyor. İşletme ve pazarlama okuduğundan onunla projelerimizi konuşup genç neslin fikrini almak benim için çok önemli ve verimli. Nitekim birçok fikrini uygulayıp ciddi başarılar elde ettim,” diyerek sözlerini tamamlıyor.
Yapım RANA KORGÜL
Fotoğraflar MERVE AĞAZAT
