Feminist terimler: “Purplewashing” nedir?

17 Eylül 2025
Feminist terimler: “Purplewashing” nedir?

Fotoğraf: Pexels

Kadınların eşitliğini vurgulayan kampanyalar, güçlenme hikayelerini öne çıkaran reklamlar ve özel günlerde bir anda ortaya çıkan destek mesajları… Peki ya tüm bunlar yalnızca bir vitrinden ibaretse? İşte bu noktada karşımıza çıkan kavram “Purplewashing” oluyor.

Purplewashing nedir?

Purplewashing’i, markaların ya da kurumların feminizmi gerçekten sahiplenmek yerine yalnızca bir pazarlama malzemesi olarak kullanması gibi düşünebilirsiniz. Yani işin özü şu: size ilerici, duyarlı ya da eşitlikçi görünmek için feminist söylemleri vitrine koyuyorlar ama perde arkasında hiçbir şey değişmiyor.

Feminist terimler: Purplewashing
Fotoğraf: Pexels

Böyle olunca da feminizm, özünde hak arayışı olan güçlü bir mücadele olmaktan çıkıyor ve parlatılmış bir imaj oyununun parçasına dönüşüyor.

Ve markalar tam da bu yüzden purplewashing’e sarılıyor; çünkü müşteri gözünde ‘duyarlı’ ve ‘çağdaş’ görünmek onlar için son derece değerli. Bu nedenle reklamlarda sık sık eşitlik vurgusuyla parlatılmış mesajlarla karşılaşıyorsunuz. Ancak perde arkasına baktığınızda, bu söylemlerin çoğunun yalnızca bir vitrin süsü olduğunu, gerçekte ise hiçbir değişim yaratmadığını fark etmeniz hiç de zor değil.

Kısacası, purplewashing markaların eşitliği gerçekten savunmadıkları halde yalnızca “eşitlikçi görünmek” üzerine kurulu bir strateji. 

Purplewashing’i nasıl fark edebilirsiniz?

Purplewashing’i günlük rutininizde ya da karşınıza çıkan yoğun reklam akışlarında fark etmek için yapmanız gereken ilk şey, markaların söyledikleriyle yaptıklarının gerçekten örtüşüp örtüşmediğine bakmak olabilir.

Purplewashing nasıl fark edilir?
Fotoğraf: Pexels

Mesela bir kozmetik ya da moda markasının kadınlara yönelik gösterişli, özenle hazırlanmış bir kampanyasını gördüğünüzde, ilk bakışta bu mesaj size samimi ve inandırıcı gelebilir. Fakat kadın işçilerin ağır ve güvencesiz koşullarda çalıştırıldığını duyduğunuzda, bu samimiyet hissinin hızla hayal kırıklığına dönüşmesi hiç de şaşırtıcı değil.

Benzer bir tablo teknoloji sektöründe de çıkıyor karşımıza. Özel günlerde mor renkle süslenmiş kampanyalarla ‘eşitlik’ mesajları veren şirketler, sosyal medyada da bolca alkış ve etkileşim topluyorlar. Ancak iş yönetim kadrolarına geldiğinde, kadınların sayısının hala bir elin parmaklarını geçmediğini görüyorsunuz; cam tavan ise yerli yerinde duruyor.

Purplewashing nedir?
Fotoğraf: Pexels

Hizmet sektörüne geldiğinizde tablo başka bir yüzünü gösteriyor. Bankalar reklamlarında kadınların başarı hikayelerini vitrine taşıyor, sigorta şirketleri kadın girişimcilere destek kampanyalarıyla öne çıkıyor – ama raporların satır aralarında, üst düzey yönetim koltuklarında kadınların yok denecek kadar az yer aldığı gerçeğiyle yüzleşiyorsunuz.

İşte tam da bu örneklerde olduğu gibi, görünmeyen noktalarda söylem ile eylem arasındaki uçurumda purplewashing stratejisinin açığa çıktığını görebilirsiniz.

Bu yüzden bu ve benzeri ‘eşitlikçi görünen’ ama aslında göz boyamaya çalışan stratejileri tanımak, yalnızca reklamların dilini çözmek değil; aynı zamanda eşitliğin samimiyetini sorgulamakla eşdeğer.

Asıl hatırlamamız gereken ise şu: kadın hakları bir moda akımı ya da pazarlama malzemesi değil; somut politikalarla güçlendirilmesi gereken temel bir insan hakkı.

İlginizi çekebilir >>>>> Feminist terimler: “Pembe vergi” nedir? 



Dilara Melisa Yaman

Dilara Melisa Yaman

Bahçeşehir Üniversitesi'nde Yeni Medya lisans eğitiminin ardından Halkla İlişkiler yan dalını tamamlayan Melisa, yazma tutkusunu erken yaşta keşfetti. Öğrencilik yıllarında TheCollector ve ArtReview gibi platformlarda editör asistanlığı yaparak sanat tarihi, mitoloji ve global trendler üzerine içerikler üretti. Bu alanlarda içerik üretme deneyimini pekiştirdikten sonra, şimdi kendi ilgi alanlarını profesyonel kimliğiyle birleştirerek InStyle Türkiye'de yazar olarak görev yapıyor. Şehirli, dinamik ve cesur bir üslupla; ilişkiler, trendler ve kadın dünyasına dair yazılar kaleme almaya devam ediyor.

Daha Fazla İçerik

Karar vermeyi ertelemeyin: “Beş saniye kuralı” nedir? Karar vermeyi ertelemeyin: “Beş saniye kuralı” nedir?

Karar vermeyi ertelemeyin: “Beş saniye kuralı” nedir?

Bir şeyi yapmanız gerektiğini biliyorsunuz ama yine de yapamıyorsunuz. Motivasyonun gelmesini beklemekle geçen dakikalar, bazen saatlere, günlere dönüşebiliyor. Tam da bu noktada, Mel Robbins’in geliştirdiği ‘5 saniye kuralı’ devreye giriyor.
Hailey Bieber’dan yaz sıcağına cevap: Pantolonsuz trençkot Hailey Bieber’dan yaz sıcağına cevap: Pantolonsuz trençkot

Hailey Bieber’dan yaz sıcağına cevap: Pantolonsuz trençkot

Hailey Bieber iş seyahatinde, moda dünyasının ezberlerini bozan bir görünümle: pantolonsuz trençkot stili.