Moda Resitali

ALEXANDER MCQUEEN
Kreatif direktör Sarah Burton, “İnsanların birlikte bir şeyler üretmek, kaynaşmak ve dünyayla yeniden ilişki kurmak için vakit ayırması düşüncesini seviyorum,” dedi. Moda haftasının en özel koleksiyonlarından birini yaratan tasarımcı, zanaatkarlardan tüm departmanlara kadar moda evinde çalışan herkesin tasarım sürecinde rol almasına vesile oldu. Hepsinin emeğiyle oluşturulan elle işlenmiş iki elbise oldukça beğeni toplarken, Burton geleneksel işçiliği, yüksek terzilik becerisi, özenle seçtiği kumaşlar ve incelikli detaylarla senelerce hatırlanacak zamansız bir koleksiyona imza attı.
 
DIOR
Feminizm üzerine verdiği mesajları sevdiğimiz kreatif direktör Maria Grazia Chiuri’nin yeni sezondaki odağı sürdürülebilirlikti. Longchamp Hipodromu’nda gerçekleşen defilede çevresel dizayn kolektifi Pariz merkezli Coloco ile iş birliği yapan tasarımcı, şovdan sonra dört farklı lokasyona dikilecek 160 adet çuval bezine sarılı ağacın çevrelediği, ormanı andıran bir atmosfer oluşturdu. Chiuri’nin moda evinin kurucusunun kardeşi ve aynı zamanda da bahçıvan olan Catherine Dior’dan esinlendiği koleksiyondaki üniformaları andıran görünümler, batik jean ve tulumlar, moda evinin ikonik ‘bar’ ceketi başta olmak üzere çeşitli bir ceket seçkisi, rafyadan ve işlemeli zarif elbiseler yüksek modanın doğaya dönüşünü temsil ediyordu.
 
CHANEL
Karl Lagerfeld’in ölümünün ardından tek başına ilk hazır giyim koleksiyonunu sunan Virginie Viard’ın esin kaynağı ‘Nouvelle Vague’ yani Fransız sinemasında 60’lı yıllarda başlayan ‘Yeni Dalga’ akımı oldu. Grand Palais’ye gelen seyirciler bu sefer karşılarında Paris’in çatılarını buldular. Viard, bu sezonla birlikte moda evine kendi dokunuşunu katmaya başlamıştı; Chanel’in klasik tüvit takımları mini tulumlar olarak sunuluyor, kabarık kollu bluzlarla tamamlanan mini etekler daha genç bir hava katıyor, çiçeklerle tamamlanan şapkalar romantik bir atmosfer yaratıyordu. Akılda kalan anlardan biri de Fransız bir influencer’ın podyuma atlaması ve Gigi Hadid’in onu profesyonelce dışarı çıkarmasıydı.
 
STELLA MCCARTNEY
Kabul edelim, dünyanın ve tabii ki endüstrinin sürdürülebilir bir gelecek inşa etmekten başka şansı yok. Bu alanda öncü isimlerden olan ve yakın zamanda LVMH bünyesine katılan McCartney, en sürdürülebilir koleksiyonu olarak tanımladığı yeni sezon tasarımlarının yüzde 75’ini çevre dostu materyallerden üreterek yine bir ilke imza attı. Militer esintili spor giyim parçaları, tasarımcının imzası pantolon takımları ve yaz elbiselerinden oluşan bir seçkiye sahip koleksiyondaki yuvarlak formlar, adeta doğanın döngüsüne selam duruyordu.
 
BALENCIAGA
Eylül ayında kendi markası Vetements’dan ayrılan Demna Gvasalia, ‘ifade gücüne sahip moda üniformaları’ fikrinden yola çıkarak podyumu bir meclise, modelleriyse çalışanlara ve politik kişiliklere çevirdi. Farklı yaşlarda, aralarında arkadaşlarının da olduğu modeller Avrupa Birliği bayrağının mavisini andıran dekorun önünde güçlü takımlar, masallardan fırlamış gibi duran hacimli balo elbiseleri ve sivri omuzlara sahip elbiseler içinde yürüyerek sezonun en ilgi çekici koleksiyonlarından birini sergilediler. Şovdaki Malefiz referansı da oldukça çarpıcıydı.
 
