Fotoğraf: @calvinklein
New York Moda Haftası, Proenza Schouler’un taze kreatif direktörü Rachel Scott imzalı defilesiyle başlayıp Tory Burch’un One Hanson Place’deki görkemli şovuna uzanan programıyla iddialı bir açılış yaptı. Bu sırada Manhattan sokakları da en az defileler kadar ilgi çekiciydi. Front row misafirleri şovdan çıkar çıkmaz SoHo sokaklarını ikinci bir podyuma çevirdi, Alexander Wang çizmeleriyle koşar adım yürüyen de vardı, vintage Prada çantasıyla objektiflere poz veren de.
Katmanlar ve dokuların oyunu
Fotoğraflar: @lara_bsmnn, @sparkandpepper
New York Moda Haftası boyunca sokaklarda tek katlı kombin görmek neredeyse imkansız. Suni kürk yeleklerden uzun hırkalara, ince trikoların üzerine atılan uzun paltolara kadar “layering” sezonun en çok konuşulan stillerinden biri oldu. Özellikle siyah-beyaz nötr kombinlere eklenen tek bir canlı parça sokağın enerjisini yükseltiyordu. Üstelik sadece renk değil, doku kontrastları da öne çıktı. Parlak saten ile mat denim, tüy detayları ile keskin deri, ekose etekler ile oversize kazaklar bir araya gelerek dikkat çekici kombinler yarattı. Sonuç ise gündelik olanı bir anda defile enerjisine taşıyan görünümlerdi.
Blazer’ın sokak hakimiyeti
Fotoğraflar: @hoskelsa, @by.ivanaramirezm
Blazer’lar New York Moda Haftası sokak stilinin merkezindeydi. Lower Manhattan’da siyah bir blazer elbise ve kalın bir McQueen kemer ikilisine rastlamak kaçınılmazdı. Güçlü omuz hatlarıyla keskin bir çizgi sunan, bel hattını ise kemer ya da dikiş oyunlarıyla vurgulayan hourglass blazer’lar defile çıkışlarının en çok konuşulan parçası oldu ve şimdiden önümüzdeki aylara damga vuracak gibi görünüyor.
90’lar ruhuyla ekose
Fotoğraflar: @atiqadar, @lara_bsmnn
90’ların Grunge akımından Burberry’nin İngiliz mirasına uzanan geniş bir yelpazede ekose, bu sezon New York Moda Haftası sokak stilinde sıkça karşımıza çıkan desenlerinden biriydi. Grunge’ın asi ruhu kareli gömleklerde yeniden canlanırken, Burberry’nin miras ekosesi ve markaların güncel yorumları bu deseni sofistike bir tavırla yeniden gündeme taşıdı. Anna Sui’nin rengarenk defilesinden çıkıp New York sokaklarına karışan ekose etekler, çantalar ve ceketler 90’lar nostaljisini bugünün ritmine uyarladı.
Retro etkisiyle puantiyeler
Fotoğraflar: @slobodushka, @lara_bsmnn
Puantiyeler bu yılın başında güçlü bir dönüş yapmıştı ve New York Moda Haftası sokaklarında da bunun en canlı yansımaları görüldü. Nokta desenli parçalar, 90’ların feminen zarafetini hatırlatırken günümüz stilinde çok daha özgür ve eğlenceli bir tavır kazandı. Baştan sona puantiye görünümünden saç aksesuarlarına kadar küçük detaylarda beliren desen, bu dönüşün tesadüf olmadığını göstererek zamansız etkisini yeniden hatırlattı.
Kişisel imza ve deneysel seçimler
Fotoğraflar: @reneeebeller, @benulus
Aslında moda haftalarında sokak stilinin en büyüleyici yanlarından biri, risk alma eğilimi. Kombinlerde asimetrik kesimler, transparan detaylar, metalik ve parlak dokular, hatta sanatsal baskılarla herkes kendi imza stilini vurgulamak istiyor. Bu sezon New York Moda Haftasında “pratik ile abartılı arasında kalan çizgi” favori. Alışılmadık gömlek fırfırları, püskül detaylı parçalar ve geçmişe dair ilhamlar gibi öğeler de dikkat çekiyor. Bu öğelerin bir araya gelişi sokakları anlık bir ilham kaynağına çeviriyor. Kısaca, bu hafta çıkan her kare bireyselliğin modanın asıl hikayesi olduğunu hatırlattı.
İlginizi çekebilir>>>>> New York Moda Haftası: Michael Kors 2026 İlkbahar/Yaz Koleksiyonu
