Paris Moda Haftası: Saint Laurent İlkbahar/Yaz 2026

30 Eylül 2025
Paris Moda Haftası: Saint Laurent İlkbahar/Yaz 2026

Fotoğraf: @ysl

Paris Moda Haftası, Eyfel Kulesi’nin ışıkları altında Saint Laurent ile unutulmaz bir açılış yaptı. Anthony Vaccarello imzalı İlkbahar/Yaz 2026 defilesi, Place du Trocadéro’daki gece atmosferini sinematografik bir sahneye dönüştürerek izleyenlere büyülü bir deneyim sundu. Podyumun etrafı, iç içe geçmiş YSL logosu şeklinde düzenlenmiş binlerce ortancayla rüya gibi bir bahçeyi andırıyordu. Front row ise adeta bir ünlü geçidiydi; Madonna’dan Kate Moss’a, Hailey Bieber’dan Zoë Kravitz’e uzanan isimler Saint Laurent’in bu özel şovunu Eyfel Kulesi manzaralı sahnede ön sıradan izledi.

Koleksiyonun teması ve tasarımcının mesajı

Fotoğraf: @ysl

Bu sezon Vaccarello’nun odağında, Saint Laurent’in geçmişinden gelen güçlü estetik kodlarını bugünün temposuna uyarlamak var. Tasarımcı, markanın köklerine saygı gösterirken onları katı bir çerçeveye hapsetmek yerine özgürce yeniden şekillendiriyor. Sert silüetlerden romantik tarza uzanan koleksiyonda, Saint Laurent kadınının tarzındaki çok yönlülüğü net bir biçimde ortaya koyuyor.

Öne çıkan silüetler, kumaşlar ve kesimler

Fotoğraf: @ysl

Saint Laurent 2026 İlkbahar/Yaz koleksiyonu üç ana bölümde ilerliyor. Birbirinden farklı ama birbirini tamamlayan silüetler üzerinden bir hikaye kuruluyor. Açılışta, güçlü 80’ler omuzlarıyla dikkat çeken siyah deri ceketler ve motorcu tarzı üstler, dar kalem eteklerle birleşerek sert ve iddialı bir duruş yaratıyor. Geniş vatkalar, keskin tailoring çizgileri ve önden bağlanan beyaz bluzlar bu görünümlerin belirgin detayları arasında.

İkinci kısımda atmosfer biraz daha yumuşuyor. İnce, yarı transparan naylon trençkotlar ve paraşüt kumaşlarını andıran hafif elbiseler, canlı renklerle birlikte öne çıkıyor. Bu parçalar, Saint Laurent’in 1960’lardaki Rive Gauche dönemine zarif bir selam niteliğinde. 

Üçüncü ve son bölümde ise podyuma, bir anda tarihi bir moda balosuna evriliyor ve dramatik prenses elbiseleri ortaya çıkıyor. Hacimli etekler, kabarık omuzlar, kat kat fırfır ve volanlarla bezeli uzun elbiseler, izleyicide Fransa’nın Belle Époque döneminin zarafetini çağrıştırıyor. Anthony Vaccarello, birbiriyle zıt bu üç silüet grubunu tek bir hikayede buluşturarak “aynı kadının sert deri zırhtan, yumuşak görünümlü kabarık elbiseye yumuşak geçiş yapabildiğini, ama özünde aynı güçlü kadın olduğunu” anlatmak istediğini belirtiyor.

Renk paleti ve dokular

Fotoğraf: @ysl

Koleksiyonun renk paleti, açılışta klasik Saint Laurent kodlarına uygun olarak siyah, beyaz ve toprak tonlarına odaklanıyor. Bu sade başlangıçtan sonra renk paleti beklenmedik bir şekilde canlanıyor. Koyu kahveler ve bordolar yerini hardal sarısı, canlı turuncu, lacivert ve mora bırakarak podyumda aniden enerji yükseliyor. 

Renklerle birlikte dokular da yavaş yavaş değişiyor. Açılıştaki parlak deri yüzeyler ve metalik detaylar, defilenin ortalarına doğru yavaş yavaş geri çekiliyor, yerlerini transparan naylon katmanlar ve ince, ipeksi kumaşlar alıyor. Bu değişim, podyumun havasını sert bir kış sabahından sıcak bir bahar akşamına çeviriyor. 

Hikaye styling detaylarında gizli

Fotoğraf: @ysl

Defilenin stil detayları, koleksiyonun havasını tamamlayan ince dokunuşlardı. Modeller, Saint Laurent kadınının cool ve mesafeli tavrını büyük boy güneş gözlüklerinin ardından yansıtıyordu. Geniş çerçeveli, koyu camlı aviator gözlükler yüzleri gizlerken, görünümlere gizemli bir hava katıyordu. Sanki izleyiciyle aralarına bilinçli bir perde çekiyorlar gibiydi. 

Aksesuarlar ise bu gizemli tavrı kırarcasına iddialı bir şekilde öne çıkıyor. Sallantılı inciler, iri taşlı küpeler ve metal parçalar podyuma dramatik bir ton ekliyor. Deri takımlarla birlikte kullanılan gümüş kemerler ve zımbalı detaylar, koleksiyonun sert enerjisini daha da belirginleştiriyor. 

Görünümlerde saçlar genelde geriye doğru toplanmış ya da düz bir şekilde salınmış, makyaj ise doğal bırakılmıştı. Bu sade görünüm, kıyafetlerin ve aksesuarların ön plana çıkmasını sağlıyor.

İlginizi çekebilir>>>>> Milano Moda Haftası: Dolce & Gabbana İlkbahar/Yaz 2026

Ece Ekin Çelik

Ece Ekin Çelik

Ege Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde lisans eğitimini sürdüren Ekin, modaya ve yazıya olan ilgisini erken yaşta keşfetti. Kültür, sanat ve moda üzerine içerikler üreterek başladığı yolculuğuna Söylenti Dergi’de yazarlık yaparak devam etti. Şu anda InStyle Türkiye’de stajyer olarak görev alıyor.

Daha Fazla İçerik

Feminizm 101: İş dünyasında “yapısal eşitsizlikler” sözlüğü Feminizm 101: İş dünyasında “yapısal eşitsizlikler” sözlüğü

Feminizm 101: İş dünyasında “yapısal eşitsizlikler” sözlüğü

İş dünyası eşitlikten bahsediyor ama gerçekler çok farklı; kadınların başarıları gölgede bırakılıyor, görünmez yükler omuzlarına yükleniyor ve sessiz ama derin eşitsizlikler her gün yeniden karşımıza çıkıyor.
Günlük rutininizde fark etmeden sizi tüketen 10 alışkanlık Günlük rutininizde fark etmeden sizi tüketen 10 alışkanlık

Günlük rutininizde fark etmeden sizi tüketen 10 alışkanlık

Günlük hayatınızın bir parçası sandığınız alışkanlıklar, aslında sizi yavaş yavaş tüketiyor olabilir.