SAINT LAURENT
Bardaktan boşanırcasına yağan yağmur, Saint Laurent İlkbahar-Yaz 2020 şovunun Eyfel Kulesi’nin fonda olduğu etkileyici atmosferini bozamadı. Yves Saint Laurent’in ikonikleşen ‘Le Smoking’ smokinini ve Russian koleksiyonunu merkeze alan kreatif önder Anthony Vaccarello, her jenerasyona hitap eden tasarımlar ortaya koydu. Hem bu koleksiyonun hem de sezonun yıldız parçası olan kısa şortlar iyi dikim ceketler, çarpıcı gözlükler ve western botlarla tamamlanırken şal desenli işlemeli elbiseler, şifon bluzlar ve lame etekler koleksiyonun naif yüzünü temsil ediyordu. Smokin takımlarla sona eren şovun kapanışını Naomi Campbell yaptı.
 
MIU MIU
Miu Miu’da Prada’ya göre daha spontane bir tavra büründüğünü her fırsatta dile getiren Miuccia Prada sert, naif ve biraz da rüküş olarak tanımladığı İlkbahar- Yaz 2020 tasarımlarıyla ilgili; “İnsanlara hem bir seçenek sunuyor hem de istedikleri gibi giyinme konusunda onları özgür bırakıyorum,” dedi. Altın ve siyah düğmeli yelekler, fırfırlı crop üst ve elbiseler, el işi boyama ve süsleme detaylarıyla feminen bir hisse sahip koleksiyonda modellerin retro saçları da görünümlere beklenmedik bir hava kattı.
 
VALENTINO
Pierpaolo Piccioli şov öncesinde, “Herkese hitap eden bir parça üzerinde çalışmak istedim, bu nedenle beyaz gömlek fikrinden yola çıktım ve ona couture anlayışıyla yaklaştım,” dedi. Koleksiyonun ilk bölümündeki baştan ayağa beyaz görünümler Rönesans estetiğinden izler taşırken, akla Valentino Garavani’nin 1968 yılındaki All White koleksiyonunu da getirdi. Hacimli couture silüetleri, yeşilden şeftaliye uzanan bir renk paletindeki modern parçalar ve koleksiyona hareket katan orman
desenleriyle beğeni toplayan Piccioli her zaman olduğu gibi yine ayakta alkışlandı.
 
OFF-WHITE
Hastalığı nedeniyle defileye katılamayan kreatif direktör Virgil Abloh, Meteor Strike adını verdiği İlkbahar-Yaz 2019 koleksiyonunda hem meteor yağmurundan hem de güçlü kadınlardan ilham aldı. Uzaya seyahat eden ilk siyahi kadın olan Dr. Mae C.Jemison’ın ses kaydıyla başlayan şovda yeni
jenerasyonun favorisi haline gelen 90’ların minimalizm anlayışı; gömlek elbiseler, çapraz kesim trikolar ve monokrom görünümlerde kendini gösteriyordu. Özellikle üzerinde krateri andıran yuvarlakların olduğu bluzların ve paraşüt stili elbiselerin sokak sahnesinin favorilerinden olacağına eminiz.
 
BALMAIN
Olivier Rousteing’in yeni sezonda ilhamı 90’ların sonu, 2000’lerin başı, yani çocukluk dönemi ve o dönemdeki Britney Spears, Destiny’s Child, Christina Aguilera gibi pop ikonlarıydı. Siyah beyaz geometrik desenlerde tasarımlar, tek bacaklı pantolonlar, sarı, mavi ve yeşilin tonlarındaki takım seçkisi ve yine canlı renklerdeki dökümlü gece elbiseleri dikdörtgen güneş gözlükleriyle tamamlanarak tasarımcının bu vintage hissine duyduğu ilgiyi yansıtıyordu. Şovda Kylie Jenner iş birliğiyle yaratılan makyaj koleksiyonu da ilk kez sunuldu.
 
GIVENCHY
İngiliz tasarımcı Clare Waight Keller 1993 yılında Calvin Klein’da çalışmak için New York’a taşınmıştı. O günleri, “New York’a geldiğimde erkek çocuk gibi giyinirdim ve çocuksu bir enerjim vardı,” diye hatırlayan tasarımcı, Fransız moda evinin yeni koleksiyonu için o dönemdeki halinden ve bu metropolün sokaklarından ilham aldı. Şovdaki ince, uzun ceketler ve bermuda şortlar iyi bir eşleşme yaratırken, çiçek desenli elbiseler kırmızı halı için iyi bir seçenek sunuyordu. Koleksiyonun sürpriz elementi olan geri dönüşüm kumaştan jean’ler ise moda evinin bilinçli bir gelecek konusundaki yaklaşımını yansıtıyordu.
 
