Günlük rutininizde fark etmeden sizi tüketen 10 alışkanlık

27 Temmuz 2025

Gün içinde onlarca işe koşturuyor, sosyal medyada başkalarının hayatlarına göz atıyor, kafanızda durmadan dönen düşüncelerle baş etmeye çalışıyorsunuz. Ama gün bitip de yalnız kaldığınız o sessiz anda, kendinize aslında hiç “gerçekten” vakit ayırmadığınızı fark etmiyorsunuz bile.

Oysa modern hayatın koşuşturmasında, sizi asıl tüketen şey ne büyük krizler ne de yoğun tempo; çoğu zaman fark etmeden içselleştirdiğiniz küçük ama ısrarcı alışkanlıklar oluyor.

Sabah gözlerinizi açtığınızda dinlenmiş olmanız gerekirken hala yorgun hissediyorsanız, bu sadece uykusuzluktan kaynaklanmayabilir. Belki de, zihinsel ve duygusal enerjinizi fark ettirmeden tüketen bir döngünün tam ortasındasınız. Gün boyu bastırdığınız duygular, hiç susmayan iç sesiniz ve otomatikleşmiş davranış kalıpları enerjinizi yavaş yavaş çekip alırken, siz de bu hali yavaş yavaş “normal” gibi görmeye başlıyorsunuz.

rutinde-sizi-tuketen-10-aliskanlik
Pexels

İyi haber şu ki, bu alışkanlıkları fark ettiğinizde onları dönüştürmek sizin elinizde.

İşte günlük yaşamın içinde fark ettirmeden sizi yavaşça tüketen o 7 alışkanlık:

Güne telefona bakarak başlamak

Alarmı kapatmak için telefona uzanıyorsunuz ama eliniz doğrudan Instagram’a, X’teki gündeme ya da e-postalara gidiyorsa — henüz uyanmadan zihninizi bir anda dış dünyanın karmaşasına atmış oluyorsunuz. Günün kontrolünü daha ilk dakikalarda kaybetmek, ruh halinizi tüm gün boyunca etkisi altına alabilir. Oysa sadece birkaç dakikalık sessizlikle güne başlamak, zihinsel berraklığınızı korumanın en sade ama en güçlü yollarından biri.

“Hayır” diyememek

Herkese ve her şeye yetişmeye çalışmak, kendi ihtiyaçlarınızı sürekli ertelemenize neden olur ve zamanla fark ettirmeden tükenmişlik hissini beraberinde getirir. Sınır koymak bencillik değil, özsaygının bir göstergesidir; çünkü her “evet”, kendinize söylediğiniz bir “hayır” anlamına gelebilir.

Aynı anda birden fazla şeyi yapmaya çalışmak

Mail yazarken bir yandan toplantıyı takip edip diğer yandan akşam ne yiyeceğinizi düşünmek verimli gibi görünebilir, ama zihniniz bu geçişler arasında sürekli dağılır. Multitasking ilk bakışta etkili görünse de odaklanmanızı zorlaştırır, üretkenliğinizi düşürür ve gün sonunda sizi daha da yorgun hissettirir. Oysa anda kalmak, zihinsel netliği korumanın en güçlü yollarından biri.

rutinde-sizi-tuketen-10-aliskanlik
Pexels

Kendinize “filtresiz” davranmak

“Yine başaramadım” ”çok beceriksizim” ya da “bu konuda yetersizim” gibi cümleleri sıkça tekrarlamak, farkında olmadan özsaygınızı yıpratır. Kendinize karşı acımasız olmak yerine, anlayışla yaklaşmak ve destekleyici bir iç ses geliştirmek; duygusal dayanıklılığınızı yeniden inşa etmenin en temel adımı.

Sürekli ertelemek

Yapılacaklar listeniz uzarken siz gün boyu “meşgul” görünebilirsiniz, ancak tamamlanmamış her görev, zihninizin arka planında sessiz bir stres kaynağına dönüşür – oysa ki, küçük bir işi tamamlamak bile zihinsel yükünüzü azaltır, odaklanma gücünüzü artırır ve gününüzü daha hafif geçirmenize yardımcı olur.

rutinde-sizi-tuketen-10-aliskanlik
Pexels

Sosyal medyada kendinizi kıyaslamak

Başkalarının “en iyi an”larını izleyip kendi gerçekliğinizle kıyaslamak, kendinize yapabileceğiniz en büyük kötülüklerden biri. Unutmayın, o anlar bir vitrin gibi; gerçeği değil, özenle seçilmiş kareleri yansıtır. Kendinizi başkalarıyla değil, kendi gelişiminizle kıyaslayın ve ölçütlerinizi dış dünyanın değil, içsel yolculuğunuzun belirlemesine izin verin.

