Bir zamanlar sosyal medyada hüküm süren “cool girl” imajı yerini çoktan daha kırılgan ve içe dönük bir figüre bıraktı: Sad girl aesthetic. Melankoli, duygusal karmaşa ve içsel yalnızlık artık yalnızca şarkı sözlerinde ya da dizilerde değil; TikTok içeriklerinden moda kampanyalarına kadar her yerde karşımıza çıkıyor. Özellikle Z kuşağı, bu estetiği yalnızca bir ruh hâli değil, aynı zamanda bir stil dili olarak benimsiyor. “Sad girl aesthetic”, duyguların dış görünüşle buluştuğu yeni bir anlatım biçimi sunuyor.
“Sad Girl Aesthetic” nedir?

Sad girl aesthetic, iki uçlu bir stille karşımıza çıkıyor: Hem korunma içgüdüsünü yansıtan bir zırh, hem de içsel kırılganlıkları sergileyen bir ifade biçimi. Dağınık saçlar, oversiz hoodie’ler, “grunge” veya sıfır makyajlar… Hepsi birer stil tercihi değil, birer ruh hâli. Moda, burada yalnızca “giyinmek” değil, duyguları görünür kılmak için bir araç.
TikTok’ta “Sad Girl Aesthetic” akımı

#SadGirlAesthetic etiketi TikTok’ta milyonlarca kez izlendi. Videolarda Lana Del Rey şarkıları eşliğinde güneş gözlükleriyle saklanan gözler, retro kulaklıklar, ikinci el denim montlar ve sessiz bir duruş hâkim. Sad girl aesthetic, duygu olarak melankoliyi, tarz olarak ise fark edilmeden dikkat çekmeyi seçiyor. İçerik üreticileri bu trendi yalnızca giyimle değil, duygusal paylaşımlarla da sürdürüyor.
Moda dünyası “Sad Girl Aesthetic”i nasıl sahiplendi?
2025 podyumlarında bu melankolik estetiğin etkileri hissediliyor. Miu Miu’nun dağınık saçlı modelleri, düşük belli mini etekleri ve sanki “son dakika hazırlanmış” hissi veren görünümleri… Hepsi sad girl aesthetic’in moda karşılığı olarak okunabilir. Bu estetik, “kusursuz olmak zorunda değilsin” mesajını taşıyor ve duygu durumunu stil aracılığıyla normalleştiriyor.
Kapak: @emmachamberlain
İlginizi çekebilir >>>>> “Pick me girl” etiketi: İnternet kadınları yargılamayı ne zaman bırakacak?