Ulus Savoy Sitesi’ndeki birbirinden özel evlerden birinde, Nazlı Keçili ile birlikteyiz. 10 yıl önce yaşamaya başladığı evde sıcak bir aile ortamı var. Keçili ile sohbet ederken, evin detaylarını öğreniyoruz. “Bu site, kıymetli mimar Emre Arolat’ın imzasını taşıyan bir proje. Sitenin merkezi oluşu önemli olsa da ben güvenlik açısından site yaşamını tercih ettim. Hem lokasyon hem de burada yaşamanın kolaylığı benim için önemli.
Memnun olmadığım tarafları da var tabii, ancak site yaşamının getirdiği rahatlıkları göz ardı edemeyiz. Şu an için bunlar benim için elzem. Evim oldukça rahat ve keyifli. Çatı dubleksi olan evim, salon, mutfak, beş oda, banyolar ve misafir tuvaletinden oluşuyor. Dekorasyon ağırlıklı olarak bana ait ama salon ve yatak odasında iç mimar Çağlayan Tuğal’ın dokunuşları var. Çizgisini ve renk seçimlerini çok beğendiğim için ona danıştım,” diyor ve devam ediyor, “Burada kızlarımla yaşıyorum. Evin her alanını rahatlıkla kullanabileceğimiz, arkadaşlarımızı ağırlayabileceğimiz sıcak ve konforlu bir ortam önceliğimiz. Dekorasyonda sanat, renkler, kitaplar, çiçekler ve aileden gelen eşyalar, objeler bana ilham veriyor. Evimizin dekorasyon tarzı için mid-century modern diyebilirim. Eskiyi ve yeniyi bir arada kullanmayı seviyorum.
Ailemden gelen ya da beğenip aldığım bazı eski parçaları, objeleri, seyahatlerde aldığım, özellikle hikayesi olan şeyleri kullanmayı tercih ediyorum. Yaşanmışlık ve hikayelere önem veriyorum. Beyaz koltuklara takıntım var. Köpekli ve çocuklu bir ailede kullanımı zor olsa ben yine de senelerdir hep beyaz koltuk takımları tercih ediyorum. Renkleri daha çok objelerde kullanmayı seviyorum. Bu aralar mavi ve beyazdan yanayım, bu renkler içimi açıyor. Bleu-blanc Çin vazolarına hayranım. Her biri ayrı güzellikte ve işçiliği muhteşem çalışmalar…
Aslında İran’dan ithal edilen boyalarla, 600’lü yıllarda başlayıp tüm dünyaya deniz ticareti ile yayılan ve Avrupa porselenine ilham veren bu çalışmaları hem tarihi değerleri hem de renkleri açısından çok seviyorum. Aydınlatmalardan söz edecek olursak, bence bu önemli ve zor işlerden biri. Halen üzerinde çalışıyoruz. Rengine ve ışığına hayran olduğum bir Artichoke lambam var. Spot ışık sevmiyorum ama kullanmak zorunda kaldığım yerler var. Hem resimleri hem de objeleri aydınlatmak için spotları dimmer sistemleri ile tercih ediyorum. Perdeleri rahmetli Orhan Bey yapmıştı. Halen onun yaptığı ipek organza yan panoları ve katlamalı organza tülleri kullanıyorum.”
Nazlı Keçili, modayı yeniliklerin popülerleşmesi olarak görüyor. “Ben hiçbir zaman modayı körü körüne takip etmedim. Benim için önemli olan, rahatlık ve yerine göre giyinmektir. Modada kendi stiline sahip olmak çok daha kıymetli bence. Eskiyle yeniyi dekorasyonda karıştırmayı sevdiğim gibi, giyimimde de aynı yaklaşımı benimsiyorum. Marka takıntım yok. Naylon ve sentetik kumaşlardan hazetmiyorum. Bunun dışında her şeyi her yerden alabilirim, tabii kumaşların içeriği de önemli. Çanta ve ayakkabıda biraz daha seçiciyim.
Hafta sonu bohem şık, iş günlerinde ise daha formal giyinmeyi tercih ediyorum. Yerine göre giyindiğimi söyleyebilirim. Takı çok severim, özellikle vintage tasarımları tercih ederim,” diyor. Artkolik’teki projeleri hakkında da bilgi veren Keçili, “Artkolik’te gündemimiz oldukça yoğun. Bahçeşehir Üniversitesi ile yaptığımız sanat ve kültür sertifika programımız beşinci senesine giriyor. Ekim ayında tekrar başlıyoruz. Stanford Üniversitesi’nde yapay zeka eğitimi almakta olan genç sanatçımız Sera Çamaş’ın sergisini Artkolik’te gerçekleştiriyoruz.
Ayrıca, sürdürülebilirlik ve iklim konusunda önemli birkaç proje üzerinde çalışıyoruz. Çok yönlü isimlerle sanat ve ilham alanları üzerine yaptığımız Artkolik buluşmalarına da devam edeceğiz. Ekim sonu Paris’e moda ve sanat gezimiz olacak. Dünya markaları ile mağazalarında kahvaltı, VIP alışveriş, önemli sanatçılarla tanışma imkanı ve atölyelerine ziyaretler olacak. Aynı zamanda müzeleri aile bireyleri ile gezeceğiz. Kısacası, eşsiz moda ve sanat deneyimleri sunduğumuz üç günlük bir geziden bahsediyoruz. Bekleriz! Bu arada artkolik.net sitemizdeki sanat haberleri ve röportajlar tüm hızıyla devam ediyor. Görüşmek üzere!” diyerek sözlerini tamamlıyor.
Yapım RANA KORGÜL
Fotoğraflar MERVE AĞAZAT
