Son dönemde “pick me” ifadesi, kadınları susturmanın ya da küçümsemenin kolay bir yoluna dönüştü. Başta erkek onayı için davranışlarını şekillendirdiği düşünülen kadınlara yöneltilen bu etiket, zamanla kadınların bireysel tercihlerine müdahale etmenin bir biçimine evrildi. Yani, eleştirilen yapılar yeniden üretilmeye başlandı.
Örneğin TikTok’ta bir kadının “Ben erkeklerle daha iyi anlaşırım” demesiyle başlayan bir video, saniyeler içinde “pick me” etiketiyle yorum yağmuruna tutulabiliyor. Terim, erkek ilgisi için diğer kadınları küçümseyen tavırları tanımlamak için kullanılsa da, artık bunun ötesine geçiyor: Kadınlar arası dayanışmanın dönüşümüne ve denetleyici yeni bir dilin ortaya çıkışına işaret ediyor.
“Pick me” olmak, başkalarının ilgisini çekmek için özellikle “diğer kadınlardan farklı” görünmeye çalışmayı ifade ediyor. “Ben makyaj yapmam çünkü doğallıktan yanayım” gibi ifadeler, uzun süre ‘cool kız’ söylemiyle beslenmişti. Bugünse bu söylemler, kadınları ayrıştıran, erkek bakışını merkez alan stratejiler olarak eleştiriliyor. Yani her iki senaryoda da kadınlara bir etiket takılıyor.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir sınır var. Bu etiket aşırıya kaçan bir denetim aracına dönüştüğünde, yalnızca kadınların özgünlüklerini bastırmakla kalmıyor, bir tür sosyal kontrol mekanizmasını da tetikliyor. Yani “pick me” eleştirisi, yanlış kullanıldığında yine kadınları susturmanın bir başka yolu olabiliyor.
Feminist bakış açısıyla mesele ne “pick me” olmamak, ne de bu etiketle başka kadınları etiketlemek. Esas mesele, kadınların erkek onayına ihtiyaç duymadan, kendileri gibi olabildikleri alanlar açabilmek. “Ben böyleyim” demek, diğer kadınlara karşı durmak anlamına gelmek zorunda değil. Her bireysel ifade, önce yargılanmadan dinlenmeyi hak eder.
TikTok çağında gerçek dayanışma, yalnızca “kadın kadının yurdudur” demekle sınırlı kalmayıp seçimlere alan tanımakla başlıyor. “Pick me” ifadesinin arkasına sığınıp yeni kalıplar üretmek yerine, birbirini dinleyen ve çeşitliliğe saygı duyan bir kız kardeşlik dili kurmak, dijital çağda feminist hareketin büyük bir destekçisi oluyor.