Prenses Diana, modanın “zamansız” kategorisinde hala en önde duran isim. Kraliyet protokolünü oversize blazer’larla, kot pantolonla ve kimi zaman da tek omuzlu couture elbiselerle altüst ediyordu. Sırrı ise Diana’nın modayı yalnızca “giyinme” eylemi olarak görmemesinde saklıydı; o, her parçayı kişisel bir manifestoya dönüştürüyordu.
Bugün sosyal medyada dolaşırken, bir TikTok “style inspo” kolajında veya podyum arşivlerinde hala Diana’ya referans verildiğini görmek sürpriz değil. Çünkü onun stil kodlarındaki oversize silüetler, kuralları yeniden yazan kombinler, ince ama güçlü mesajlar günümüz trendlerini hala besliyor.
1 Temmuz, Prenses Diana’nın doğum günü. Eğer aramızda olsaydı 64 yaşında olacaktı. Lady Di’nin arşivden çıkarıp bugüne ışık tutan beş unutulmaz görünümüne yakından bakıyoruz.
British Lung Foundation tişörtü, blazer ve kovboy çizmeleri
Bu görünüm, Lady Di’nin cool üniforması: Oversized ceket, rahat bir jean ve statement bir tişört. “British Lung Foundation” tişörtüyle hem bir sosyal mesaj veriyor hem de döneminde yükselen grafik tişört trendine öncülük ediyor. Kovboy çizmeleri ise Diana’nın klasik Brit stiline Americana dokunuşu katmasının ilk örneklerinden. Bugün Hailey Bieber ve Kendall Jenner gibi isimlerde gördüğümüz “athleisure-meets-western” estetiğinin ilhamı tam olarak burada yatıyor.
Fuşya kazak ve pötikare pantolon
Konfor ve renk oyunları Diana’nın gündelik stilinde önemli yer tutuyordu. Bu görünümde canlı pembe bir kazak ve pötikare desenli pantolonla bir araya gelerek nostaljik ama taze bir enerji yaratıyor. Tatil ruhu, ev konforu ve zarafet arasında bir denge. Diana burada, 2020’lerin “coastal granddaughter” trendine göz kırpıyor.
“Revenge Dress” yani “İntikam elbisesi”
Prens Charles’ın sadakatsizliğini itiraf ettiği televizyon programının hemen ertesi günü, Diana siyah Versace elbisesiyle bir sanat galerisindeydi. Off-shoulder tasarımı, yırtmacı ve cesur silüetiyle dönemin tüm royal dress code’larını paramparça etti. “İntikam elbisesi” olarak moda tarihine geçen bu görünüm, bir stil anından fazlasıydı: Güç ve kontrolün sembolüydü. Boynundaki büyük safir kolye ise hala kraliyet mirasına bir gönderme olarak konuşuluyor.
“Black Sheep” kazak
Kırmızı üzerine beyaz koyunların arasında tek bir siyah koyun. Prenses Diana’nın mesajı oldukça açık. Sembolizmin en net örneklerinden biri olan bu kazak, o dönemde kraliyet içinde ne kadar “uyumsuz” hissettiğinin görsel bir temsili. Giydiği dönemde bu mesajın bu kadar açık okunup okunmadığı tartışılırdı ama bugün, Diana’nın bireyselliğine yaptığı bu dokunuş net bir şekilde okunabiliyor.
Lacivert-beyaz çizgili takım ve geniş kenarlı beyaz şapka
Androjen çizgiler, teatral silüet. Diana’nın çizgili takımı, hem güçlü kesimi hem de büyük şapka seçimiyle döneminin çok ötesindeydi. Lacivert-beyaz çizgiler, denizci estetiğini çağrıştırırken, geniş kenarlı beyaz şapka neredeyse bir kostüm detayına dönüşüyor. Bu kombin, 90’larin “power” giyimi anlayışının Diana versiyonuydu: Gülümsemesi ve zarif duruşuyla, güç ve yumuşaklığı her zamanki dengeliyor.
Kapak: Getty
İlginizi çekebilir >>>>> Dua Lipa’nın “Radical Optimism” gardırobuna yakın markaj
