Fotoğraf: @nicolaannepeltzbeckham
Flört uygulamalarının, sosyal medyanın ve hızla değişen iletişim biçimlerinin etkisiyle, klasik sevgililik kavramı yerini daha belirsiz ama duygusal olarak bağ kurulan bir hâle bıraktı. Situationship denilen bu yeni ilişki biçimi son dönemin en sık konuşulan kavramlarından biri haline geldi.
Situationship nedir?

Tam olarak tanımlamak zor, çünkü situationship’in kendisi zaten tanımsızlık üzerine kurulu. Kısaca söylemek gerekirse, iki kişi arasında duygusal ya da fiziksel bir bağ var, ancak ilişki “resmiyet” kazanmıyor. Ne sevgililer, ne de tamamen platonik arkadaşlar. Yani Türkçesiyle, “adı konmamış ilişki” denebilir.
Bağlanma korkusu mu, özgürlük arayışı mı?
Z kuşağı, önceki nesillere kıyasla çok daha bireysel, kendi sınırlarının farkında ve bağımsızlığına düşkün. Bu nedenle de bir ilişkiyi “etiketlemek” onlara kısıtlayıcı gelebiliyor. “Birine bağlanmak” fikri bazen korkutucu, bazen de fazla tanıdık geliyor. Çünkü çoğu kişi artık ilişkiyle birlikte gelen sorumlulukları değil, sadece duygusal yakınlığı istiyor. Situationship’ler de tam bu ihtiyacı karşılıyor: biriyle bağ kurarken aynı anda kendi alanını koruyabilmek.
Sosyal medyanın belirsizlik kültürü

Instagram hikâyelerinde gizemli paylaşımlar, kimseye doğrudan hitap etmeyen şarkı sözleri, DM’de başlayan ama tanımlanamayan bağlar… Sosyal medya, ilişkilerde “yarım” şeylerin normalleşmesini sağladı. Birini beğeniyorsun ama ilişki durumunu değiştirmiyorsun, birlikte vakit geçiriyorsun ama etiketlemiyorsun. Çünkü bu dönemde “belirsizlik” bile bir tür bağ kurma şekli hâline geldi.
Z kuşağının ilişkilere yeni yaklaşımı
Z kuşağı için ilişkiler artık bir statü göstergesi değil, kişisel bir deneyim. Aşkta bile “soft launch” yapmak, her şeyin adını koymamak, anın tadını çıkarmak trend hâline geldi. Belki de situationship’lerin yükselişi, Z kuşağının aşkı tanımlama biçiminin değiştiğini gösteriyor: Daha az kural, daha çok his. Daha az etiket, daha çok özgürlük.
İlginizi çekebilir >>>>> “İlişki frekansı”: Cinsel uyum mu, enerji uyumu mu?
