Beymen Collection’ın baş tasarımcısı Seniye Kirazoğlu ile ışığın izini süren zarafetten, kumaşların ruhla kurduğu bağa uzanan sezona dair ilham verici bir sohbet gerçekleştirdik. Moda dünyasında üretmenin baskısı kadar özgürlüğünü de konuştuğumuz bu röportajda; zamansızlık, doğallık ve çok yönlü şıklık üzerine güncel stil kodlarına birlikte baktık.
Röportaj AREN BİTMEZ

Moda tasarımcısı olmaya ne zaman karar verdiniz? Çocukluğunuzda sizi bu yola çeken bir an ya da kişi var mıydı?
Moda tasarımcısı olmaya lise son sınıfta karar verdim ancak küçük bir kız çocuğuyken de bebeklerime kıyafet dikme merakı bende vardı. Özellikle çocukluk yıllarında tanışmış olduğum kumaş parçalarının bunları nasıl geri dönüştürebileceğim hissini bende uyandırdığını hatırlıyorum, ardından bunlarla ne yapabilirim sorusu ile büyümüş olmam ve onları kullanmam zaman içerisinde içime işlemiş olacak ki bu yolda devam etme kararı aldım. Ortaokula gittiğim bir yılın yaz ayında babamla Mersin’den Adana’ya dönerken büyük bir fabrikanın önünden geçtik, burnuma bir koku geldi ne kadar güzel bir koku olduğu hakkında babamla sohbet etmeye başladım. Bu kokunun aslında elyaf kokusu olduğunu, benim ileride tekstil ile ilgili bir iş yapacağımı kendisi bana söylemişti. Geçmişi düşününce, aslında tekstil o dönemlerde içime işlemiş.
Kendi stilinizi nasıl tanımlarsınız? Gardırobunuzun olmazsa olmazı nedir?
Aslında kesin çizgileri olan bir stilim yok. Ruh halime ve ilham aldığım döneme göre değişiyor. Gardırobum, farklı stillere sahip ceket takımlarım ve elbiselerim var. Ama bunları tamamlayan iyi ve zamansız ipek gömlekler, triko parçalar ile karıştırmaktan ve sınır tanımamaktan keyif alıyorum.
Kariyerinizin bir dönemine dönüp bir not bırakma şansınız olsa, ne yazardınız?
Aslında tek bir şey yazmak çok zor. Çünkü her dönem kendi içinde doğruydu. Ama yine de bir not bırakacak olsam şunu söylerdim: “Her şeyin hemen olması gerekmiyor.” Zaman zaman acele ettim, bazen fazla düşündüm… ama sonra fark ettim ki her karar, her bekleyiş, her belirsizlik bile beni bugüne getirdi.
“Beymen kadını olmak” sizin için ne ifade ediyor? Bu kavramın içinde nasıl bir zarafet ya da güç tanımı var?
Beymen kadını olmak benim için; ne istediğini bilen ama bunu her zaman yüksek sesle söylemek zorunda hissetmeyen, kendine güvenini zarafetinden alan bir kadın olmak demek. Moda benim için sadece stil değil bir duruş, bir hafıza ve sezgi. Beymen’in dünyasında kendimi bu çizgiye çok yakın hissediyorum.