ISABEL MARANT
Tasarımcı özgür ruhlu, bohem ve Parizyen kadınlarını tropikal iklimlere yolculuğa çıkardığı bir koleksiyona imza attı. Palais Royal’de gerçekleşen defiledeki ‘festival kızları’; pembelerden gün batımı
tonlarına uzanan neşeli bir renk paletinde moda haftasının yıldızı kısacık şortlar, Marant’ın uzmanlık alanı boyfriend kesimler, tiril tiril kumaşlara sahip mini elbiseler ve onları tamamlayan festival botları
içinde yazı hevesle bekler gibiydi. Defilede Amber Valletta ve Eva Herzigova gibi zamansız süper modeller de yürüdü.
 
CHLOÉ
Natacha Ramsay-Levi moda evinin başındaki beşinci koleksiyonunda ‘az çoktur’ fikrinden yola çıktı ve buna bağlı olarak geçen sezonlardaki tasarımlarından uzaklaşarak sade silüetlere yöneldi. Sezonluk değil zamansız parçalar isteyenlere hitap eden koleksiyonda klasik Chloé gömleği, şık pantolon takımları ve piliseli etekler natürel tonlarda bir renk paletiyle yorumlanıyordu. Moda evinin alamet-i farikaları arasındaki zarif elbiselerle tamamlanan koleksiyonda çantalar da havadar formlarıyla bu pratiklik fikrini tamamlar nitelikteydi.
 
ELIE SAAB
Lübnanlı tasarımcı, kültürel açıdan verdiği mesajla Paris Moda Haftası’nın öne çıkan koleksiyonlarından
birine imza attı. Saab’ın Afrika’daki çeşitliliğin bir yansıması olarak tanımladığı koleksiyonun öne çıkanları arasında payetli uzun elbiseler, soyut Hollanda usulü desenler, çöl tonlarındaki renk spektrumu, yöresel saç bantları ve tabii ki çeşitli etnik kökenlerden modeller yer aldı.
 
DRIES VANNOTEN
İlkbahar-Yaz 2020 koleksiyonunun hazırlık sürecinde geçmişteki gösterişli dönemler ve couture anlayışına yöneldiğini fark eden Belçikalı tasarımcı, Christian Lacroix’yla ses getiren bir iş birliğine imza attı. Van Noten’ın güçlü, modern kadına hitap eden tasarımlarıyla Lacroix’nın sahne kostümlerini andıran görkemli çizgisini buluşturan bu birliktelik; hacimli proporsiyonlar, jakarlı floral dokular, güçlü desenler ve teatral havayı tamamlayan saç aksesuarlarıyla iki farklı moda anlayışı arasında hoş bir ahenk oluşturdu.
 
LOUIS VUITTON
Moda haftasının kapanış defilesi, Louvre’un bahçesine yerleştirilen plastik bir çadırda gerçekleşti. Trans şarkıcı Sophie’nin It’s Okay to Cry şarkısında performans sergilediği dev bir ekranın ortasından podyuma çıkan modeller, Nicolas Ghesquière’in Belle Epoque ve Art Nouveau akımının iyi örneklerinden biri olan Vuitton aile evi ilhamlarını yansıtan tasarımlara bürünmüşlerdi. 60’lar sonu ve 70’ler başı dönemlerine odaklanan koleksiyonda saykodelik desenler, cici bici elbiseler, A kesim ve kemerli tunikler ağırlıktaydı. VHS kasedi şeklinde çantalarıysa sık göreceğimize eminiz.
 
CELINE
Yeni sezonda modanın geçmişe dönüş akımına uyan tasarımcılar arasında yer alan Hedi Slimane rotayı 70’lerin Parizyen şıklığına çevirdi. Koleksiyonda başrol jean’deydi; boru paça jean’ler zarif gömlek ve blazer ceketlerle tamamlanıyor, şal desenli bohem elbiseler diz üstü çizmelerle buluşuyor, fular yakalı bluzlar ve süet midi etekler şık bir ikili oluyordu. Saç bantları ve şapkalarla tamamlanan koleksiyondaki her parça şık Parizyen kadının gardırobunu tamamlar nitelikteydi.
 
Hazırlayan: Eylül Solakoğlu
 

İlgili Makaleler