Dinlenmeyi sadece uyumak sanmak

Yatağa uzanmak bedeninizi dinlendirebilir, ama zihninizi susturmaya yetmez. Gerçek dinlenme; bazen sevdiğiniz bir müziğin içinde kaybolmak, kısa bir yürüyüşle nefes almak ya da yalnızca hiçbir şey yapmadan, sessizlikte var olabilmekten geçer. Ruhunuzu besleyen bu küçük anları fark etmek, yalnızca bedeninizi değil, zihninizi de iyileştirmeye başlayacaktır.

rutinde-sizi-tuketen-10-aliskanlik
Pexels

Sürekli “bir şeyleri kaçırıyor” hissiyle yaşamak (FOMO)

Her an her yerde olma isteği, hiçbir yerde tam olarak var olamamanıza neden olabilir. Dışarıda olup biten her şeyin içinde olma arzusu, sizi kendi iç dünyanıza yabancılaştırır. Belki de asıl kaçırdığınız şey; başkalarının hayatı değil, kendi hayatınızı dolu dolu yaşama ihtimalinizdir.

Duygusal sinyalleri göz ardı etmek ve duygularınızı bastırmak

Bir şeyin size iyi gelmediğini bedeniniz söylüyor, ama siz hâlâ “idare ederim” diyerek devam ediyorsanız, farkında olmadan kendinizi içten içe tüketiyorsunuz demektir. Zorlandığınızı kabul etmemek, tükenmenin en hızlı yollarından biri. Hissettiklerinizi bastırmak yerine, onları fark etmek ve anlamaya çalışmak; sizi hem daha dengeli hem de daha kendinize sadık biri yapar.

Mükemmeliyetçilikle kendinizi kısıtlamak

“Ya en iyisi olmalı, ya hiç olmamalı” düşüncesiyle hareket etmek, üretmenin ve ilerlemenin önündeki en görünmez engellerden biri. Mükemmel olma çabası, çoğu zaman harekete geçmeyi erteletir, denemekten alıkoyar. Oysa kusurlu ama samimi bir adım, atılmamış mükemmel bir adımın her zaman önündedir — mükemmel değil, sürdürülebilir olanı hedeflemek ise, duygusal yükünüzü hafifletecektir.

Küçük farkındalıklar zamanla size büyük alanlar açar. Yorulmadan üretmek, kıyaslamadan gelişmek, bölünmeden odaklanmak… Hepsi mümkün — yeter ki yollarını bulmaya istekli olun. Çünkü iyilik hali bir varış noktası değil, her gün yeniden seçilen küçük tercihlerle ilerleyen bir yolculuk.

Unutmayın, aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemek sizi hep aynı döngüde tutar. Eğer bu yazıyı buraya kadar okuduysanız, belki de o döngüden bir adım geri çekilmenin ve neleri yeniden şekillendirebileceğinizi düşünmenin zamanı gelmiştir.

Kapak: Pexels

İlginizi çekebilir >>>>> “Mental fatigue”: Zihinsel yorgunluk çağında enerjinizi geri kazanmak mümkün mü?

Dilara Melisa Yaman

Bahçeşehir Üniversitesi'nde Yeni Medya lisans eğitiminin ardından Halkla İlişkiler yan dalını tamamlayan Melisa, yazma tutkusunu erken yaşta keşfetti. Öğrencilik yıllarında TheCollector ve ArtReview gibi platformlarda editör asistanlığı yaparak sanat tarihi, mitoloji ve global trendler üzerine içerikler üretti. Bu alanlarda içerik üretme deneyimini pekiştirdikten sonra, şimdi kendi ilgi alanlarını profesyonel kimliğiyle birleştirerek InStyle Türkiye'de yazar olarak görev yapıyor. Şehirli, dinamik ve cesur bir üslupla; ilişkiler, trendler ve kadın dünyasına dair yazılar kaleme almaya devam ediyor.

Daha Fazla İçerik

pınar deniz

Pınar Deniz: “Empati yeteneğimin yüksek olduğuna inanıyorum”

Pınar Deniz’le, tıpkı Disney+ yapımı Aktris dizisinde canlandırdığı Yasemin Derin

“People pleaser” olmak: Herkesi mutlu etmek mümkün mü?

Sürekli "evet" deme alışkanlığı veya kimseyi kırmamak için kendi ihtiyaçlarınızı