Beymen Collection’ın ruhunu sezona nasıl taşıdınız? Koleksiyonun hikâyesi nasıl doğdu?
Bu sezon Beymen Collection’ın özündeki zarafet ve zamansızlık duygusunu, doğadan ve ışıktan ilham alarak yeniden yorumladık. Işığın dokunduğu her yüzey, her renk ve her doku bizim için bir alıntıya dönüştü. Şehir hayatının dinamizmini, doğanın dinginliğiyle harmanladık. Beymen kadınını günün her anına eşlik edebileceği güçlü ama rafine bir stil duygusuyla buluşturduk.
Zorlandığınız ama size çok şey öğreten bir koleksiyon sürecini bizimle paylaşır mısınız?
Aslında spesifik bir durumu anlatmaktan çok genel bir şekilde cevaplayabilirim bu soruyu. Bugün her koleksiyona biraz daha açık fikirli ve esnek yaklaşmamı sağlayan şey, o zorluklardan öğrendiklerim. Tasarım sürecinin sadece tekil fikir üzerinden değil, birlikte erimenin, uyumun ve çözülmenin yaşandığı bir dönem olduğunu kendime hatırlatıp her sezon bu motivasyonla devam ediyorum.
Tüketicinin değişen alışkanlıkları koleksiyon stratejilerinizi nasıl etkiliyor?
Tüketici artık sadece şık görünmek istemiyor; kendini ifade etmek, konforlu hissetmek ve sürdürülebilir tercihler yapmak istiyor. Dolayısı ile koleksiyon stratejilerimizde bu beklentilere karşılık verecek bir denge kurmaya özen gösteriyoruz. Zamansızlık kavramı artık daha da önemli. Yıllarca keyifle giyilebilecek, kaliteli kumaşlardan stil olarak eskimeyecek parçalar yaratmaya odaklanıyoruz.

Bugünün moda dünyasında tasarımcı olmak sizi daha mı özgür yoksa daha mı baskı altında hissettiriyor?
Bir tasarımcı olarak sürekli üretmek, görünür olmak ve yenilikçi kalmak zorundasınız. Moda dünyası artık sadece tasarımdan ibaret değil. Günümüzde sosyal medya, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik gibi başlıklarla derin etkileşimde pek çok yeni dinamiği diğer aynı anda yönetmek demek. Ben bu dengeyi kurarken kendi merkezimi kaybetmemeye çalışıyorum. Beni besleyen şey hala kumaşın dokusu, kokusu, bir siluetin sessiz gücü ya da bir hissin tasarıma dönüşmesi. Özgürlük de beklentileri yönetmek de bu işin bir parçası ama esas olan hala tutkuyla yapabiliyor olmam.
Sizce gelecek sezonlarda “trend” olmaktan çıkıp kalıcı hale gelecek bir yaklaşım ya da parça ne olur?
Moda artık sadece “güzel” olmayı değil, anlamlı olmayı da istiyor. Bu yaklaşım bence kalıcılığın anahtarı olacak. O yüzden kaliteli kumaşlardan iyi kesimli bir blazer, nötr tonlarda bir ipek gömlek ya da sade ama güçlü bir elbise, sezonlardan bağımsız şekilde gardıroplarda yer bulacak.
Beymen Collection’da kumaş seçimleri sadece estetik değil aynı zamanda hissiyat da yaratıyor. Bu sezon dokularla ne anlatmak istediniz?
Beymen Collection kumaş seçimlerindeki asıl amaç, sadece gözle değil, tenle ve ruhla da hissedilecek hafifliği ve doğallığı yaratmak. Yaz mevsiminin doğallığını ve dinginliğini, koleksiyonun kumaş seçimleriyle birebir hissettirmeyi hedefledik.

Beymen Collection, moda trendlerinin ötesine geçerek stil kodları yaratıyor. Bu sezon bu kodlara yeni eklenen bir yaklaşım oldu mu?
Evet, bu sezon stil kodlarımıza hem teknik hem de duygusal bir yenilik kattık: Işığın izini süren zarafet. Beymen Collection’ın zaten temelinde olan zamansızlık, zarif silüetler ve güçlü kumaş dili, bu sezon doğayla ve ışıkla daha organik bir bağ kuruyor. Renk paletinde çağla yeşili, vanilya, kahverengi ve lacivert gibi doğadan gelen tonlarla modern şehir kadının yaşamına uyum sağlayan bir sadelik dili geliştirdik. Stil kodlarımıza eklenen bir diğer yaklaşım da “çok yönlü şıklık”: Gündüzden geceye taşınabilen, konforla zarafeti buluşturan parçalar.
Kısacası bu sezon stil kodlarımızı sadeleşmiş ama derinleşmiş bir anlatımla güncelledik. Artık sadece nasıl göründüğünüz değil, nasıl hissettiğiniz de kodlarımızın bir parçası.
İlginizi çekebilir >>>>> Saint Laurent’in Kate Moss’lu reklam kampanyası “Velvet Heat”