Fotoğraf: @instyle.tr
Doğanın uyanışını, silkelenişini ve değişimin gücünü en çok hissettiğimiz aylardan birinde, güneşli bir Mart sabahı, ilk kapak çekimimiz için yıllar sonra bir araya geldik İlayda Alişan ile. Duru güzelliği, neşeli ve sıcak tavırları hiç değişmeyen oyuncu, uzun yıllardır sektörün içinde olmasına rağmen heyecanını korumaya devam ediyor. Kariyerindeki her yeni adımı bir öğrenme fırsatı olarak gören ve her projede kendini daha da geliştiren İlayda, ekran önündeki başarılarının yanı sıra, sahne arkasındaki disiplini ve sempatikliğiyle de hayranlık uyandırıyor. Enerji dolu kapak çekimimizin ardından, sıra sohbete geliyor.
Röportaj EYLÜL SOLAKOĞLU
Fotoğraflar EMREY ÖZCAN
Styling NAZLI KAYRAN

“Oldukça yoğun bir dönemden geçiyorum. Dizimiz yakında final yapacak, bu yüzden set temposu devam ediyor. Şu an hem bu süreci en verimli şekilde değerlendirmeye hem de kendime vakit ayırmaya çalışıyorum,” diye başlıyor sözlerine. Küçük yaştan beri ekran önünde. Reklam filmlerinde oynayarak başladığı oyunculuk kariyerine çok sayıda başarılı yapım sığdırdı. Kariyerinin başından itibaren en zorlayıcı ama aynı zamanda öğretici bulduğu deneyimi soruyorum. “Her projenin bana kattığı farklı bir deneyim var ama sanırım en öğretici olan, ilk kez başrol oynadığım zamanlardı. Setin her anına, her detaya hakim olmam gerekiyordu ve bu süreç, hem oyunculuğumu hem de profesyonel duruşumu geliştirmeme yardımcı oldu. Zamanla, bu yoğunluk içinde kendimi nasıl dengeleyebileceğimi öğrendim,” diye cevaplıyor. Ana akımda yayımlanan Ateş Kuşları, Netflix imzalı İyi Adamın 10 Günü ve şimdilerde ekrana veda etmeye hazırlanan Piyasa, yakın geçmişinden ses getiren karakterlere hayat verdiği yapımlar arasında.
Oyunculuğa dair: Empati, cesaret ve özgürlük

Bir karakteri canlandırırken kişisel deneyimlerinden ya da duygusal birikimlerinden faydalandığı anlar oluyor mu? “Kesinlikle,” diyor ve devam ediyor, “Bir karakteri en gerçekçi şekilde yansıtabilmek için onunla empati kurmam gerekiyor. Bazen geçmişte yaşadığım duygulara başvuruyorum, bazen de karakterin dünyasına tamamen yeni bir şekilde giriyorum. Ama her projede kendimden bir şeyler kattığım kesin.” Hem televizyonda hem de dijital projelerde yer alan bir oyuncu olarak ikisini kıyaslamamızı istesek neler söyler? Hangisini kendine daha yakın hissediyor peki? “İkisinin de farklı dinamikleri var. Televizyon projeleri daha uzun soluklu ve geniş bir izleyici kitlesine hitap ediyor. Dijital platformlar ise daha özgür ve hikaye anlatımı açısından cesur. İkisinin de ayrı ayrı çok keyifli yanları var, bu yüzden birini diğerine tercih etmek zor,” diyor.
“Sosyal medyayı seviyorum ama hayatımın merkezine koymuyorum”
Geniş bir hayran kitlesi var ve bu sosyal media hesaplarında da etkisini hissettiriyor. 3.5 milyona yakın takipçili Instagram hesabını aktif kullanıyor, ağırlıklı olarak günlük yaşamından doğal kareler paylaşmayı tercih ediyor. “Sosyal medyayı seviyorum ama hayatımın merkezine koymuyorum. Takipçilerimle olabildiğince doğal bir iletişim kurmaya çalışıyorum. Samimi, içten bir dil kullanmayı ve onların enerjisini hissetmeyi seviyorum,” diyor. Yer aldığı projelerin yanında birçok başarılı marka iş birliği de var. Onu gerçekten heyecanlandıran ve kendine yakın hissettiği projelerde yer almayı seçtiğini, marka iş birliklerinde ise kendi tarzına, değerlerine uygun olup olmadığına dikkat ettiğini söylüyor.

