Christian Dior’un seyahatlere duyduğu hayranlık bu yaz sadece bir ilham değil, bizzat koleksiyonun tonu. Dioriviera 2025, klasik Fransız zarafetini Akdeniz’in çabasız havasıyla buluşturuyor. Toile de Jouy’nin mavi-beyaz baskısı hâlâ başrolde, ama bu kez eşlikçileri daha genç, daha serbest ve daha rahat. Dior’un sezon yorumu net: Her şey rüzgârla dağılmaya, güneşte yıpranmaya ve tüm bunlar eşliğinde şık kalmaya hazır.
Turkuaz ve pudra tonlarında hayat bulan Toile de Jouy Sauvage, bu kez doğayla kurduğu bağı saklamıyor. Yeni desen Toile de Jouy Palms ise az önce tropik bir ormanın içinden geçmiş gibi. Fakat desenin etkisi, yalnızca göz alıcılığında değil; kumaşların üzerindeki duruşunda, yürürken savrulan ipeklerde ve bağcık detaylı trikoların bilinçli dağınıklığında gizli.
Bu koleksiyonun DNA’sında “dağınık it-girl” kodları var. Elbisesinin iplerini bilerek açık bırakmış, bandanasını ise mükemmeliyetçilikten uzak bir yerde bağlamış birinin imajını çiziyor. Teddy-D şapkalar ve örme dokular bu tavrı desteklerken, Lady D-Lite ve Book Tote çantalar hala Dior’ın imza silüetlerini destekliyor. Plajdan sokağa geçiş değil; tam olarak aradaki o sonsuz alan.
Dioriviera’nın sezon mesajı net: Giyinmenin kuralı yok. Üst üste, kat kat ya da dümdüz. Parça sayısının azlığı değil, bıraktığı his önemli. Elbiseler, etekler, gömlekler, mini trikolar ya da geniş paçalı takımlar… Her biri yaz akşamlarında kendinizi rahatlıkla ifade etmenize alan açıyor.
Dioriviera 2025 bir yaz halini sunuyor. Ve bu hal; bağcıkları çözülmüş, rüzgarda dağılmış ancak klasiklere saygı duruşunda bulundan bir yerde konumlanıyor.