Kapak çekimimizde iş birliği yaptığımız Saat&Saat bünyesindeki Fossil, İlayda Alişan’ın severek çalıştığı markalardan. Peki, denediği saatler arasından favorisi hangisi oldu? “Çekimde birkaç farklı saat denedim ama en çok ilk taktığım kahverengi kayışlı saat hoşuma gitti. Hem tarzıma uydu hem de bileğimde çok şık durdu. Günlük hayatta da rahatlıkla kullanabileceğim bir model,” diye belirtiyor. Üniversitede moda tasarımı eğitimi alan oyuncu için moda da bir oyun alanı. Kişisel stilini rahat ama şık olarak tanımlıyor. “Zamansız parçaları seviyorum. ‘Asla’ diyebileceğim çok şey yok ama kendimi içinde rahat hissetmediğim hiçbir şeyi giymem,” diye ekliyor. Geçmişte bir röportajında, genelde hayatı akışta yaşamayı sevdiğini söylemiş. Hâlâ öyle olup olmadığını merak ediyorum. “Evet, hâlâ akışta kalmaya çalışıyorum ama zamanla bazı şeyleri daha planlı yapmanın da önemli olduğunu öğrendim. Hayatın getirdiği sürprizleri seviyorum ama aynı zamanda bazı hedefler için disiplinli olmak gerektiğini de biliyorum.”
İlayda Alişan için mutlu bir ilişkinin sırrı iletişim ve güven

Her zaman sıcak ve enerjik bir yapısı var. Özellikle içinde bulunduğumuz dünya düzenini ve yaşadığımız gündemleri de düşününce, modu düştüğünde kendini iyi hissetmek için neler yapar? “Bazen hepimiz mod düşüklüğü yaşayabiliyoruz. Böyle anlarda sevdiğim insanlarla vakit geçirmek, yürüyüş yapmak ya da sevdiğim bir diziyi izlemek bana iyi geliyor. Bazen de tamamen kendi başıma kalıp müzik dinlemek ve zihnimi dinlendirmek istiyorum,” diyor. Bakım ve egzersiz rutinlerini de sormadan olmaz. “Doğallıktan yanayım ama kendime de iyi bakmaya çalışıyorum. Cilt bakımına çok önem veriyorum, özellikle nemlendirici ve güneş kremi benim için olmazsa olmaz. Spor yapmayı seviyorum ama bazen yoğunluktan aksatabiliyorum.” İlayda’nın göz önünde yaşamayı pek tercih etmese de saklamadığı, uzun soluklu bir ilişkisi var. Sağlıklı bir ilişki için en önemli şeylerin iletişim ve güven olduğunu düşünüyor. “İki tarafın da kendisi olabildiği, birbirini desteklediği ilişkiler uzun soluklu ve mutlu olur,” diyor.

Sohbetimizin sonuna gelirken, hiçbir şeyin onu kısıtlamadığı bir dünyada en çok ne yapmak isteyeceğini ve yakın gelecek için onu en çok nelerin heyecanlandırdığını soruyorum. “Sanırım dünyayı gezmek. Farklı kültürleri, insanları, yaşam tarzlarını keşfetmek benim için çok değerli. Yeni projeler ve kendimi geliştirebileceğim fırsatlar da beni her zaman heyecanlandırıyor. Seyirciyle buluşacak yeni hikayeler, farklı karakterlere hayat verme süreci ve bu yolculukta öğrenmeye devam etmek, beni motive eden şeyler arasında,” diyerek sözlerini tamamlıyor.